| Komisyon Adı | : | MİLLİ EĞİTİM, KÜLTÜR, GENÇLİK VE SPOR KOMİSYONU |
| Konu | : | Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi (2/2099) |
| Dönemi | : | 26 |
| Yasama Yılı | : | 3 |
| Tarih | : | 07 .02.2018 |
İSRAFİL KIŞLA (Artvin) - Sayın Bakanım, Sayın Başkanım, değerli arkadaşlar; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Kanunun içeriğinin geneli üzerinde bir iki şey söylemek istiyorum. Tabii, kanundaki muhtevada ne kadar teferruata yer verirsek bence sık sık kanunları değiştirmek zorunda kalırız. Oysa çerçeveyi çizerek kanun vazedilirse daha da doğru iş yapmış oluruz derim.
Şimdi, burada -yasa teklifi olarak- öğretim görevlisi, doktor öğretim üyesi, doçent, profesör gibi kadroların belirlenmesi, mülakat olsun mu, olmasın mı, makaledeki bilimsel yetkinliğin ne olması gerektiği, lisandaki alt baremin 55 olması, tabii, kanunla bunları belirlediğimiz zaman, bir müddet sonra uygulamaların kanunun esas amacına hizmet etmediği veya yapılmak istendiğindeki amacına uygun işlemediğini görünce de sık sık tekrar buradaki... Belki mülakatı koymak, belki bu lisanı yükseltmek gibi konularda da tekrar yasa değişikliğine ihtiyaç duyulacak. Oysa bunun, bu kriterlerin hangi kurullar tarafından, nasıl belirleneceğini aslında kanuna koymakla... Bence burada Üniversitelerarası Kurul, üniversitenin senatosu, YÖK gibi kurullar varken bu kurullar bu dinamik yapılar içerisinde ve gerçekten özerkliği de ön planda olan bir üniversite mantığı içerisinde kendi meselelerini çok rahatlıkla çözebilirler, bunlar yetkilendirilerek bu iş yapılabilir ama şuna da karşıyım: Bakıyorum, jüri keyfîlikle hareketle suçlanıyor. Üniversitelerarası kurul hep keyfîlikler yapacak, YÖK keyfîlikler yapacak, rektörler... E kime güveneceğiz o zaman? Böyle bir şey de olmaz yani her şeyi eğer böyle keyfî uygulamalarla, lokal bazı olayları bütün Türkiye'de oluyormuş gibi de sunmak, doğrusu hem bilim camiasına hem üniversite camiasına yapılmış çok ciddi bir haksızlık olarak görürüm.
BARIŞ KARADENİZ (Sinop) - Öyle deme, gerçek o.
İSRAFİL KIŞLA (Artvin) - Nasıl gerçek o? Gerçekte böyle bir şey yok, böyle bir gerçeklik olmaz arkadaşlar. Yani hem kendimizi akademisyen olarak methedeceğiz -biz de aynı camianın mensuplarıyız- yani ondan sonra da diyeceğiz ki: Bu akademisyenler, bu jüride görev alanlar, bu rektörler, bu Üniversitelerarası Kurul şöyle, şöyle... Böyle bir şey olmaz. Yani o bakımdan... Ama kanunu gerçekten daha temel kriterlerini belirler vaziyette olsa da ayrıntılarını.... Burada lisan, mülakat ve makaleyle ilgili kriterlerin hangi kurullar tarafından, nasıl belirleneceğini... Bir de kanunda zaten kadroları belirlesek ondan sonra... Çünkü bu sefer, üniversitelerdeki kalitesizliğin bütün bedelini siyasete... "İşte böyle bir kanun çıktı, bunun için böyle oldu." O zaman kendi sorumluluklarını da kendileri bilincinde olarak hareket edeceklerdir diye düşünüyorum.
Teşekkür ediyorum.