KOMİSYON KONUŞMASI

MUSA ÇAM (İzmir) - Sayın Başkan, tabii, özelleştirmeyle ilgili genel anlamda bir şey söylemek isterim.

Bu arada, sorumu da ilk baştan sorayım: Hükûmetiniz döneminde yapılan özelleştirmelerden elde edilen gelir ne kadardır? Onun yekûnunu öğrenmek isterim.

Değerli arkadaşlar, Türkiye gündeminde son otuz yılı aşkın bir süredir yer alan özelleştirme uygulamaları, toplumda ciddi bir tartışma yarattığı gibi, hukuki açıdan da pek çok sayıda Anayasa Mahkemesi ve Danıştay kararıyla özelleştirmenin hangi usul ve esaslar çerçevesinde yapılabileceğine dair belirlemeye konu olmuştur. Bu doğrultuda hukuki temeli ve yöntemi belirlenmiş özelleştirme uygulamaları için yapılmak istenen değişiklikler ne anlama geliyor, dikkatli bir şekilde ele alınması gerektiğini düşünüyorum.

Özellikle özelleştirilmesi planlanan kurumlar arasında yer alan TÜRKŞEKER örneği üzerinden değerlendirildiğinde, bir piyasa alanı olmakla birlikte, düzenleme altında olan, stratejik bir ürün olan şeker söz konusudur. Şeker üretimine yönelik ulusal, uluslararası tartışmalar gözetildiğinde sektörün düzenlenmemesi, amaçsız veya salt gelir elde etmeye yönelik bir amaçla özelleştirme yapılabilecek olması, sektörün geleceğinin yok edilmesi, tarımsal bir üretim alanının yok edilmesi sonucuna yol açacaktır.

Anayasa'mızın 45'inci maddesinde "Devlet, tarım arazileri ile çayır ve meraların amaç dışı kullanılmasını ve tahribini önlemek, tarımsal üretim planlaması ilkelerine uygun olarak bitkisel ve hayvansal üretimi artırmak maksadıyla, tarım ve hayvancılıkla uğraşanların işletme araç ve gereçlerinin ve diğer girdilerinin sağlanmasını kolaylaştırır." hükmü vardır. Bu anayasal hüküm gereği, ülke ve insanlar için stratejik olan tarımsal üretimi daraltacak, ortadan kaldıracak uygulamaları değil, tam tersine arttırmak ve sürdürülebilir kılmak için çalışmakla yükümlü bir yönetim anlayışı söz konusu olmalıdır.

Yakın zamanda, geçtiğimiz yakın zamanda 696 sayılı KHK'yle şeker kurumunun kapatılıp sektörün bağımsız bir düzenleyici ve denetleyici otoriteden yoksun bırakılması sektörün dengesini bozmuştur. Ülkemiz çıkarlarına ters düşen nişasta bazlı şeker ve yapay tatlandırıcı ithalat ve üretimi şu an itibarıyla tümüyle denetimsiz durumdadır.

Değerli arkadaşlar, bu kapsamda, dikkat edilmesi gereken bir diğer husus da salt gelir elde edilmesi amacına yönelik özelleştirme yapılmasının kamu hizmeti ihtiyacının gelirle değiş tokuş edilmesi gibi sonuca yol açacağıdır. Yani idare, kamu hizmetini karşılamayı değil, gelir elde etmeyi hedeflemiş olacaktır ki devletin bilinen tanımlı gelir kaynakları arasında böyle bir unsurun yer almadığı açıktır. Devletin temel gelir kaynağı vergilerdir, yanı sıra pek çok gelir kalemi olmakla beraber, hiçbir yerde özelleştirme gelirleri devletin temel bilinen tanımlı gelirleri arasında sayılmamıştır.

Son bir örnek, ülkenin otuz yıllık özelleştirme geçmişi, özellikle de gıda sektöründe yapılan özelleştirmelerin sonuçları bugün ölçülebilir, objektif olarak tanımlanabilir noktadadır. Gelinen noktada gıda sektöründe başarılı olmuş ülke ve toplum yararına sonuç vermiş tek bir özelleştirme yoktur. Nitekim bunun en doğrudan örneği Et ve Balık Kurumudur. 1990'lı yıllara kadar 35 işyeriyle faaliyet yürüten kurum özelleştirme kapsam ve programına alındıktan sonra 28 işletmesi satılmış, kapatılmıştır. Üretim ve belirli bir süreyle faaliyette bulunma garantisi alınmasına rağmen pek çok işletmenin kapatılması sektörün ithalata mahkûm hâle gelmesine neden olduktan sonra, bu kez alınan yeni bir kararla kurum, özelleştirme kapsam ve programından çıkarılmışsa da aradan geçen süreye rağmen kurumun olumsuzlukları giderme noktasında son derece kısıtlı bir hareket alanı içerisinde kaldığını ifade etmek abartı olmayacaktır.

Böylelikle son on altı, son yirmi yıldır, son otuz yıldır yapılan bu özelleştirmeden dolayı gerçekten ülkemiz çok ciddi sıkıntılar yaşamaktadır özellikle gıda sektöründe. Bu nedenle bu madde revize edilmiş olsa dahi birtakım sıkıntıları beraberinde taşıyacaktır. Bu özelleştirmenin fayda değil, zarar getireceğini düşünüyoruz.

Teşekkür ediyorum.