| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | Vergi Kanunları ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Tasarısı'nın (1/914) |
| Dönemi | : | 26 |
| Yasama Yılı | : | 3 |
| Tarih | : | 08 .02.2018 |
ZEKERİYA TEMİZEL (İzmir) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Değerli arkadaşlar, iki hafta içerisinde peş peşe iki torba yasa görüşmesini gerçekleştirdik. Her iki yasa da getiriliş amacı itibarıyla küresel dünyanın önemli aktörlerinden biri olma konusunda yoğun uğraşlar sergileyen ülkemizin yatırım ortamının iyileştirilmesi, potansiyelinin artırılmasını içeren maddeler. Bunu başlangıçta belirtmemin nedeni bu amaçla yapılacak olan bütün düzenlemelerin hepsine bizler sadece katkıda bulunuruz. Yanlış gördüğümüz, düzeltilmesini istediğimiz bir şeyler varsa da uyarırız: "Buradan beklediğiniz sonuç şu değil, şunlar şunlar da olabilir." deriz. Ancak bu kadar iyi niyetle yapılmış olan düzenlemelerin içerisinde bazen belki de burada çok ayrıntısıyla konuşulması gereken maddelerin de girdiğini görürüz. Onlar konusunda da bunun ülkeye vereceği zararı ve bu uygulamalar sonucunda... Aslında Sami Bey'le biz ikimiz sadece bir yerde bu komisyon toplantısını yapsak aynı amacı hasıl edecek. Pardon hocayı da katıyorum.
Şimdi değerli arkadaşlar, biraz önce Sayın Bakanın bizlere dağıttığı etki analiziyle ilgili rakamları topladım alt alta. Toplama sırasında bir yanlışlık yaptım mı bilmiyorum ama...
CEMAL ÖZTÜRK (Giresun) - Ben de topladım.
ZEKERİYA TEMİZEL (İzmir) - ...şu andaki tasarının bütçeye maliyeti 19 milyar 793 milyon.
CEMAL ÖZTÜRK (Giresun) - Benimki o kadar tutmadı.
ZEKERİYA TEMİZEL (İzmir) - Bir daha bakın. Benimki de yanlış olabilir çünkü apar topar topladık, toplamını vermemişler.
MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Sen iktidar gözüyle topladın, burası muhalefet gözüyle.
ZEKERİYA TEMİZEL (İzmir) - 9 milyar sadece bir tanesi.
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Etki analizini aldınız mı?
ZEKERİYA TEMİZEL (İzmir) - Aldım aldım, oradan topladım.
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Açık, şeffaf.
ZEKERİYA TEMİZEL (İzmir) - Tabii.
Yani yanlışlık yapmış olabilirim ama sonuç olarak 19 milyar liralık etki analizi olan yani bütçe gelirlerinde 19 milyar liralık azalmaya neden olan bir paketi görüşeceğiz biz. Sıradan bir olay değil, gerçekten sıradan bir olay değil. Hele böyle 19 milyarlık etki analiziyle beraber getirilmesi nedeniyle de Maliye Bakanlığına teşekkür ediyoruz. Çünkü açık açık konuşma imkânımız olacak burada.
Şimdi değerli arkadaşlar, 19 milyar liralık etki analizi olan, dolayısıyla özellikle de çok büyük ölçüde sosyal amaçlı olarak, istihdam yaratma amaçlı olarak yapılan düzenlemelere "hayır" demenin olanaksızlığını biraz önce Komisyon Başkanı da "Siz buna karşı mısınız?" diyerek söyledi zaten. "Hayır" istihdam yaratacak hiçbir şeye burada kimse karşı olmaz, hele bu kadar genci varsa. Burada bir sorun yok. Ama burada önemli olan bunun kaynağıdır. Çünkü bu kaynak eğer sağlıklı kaynaklardan değilse bunun gelecekte ilave olarak yaratacağı işsizlik oranını da dikkate almak zorunda kalırız, kalmak zorundayız. Bunun olmayacağını varsayıyoruz. Ancak şu anda dünyada, Amerika'da başlayan kriz mi köpük mü olduğu tartışılan bir olay yaşanıyor, borsalar tepetaklak gidiyor, faizler yükseliyor, gelişmiş ülkelerde kurlar, Amerika'da özellikle yukarı doğru gidiyor. Bütün bunların Türkiye'ye ciddi anlamda bir etkisinin olacağı bir gerçek. Cari açığı sürekli olarak 35-40 milyar lira civarında dolaşan, dış ticaret açığında geçen yılki açığımızın 74 milyar dolar olduğu, dolayısıyla da bu açıklar nedeniyle sürekli olarak dış finansmana ihtiyacımızın bulunduğu bir konumdayız. Bütçeye 67 milyar liralık bir açık öngördük. 20 milyar lira da buradan ekleyin. Şimdi bütün bunların hepsinin kararını verirken o zaman bir de şöyle bir defa daha soluk alıp soluğu içimizde tutmamız gerekiyor. İlave olarak bunun yaratacağı etkiyi düşünün piyasada. Faiz oranlarıyla ilgili etkisini düşünün. O nedenle buradaki her maddenin teker teker değerlendirilmesini gerçekten çok önemsiyoruz. Bunların içerisindeki düzenlemelerin ise büyük bir kısmı zorunluluk. Sizin rekabetinizi güçlendirerek ilave yatırımların gelmesini sağlayacak düzenlemelerin ise buradaki etki analizini nötr hâle getirmesi de mümkün olabilir. Bunları da konuşmak gerekir böyle bir olayda, bunu da yabana atamayız. Ama özellikle istihdamla ilgili olarak yapılan düzenlemelerin büyük bir kısmının kaynağının işsizlik sigortası olması bu konudaki endişemizi çok daha fazla artırıyor. İşsizlik Sigortası Kanunu'nda işsizlik sigortasından yapılacak olan ödemeler çok net olarak belirlenmiş. Bunları istediğiniz gibi genişletemezsiniz. İşsizlik sigortası Türkiye'nin bütün sosyal projelerinin kaynağı olarak ortaya konamaz, konmaması gerekir. Dolayısıyla ister istemez yapılan düzenlemeye "hayır" deme gibi bir tavır takınmamakla birlikte, buradan karşılanması konusuna daha önce yapılmış olan yasal düzenlemenin gereği olarak, işçilerden kesilen kaynaklardan bu tür sosyal projelere kaynak aktarılmasına kesin olarak karşıyız. Bunu yapmaya hakkımız yok, o nedenle karşıyız. Düzenlemelerimizin geriye dönüşleriyle değerlendirilmesi konusu bu konularda müthiş şekilde eksik. Özellikle istihdam yaratmak amacıyla geçici olarak belirli bir süre çalışanlara devlet tarafından bütün maaşlarının her türlü ödemesinin yapılması konusu ister istemez bizim toplumumuzda gereken denetimlerin de olmaması nedeniyle "Ya sizden çıkan herhangi bir şey yok nasıl olsa, siz herhangi bir şey ödemiyorsunuz. Çocuk gelsin gitsin oraya ya da gelsin gitsin." gibi yapmış olgusunu sizler de duyuyorsunuzdur, bu toplumun içinde yaşıyorsunuz. Yüz binlerce insan bu şekilde gerçek anlamıyla belki de normal zamanlarda iş aramazken veya iş aramayı düşünmeyen 18 yaş ile 25 yaş arasındaki çocukların veya gençlerin -her neyse- büyük bir kısmının sadece bu nedenle maaş almak için gittiklerini görüyorsunuz. Ek istihdam nedeniyle belirli bir süre devlet tarafından finanse edilen insanların şirketteki tavırları çok nettir zaten "Canım, gelsin gitsin, önemli değil." Nitekim "gelsin gitsin" döneminden sonra ilgili işletmelerin kadrosuna girme aşaması geldiği takdirde "Yok, ben bu ücrete çalışmam." diye ellerini kaldırırlar zaten. İnanılmaz bir devir hızı vardır. Bu devir hızının değerlendirilmesi de gerekir böyle bir düzenleme yapıyorsanız. Biz ne oluyoruz yani? Altı ay boyunca gayet iyi çalışıyor veya geliyor gidiyor gibi gözüküyor, çalışıyormuş gibi gözüküyor, altı ay bitti, işverenin yükümlülüğüne geçecek, orada diyor ki: "Hayır ben bunu istemem." Herkes de zannediyor ki işveren yükümlülüğe geçiyor, geçti ya da bu nedenle bunları oradan gönderiyor, işte, bedava varsaydıkları süre içerisinde çalışmalarına izin veriliyor. Bunların hepsini çok ayrıntısıyla değerlendirmek gerekir değerli arkadaşlar. Dolayısıyla vermek elbette ki çok iyidir. Yani burada verilen bir şey nedeniyle herkes gönüllü olarak bütün bunların hepsini destekler. Ama bu unsurları göz önüne almadan yapılan destek aslında başkasının hakkını gasptır. Bu gasbın önüne kesinlikle ve kesinlikle geçmek gerekir.
Bu şekilde değerlendirdikten sonra bazı maddeleri bu kanunun görüşülmesi sırasında çok ayrıntılı olarak konuşacağız. O nedenle şu aşamada ayrıntısıyla girmiyorum. Fakat Sayın Bakanın sporcu yetiştirme konusunu bu kadar net olarak söylediğine göre bunu sonuna kadar götüreceğinden emin olarak bu konuda bir değerlendirme yapmak istiyorum. Yaptığımız düzenlemede diyoruz ki: "Büyük spor kulüplerinin sporcu transferleri de dâhil olmak üzere onlara yapılan ödemelerden kesilen vergi kesintilerini spor kulüpleri Maliyeye ödeyecekler, Maliye daha sonra bu paraların tamamını onların hesabına yatıracak." Ve diyecek ki: "Burada 'amatör sporcu yetiştirin." Düzenleme bu. Şimdi, Maliye geleneğinden gelen ve Maliye hukukunu yakından yaşamış olan ve de hukukçu olan tüm arkadaşlarımıza soruyorum: Bizim bütçemiz asla tahsis ilkesine göre düzenlenen bir olay değildir. Yani belirli vergilerin belirli giderlere tahsisi diye bir olay yoktur. Bütün gelirler bütün giderlerin karşılığıdır yani ademi tahsis ilkesi vardır, anayasal bir ilkedir. Dolayısıyla tahsis ilkesine geçildiği zaman bunun sonu yoktur zaten. "Sporculardan kesilen stopajı sporcular için harca. Bir de bütün sporcular için değil." Şimdi dört açıdan bunu bir irdeleyelim. Bir, büyük spor kulüplerinin milyarlarca dolarlık transferleri nedeniyle oralardan kesinti yapılıyor. Kesintilerden vergileri kestiler, ödediler, sonra geri aldılar. Bu insanların amatör sporcular için hazırlayacağı olanak dev gibi bir şey. Bizim, ne bileyim Bucaspor, ne doğru dürüst transfer yapar, kesinti yapar, sadece asgari ücretle çalıştırdığı işçileri; sporcu olarak gösterdiği için onlardan kesilenler bir avuç bile olmaz; o da, Buca ve civarındaki amatör sporcuları gerçekleştirecek. Var mi bir adalet, var mı bir hakkaniyet, var mı doğru bir tarafı bunun? Eğer bu şekilde ademi tahsis ilkesi yaratmaksızın, zedelemeksizin spordan elde edilen geliri tahmin edip de biz en azından her yıl bütün amatör sporculara eşit olarak kullanılmak üzere spor kulüplerine dağıtmak üzere bütçeye şu kadar ödenek koyuyoruz derseniz bu doğrudur, bu doğrudur ama bunun dışındaki doğru değildir, Anayasa'ya da aykırıdır zaten. Anayasa bunu iptal eder mi? Eğer Anayasa Mahkemesi bunu da iptal etmezse o zaman Türkiye'de zaten yapılacak herhangi bir şey falan kalmıyor, tahsis ilkesi de yeniden yürürlüğe girmiş olabilir.
Amatör sporcuların desteklenmesiyle ilgili niyet iyi ama adımınızı attığınız andan itibaren bütçenin ve vergi prensiplerinin en temelini çiğniyorsunuz. Bunu yapamazsınız. Eğer yapmak istiyorsanız, vermek istiyorsanız ölçüsü belli: Bütçeye ödeneğimizi koyarız, spor kulüplerinden tahminî olarak şu kadar gelir gelecek deriz, biz oradan gelenler için şuraya bu kadar ödenek koyduk. Sonra nasıl dağıtıyorsanız, Gençlik Spor Bakanlığınız aracılığıyla dağıtırsınız, neyle dağıtıyorsanız dağıtırsınız, sonra da kontrol edersiniz gerçekten bu amaçla mı harcanıyor diye. Bu kulüpler yıllardan beri kesilen vergileri ödemişler mi? Yok. Geçen de nitekim yeni bir kanuni düzenleme yapmak suretiyle başka ülkelerde yüzde 35, yüzde 42 oranında vergi ödeyen insanlardan vergi kesilmemesini mübah hâle getirdik. İtalya'da olduğu zaman ondan şu kadar vergi kesilecek ama Türkiye'de olduğu zaman o çok düşük dilimli olan yüzde 5'liklerde kalacak. Bunu yaptık. Çırpındık burada bunu yapmayalım diye, bu yapılmaz diye. Spor kulüplerinin stopajını bile, yüzde 5'lerini bile ödemeyecekleri kadar büyük transfer ödemelerinin hepsini böylece legal hâle getirmiş olduk. Futbolcuya bulurken buluyor da vergisinin kesintisini öderken bunu bulamıyor mu spor kulüpleri, bulamıyor mu? Demek ki burada bir terslik var; bu, olmaz. "Buradan kesilmiş olanları da başka amaçla kullanmaları hâlinde kesilen verginin şu kadarı ceza keseceğiz." denildi, onu da ödemeyecekler zaten, sorunu büyütmüş olacaksınız. Amatör sporcular için ayrılacak kaynaklara zerre kadar bir karşıtlık sergilemiyoruz ama bütçenin en temel ilkelerinin zedelenmesiyle ilgili bu hususu, sadece Sayın Bakan üzerinde durduğu için maddelerden önce belirtmek zorunda kaldım, kesinlikle herkesin düşünmesi gereken bir konu olarak görüyoruz. Burası Plan ve Bütçe Komisyonu. Siz, ademi tahsis ilkesine aykırı olarak bir düzenleme yapıp buradan gönderirseniz yani buna Genel Kurulda ne denir ya da toplumda ne denir? Bu olay bir karşıtlık olayı değildir, yöntem olayıdır. Farklı bir yöntemde bunların desteklenmesiyle ilgili olarak getirip bir şey yazmak suretiyle yapılsın ama "Vergilerini onlara geri vereceğiz." demeyi, "İade edeceğiz." demeyi pek fazla doğru bulmadık.
Şimdi, değerli arkadaşlar; çok önemli bazı düzenlemelerimiz var, oraların teknik düzenlemeler sırasında belki yanlış yazılmasından falan kaynaklandığını düşünüyoruz. Geneli üzerindeki eleştirilerimizi o nedenle sınırlı tutuyoruz ve yapılan düzenlemelerin... Zaten altı, yedi madde dışında bu tasarı gelmiş olsaydı belki de ilk defa olarak muhalefet şerhi bile yazmadan buradan bir kanunun çıkmasına olanak tanıyacaktık. Umarım gereken düzenlemeler veya gereken uyarılar çerçevesinde burada o maddeler temizlenir, o maddeler temizlendiği zaman da muhalefet şerhimiz olmadan bir kanun tasarısını bizler de imzalamış oluruz.
Sayın Başkan, teşekkür ederim.