| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | Vergi Kanunları ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Tasarısı (1/914) |
| Dönemi | : | 26 |
| Yasama Yılı | : | 3 |
| Tarih | : | 13 .02.2018 |
ZEKERİYA TEMİZEL (İzmir) - Değerli arkadaşlar, biz bu düzenlemenin dışında ikide bir Genel Kurulda uluslararası anlaşmaları Genel Kurulun onayına sunarız. Bu anlaşmalar içerisinde karşılıklılık koşuluyla diplomatik pasaport sahibi diplomatlarımızın ailelerinin o ülkelerde iç yapmalarına da izin veririz. Aslında bir ülkenin diplomatik pasaportuna asla yakışmayacak bir durumdur bu ama biz bunu anlaşmalarla yaparız. Niye anlaşmalarla yaparız biliyor musunuz? Çünkü uluslararası anlaşma olduğu için iç hukukunun üstüne çıkar da onun için ve karşılıklı olmak zorundadır. Karşılıklı olarak yapılan bu anlaşmalarda -sizi temin ederim, bazılarının bire bir tanığıyım- o ülkelerle yapılan pazarlıklar ciddi anlamda kötüdür.
Şimdi, o düzenlemenin ağırlığı zaten bu ülkenin üstündeyken yeniden şuradaki diplomatik pasaport alacak olanları bir okuduğunuz zaman zaten olayın vahameti daha da açık ortaya çıkacak. Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri, Anayasa Mahkemesi başkanı, üyeleri, Yargıtay, cumhuriyet başsavcısı, orgeneraller, geçip gidiyor Cumhurbaşkanlığı diye. Bu sayılanların iş yapmak üzere 18 yaşından 25 yaşına kadar olan çocuklarına bu pasaportu da veriyorsunuz. Bu insanlar iş yaptıkları zaman normal pasaportlarına alırlar. Sayın Başkanın dediği gibi, zaten okul, vesaire konularıyla ilgili olarak zaten alanlar da var. Peki, vazgeçilmeyen kırmızı pasaportun özelliği ne? Niye yani niye? Ülkeyi temsil etme konumunda olan insanların aile bütünlüğü gereği olarak çocuklarına verilmiş olan bu hakkı, artık, aileden ayrılmış, kendi kendine iş yapan insanlara yaymanın amacı ne? Sadece bunu soruyoruz, başka bir şey demiyoruz.
Aile bütünlüğü... Zaten bu bakıma muhtaçsa, özürlüyse, vesaireyse ömür billah devam eden bir olay, ailenin yanında olmak zorunda. Öğrencileri ailenin yanında olan insan grubunda sayar bütün ülkelerin hepsi, her an babaların, annelerin kontrolüne gereksinim duyarlar diye. Ama işini kuruyor. İşini kuran bir insanın ya da burada işini kurmuş olan bir insanın o pasaportla çıkıp değişik ülkelerde iş ilişkilerinde veya temaslarında bulunması, yakıştıramadığımız olay bu ve bir taraftan da net bir şekilde Anayasa'nın eşitlik ilkesine aykırı bir durum.
Sonuç olarak kalkıp da iki öğrenciden bir tanesi kırmızı pasaportunu sallayarak veya yeşil pasaportunu sallayarak bir tarafta gezerken öbür tarafta 5 milyon 483 bin pasaportlunun çocukları vize kuyruğunda bekliyor ya da vizesini aldıktan sonra gidiyor. Türkiye Büyük Millet Meclisinde yasa yapan insanların böyle bir eşitsizliğe sebep olmalarını asla düşünmemek gerekir, yapılmaması gerekir.
Kayıt dışı istihdam olgusunu kesinlikle kabul etmiyorum. Bu durumda olan insanlar gerçekten, hele o pasaportu taşırken, anneleri, babaları bu tür işlevler üstlenmiş insanlarken hâlâ kayıt dışı çalışıyor ise yani bırakın çalışsın. O nedenle, kayıt dışılık burada gerçekten geçerli bir olay değil. Ama yarın gazeteleri düşünün, başka hiçbir şeye falan bakmazlar: "Milletvekilleri çocuklarından 25 yaşına kadar iş kuranlara da kırmızı pasaport hakkı tanındı." Bitti. Yani her defasında bu olayların altında bu kadar ezilmeyelim.
MUSA ÇAM (İzmir) - Manşet bu, manşet.
ZEKERİYA TEMİZEL (İzmir) - O nedenle, sadece dikkat çekiyoruz. Yoksa, bunu bu şekilde eleştirmenin, şunların, bunların, bu kadar ağır konuşmanın başka bir nedeni yok yani öyle bir şey istemiyoruz. Ne "Kasıt gereği özel amaçlarla bunlar yapılıyor." diyoruz...