KOMİSYON KONUŞMASI

"Arkadaşım, benim maaşımdan kesersen ben öbür tarafa faizimi yatıramıyorum, kredimi yatıramıyorum, kredi kartımı yatıramıyorum." Ondan cayar gider o faizlerini, borçlarını, taksitlerini yatırmaya çalışır. Ne oldu? Sonuç, bir hezimetle karşı karşıyayız arkadaşlar. Yani yasama kalitesi anlamında muhalefeti bu kadar yok sayan, muhalefetin uyarılarını yok sayan bir hükûmet yılda bir buraya getirip torbalarla -bir yıl geçmemiş bakın daha üzerinden, yeni başlamışız- bir hezimeti düzeltmeye çalışıyor. Ama bu şekilde bu hezimet düzelmez. Gerçekten, az önce Bihlun Hanım söyledi Ekonomik ve Sosyal Konseyde bunlar tartışılmalı. Niçin geniş kesimler tasarruf edemiyor? Niçin geniş kesimler borç altında inim inim inliyor? Niçin Gini katsayısı bozuluyor? Bakın, gelir eşitsizliği bozuluyor ve geniş kesimler borç altında inlerken bütün kaynaklar yüzde 1'e doğru akıyor. Buna dönük sosyal politikalar neler olmalı? Nasıl geniş kesimleri refah altında hissettiririz ve onlara tasarruf ettiririz. Yani gelir elde etmeleri lazım ki tasarruf edebilsinler. Bütün bunları Ekonomik ve Sosyal Konseylerde ve tabii ki öncelikle böyle meclislerde ve sosyal kesimlerle, sendikalarla tartışmamız gerekir arkadaşlar. Yoksa bu tip bir tepeden inmeci, finans kesimine rant sağlayacak düzenlemeler yapmayalım.

Bir konuda daha uyardık, bakın o da karşımıza çıktı. Dedik ki: "Bu sisteme çok iyi başlanmalı yani pilot uygulamalar yapılmalı, birkaç başarı örneği sunulmalı ki..." Yani düşünün ki bir yerde bir pilot uygulama başlar, diyelim ki 10 bin kişiye siz bu sistemi uygularsınız, devlet de gerçekten katkıyı koyar, ondan sonra da düşük riskli fonlara yatırılır bunlar değil mi? Hani yüksek riskli fonlar vardır, borsa, yok efendim şu, bu bilmem neye ve orada zarar edilmeyecek, düşük riskli fonlara yatırılır bunlar. Çünkü, işçinin zaten üç kuruşu; riske atmamak gerekir. O anlamda birkaç başarı hikâyesi ortaya konulur. Değil mi? Tasarruf etme alışkanlığı oluşturulur, illa zorla değil. Ondan sonra bu bütün topluma anlatılır, "Arkadaş bak, burada bir başarı hikâyesi var, düşük riskli fonlarla kamu da sana destek sunuyor, senin borcundan da eksiltiyoruz, sana da tasarruf sunuyoruz." diye anlatılır başarı hikâyesi, ondan sonra topluma dalga dalga giderdi. Ne oldu? Yanlış kurgulandı, bir hezimetle karşılaşıldı ve zorunlu tasarrufun iyi bir şey olmadığı noktasında bir algı net bir şekilde oluştu. Bunu böyle yasayla, böyle bir torbayla düzeltemeyiz arkadaşlar.

O açıdan, benim önerim bu tasarıyı Ekonomik ve Sosyal Konseylerle, sosyal taraflarla, sendikalarla, işçi kesimlerle geniş bir şekilde tartışıp ona göre tekrar getirin derim Sayın Bakan.