| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | Vergi Kanunları ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Tasarısı (1/914) |
| Dönemi | : | 26 |
| Yasama Yılı | : | 3 |
| Tarih | : | 13 .02.2018 |
ZEKERİYA TEMİZEL (İzmir) - Sayın Başkan, Sayın Bakanım; bu konuyla ilgili olarak yapılan düzenlemenin Türkiye açısından inanılmaz bir gereklilik hatta geç kalmış bir gereklilik olduğunu dile getirmiştik ortak toplantımızda ancak böyle bir düzenleme eğer bu hükümlerle falan çıkarsa hem gelecekte sorunlar yaratacak bir düzenleme olacak hem de istenilen amacı sağlamayan bir düzenleme olacak.
Değerli arkadaşlar, bu konuda en yaygın uygulamayı Almanya yaptı. Bütün çatıların üstüne yurttaşlar fotovoltaik paneller döşediler, ürettikleri elektriği enterkonnekte sisteme verdiler, onun bir saati vardı, kendileri de enterkonnekteden ayrı bir saat üzerinden elektrik kullandılar. Enterkonnekte sisteme verilen elektrik 25 eurocentten devlete veya elektrik işletmesine satıldı, yurttaşların kullandığı elektrik de 12 eurocentten alındı. Aradaki 13 eurocentlik veya 12,5 eurocentlik kısım da yukarıdaki yatırımın finansmanında kullanıldı. Genellikle bankalar buna kredi verdiler, o şekilde oluşmuş olan farkları idare otomatik olarak borcun ödenmesi için bankaya aktardı ve bu sayede yenilenebilir enerji kaynakları konusunda Avrupa rekoru kırdı Almanya, inanılmaz bir elektrik üretimi yaptı hem de pırıl pırıl bir olanakla.
Şimdi, sistemler böyle kuruluyor. Sistemin kurulmasında yani sürekli olarak bir ticari mantık arayarak esnaf muaflığı içerisine getirilmesi bir zorunluluktur ama aslında ayrıca düzenlenmesi gereken ve böyle olması gereken bir olaydır bu düzenleme. Birinci konu bu. Eğer Türkiye bu konuda bir başarı katetmek istiyor ise o takdirde yok iki çatıymış, üç çatıymış, beş çatıymışlarına bakılmaz. Önemli olan, Türkiye'nin yenilenebilir enerji kaynakları konusunda yaratacağı potansiyeldir. Ne üretiyorsa üretsin, belirli fiyattan onu devlet alsın, kendi kullandığı elektrik de yoksa eğer onun bedelini, önce kredisini ödesin, geri kalanını da buna kazanç olarak versin. Mantığı budur bu olayın.
Yaptığımız düzenlemeye gelince. Biz bu şekilde sisteme elektrik satan, çatısının üstünde elektrik üretip de sisteme elektrik satan insanların bu kazançlarını vergilendirmemeyi dolayısıyla esnaf muaflığına sokmak suretiyle sağlıyoruz, KDV de almayacağız. Bu doğru, buraya kadar yukarıdaki şeyi sağlamamakla beraber doğru bir mantık. Ancak bizim esnaf muaflığını düzenleyen maddemizde hemen bir hüküm daha vardır "Ticari, zirai kazançlar itibarıyla gelir vergisine tabi olanlar esnaf muaflığından yararlanamaz." der. Peki, birisinin ticari mükellefiyeti var, bununla ilgili beyannamelerini veriyorsa ve bundan yararlanamayacaksa aynı sistemde teşvikten yararlanan insanlardan birileri vergi ödeyecek, birileri esnaf muafı olacak. Bu doğru bir olay olmaz. Dolayısıyla, eğer böyle bir sistem kuruyor iseniz birazcık geniş olarak düşünüp bunun sürekli olarak kalacak, sistemin sağladığı kredilerle ciddi anlamda bir potansiyel üretecek bir yapıya kavuşturulması gerekiyor. Türkiye özellikle bir yılda 285 güne kadar varan güneş enerjisi kullanımı nedeniyle bu potansiyele sahip. O zaman belki 73'üncü maddeleri falan uygulamak zorunda da kalmayacaksınız. 1.000 megavatlık vesaire gibi bir potansiyel ortaya çıkmaya başlayacak, dolayısıyla, bu yenilenebilir temiz enerji olanağını Türkiye sonuna kadar kullanmış olacak.
Mantık olarak doğru ama bu şekilde düzenleme yerine modern dünyanın, çağdaş dünyanın yapmış olduğu uygulamaları da düşünerek bir karar verelim. Olayımız bu. Ve özellikle de esnaf muaflığını başka kazançları nedeniyle bu olayda kimse kaybetmesin. O zaman birileri aman yahu onunla mı uğraşacağım, bir de bunu beyannameye dâhil edeceğim, müterakki tarife üzerinden vergim artacak, şu artacak, bu artacak demeye kalktığı andan itibaren sizin başka bir kanunla yaptığınız düzenleme ve teşvik bu kanunla ortadan kalkmasın diye yaptığınız olay yine zedelenmiş olacak.
Teşekkür ederim Sayın Başkan.