| Komisyon Adı | : | (10 / 114, 365, 378, 494, 702, 884, 1423, 1431, 1442, 1449, 1597, 1787, 1808, 1949, 1955, 1970, 2056, 2092, 2094, 2095, 2096, 2097, 2098, 2099) Esas Numaralı Meclis Araştırması Komisyonu |
| Konu | : | Gazeteci Meltem Yılmaz'ın, yeni bağımlılık türleri, bunların elde edilme yolları, tedavi merkezleri ile uyuşturucu bağımlılığın önlenmesi için yapılması gerekenler hakkında sunumu |
| Dönemi | : | 26 |
| Yasama Yılı | : | 3 |
| Tarih | : | 07 .02.2018 |
GÖKCEN ÖZDOĞAN ENÇ (Antalya) - Bence muhatabımız oradaki arkadaşlar değil, onlar belki olayın sahasını biliyorlar ama AMATEM'leri belki biraz acımasızca eleştiriyoruz ama şu anda da Türkiye'de devletin bu noktada tedavi amaçlı sağladığı bir imkân da yok. Ben vekilime o noktada çok katılamayacağım, AMATEM'lerin belki bir kısmı kentlerin içinde kaldı, işte, madde satıcılarının, amiyane ifadeyle torbacıların daha rahat ulaşabildikleri yer ama tekrar revize edilip, biraz evvel de ifade ettiğim gibi, çağın gereklerine uygun hâle getirilirse ben faydalı olacağı düşüncesindeyim hâlihazırda. Ama "Yok, AMATEM açmayalım." noktasına ben o anlamda katılmıyorum, ÇAMATEM de hakeza. Benim ilimde 30 yataklı AMATEM açtık, şimdi ÇAMATEM'i onun yanına yapıyoruz, bir ada şeklinde, kentten biraz daha izole ve şöyle söyleyeyim: Yer bulup tedavi olmak için beni arıyorlar yani "Vekilim, biz yer bulamıyoruz, lütfen müdahale edin de yer alalım." diye ki öyle bir konuda asla müdahale etmem çünkü hepsi de aynı statüde yani birisine öncelik tanımayı da o konuda doğru bulmuyorum.
Şimdi, ben şunu soracağım size: Evet, önleyici tedbirler işin farklı bir boyutu, işte her zaman söylüyorum, maddeye başladığı zaman onu kimyasaldan arındırma, sosyal uyum süreci yani dünyada bu üç bacaklı idare ediliyor, yönetiliyor. Türkiye'de evet, polisin yakalama oranları arttı ama Savcı Bey'in söylediği gibi orada uygulanan, 2014'te benim de Mecliste olduğum dönemde çıkardığımız kanunun çok da başarılı olmadığı gerçeği elimizde duruyor. Ona da tabii ki sonuç raporunda değinmemiz gerektiğini düşünüyorum. Bu sivil toplum kuruluşlarını bir taraftan sürece dâhil etmek zorundayız. Ben bunun sadece kamunun alanı olduğunu düşünmüyorum, sizin de kitabınıza biraz göz gezdirdim, sadece devletin çözebileceği bir alan değil bu ama ifadenizde sadece STK'lere bırakılmış gibi bir şey söylediniz. Mesela şey de sıkıntılı: Biraz evvel, ilk konuşmanızda ismini zikrettiğiniz dernek benim ilimde, ben oraya gittim, nasıl çalıştıklarını, ne yaptıklarını biliyorum; sizin az evvel söylediğiniz konuyla ilgili benim de duyumlarım var hani böyle yönetildiğine dair ancak oraya gittiniz mi hiç, görmediniz belki; bir kere yasal zemini yok yani konaklamalı yerler var orada, daha doğrusu bir evin içerisinde 12-13 çocuk -çocuk demeyelim- 18 yaşın üstünde. Bunlar -"body" denilen bir yöntem var yani bu, Avrupa'da, İtalya'da da yaygın- maddeyi kullanmış, bırakmış, ayık -böyle tabir ediyorlar- kişiler ve maddeyi bırakmak isteyen kişiye "body"lik yapıyorlar. İşte, onunla vakit geçiriyor, orada güvercinleri var mesela, örnek veriyorum. Mescitleri yok, onu da söyleyeyim, hani gittiğim, gördüğüm için söylüyorum. Biraz evvel sadece...
MURAT EMİR (Ankara) - Niye yok anlamında mı yoksa...
GÖKCEN ÖZDOĞAN ENÇ (Antalya) - Niye yok anlamında değil, hani dinî anlamda bir... Ben gördüğüm için mekânı... Ne var mesela orada? Sanat atölyeleri var çocukların resim vesaire yaptıkları. Artı bizden mesela detox yapabilmek için sauna istemişlerdi. Ama şu ilk baştaki hesaba para yatırma meselesi çok sıkıntılı. Ama, tabii, onların da o süreci döndürmesi gerekiyor.