| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | İzmir Milletvekili Musa Çam'ın, Uşak Milletvekili Özkan Yalım'ın, İstanbul Milletvekili Garo Paylan'ın yaptıkları açıklamalarındaki bazı ifadelerine ilişkin açıklaması |
| Dönemi | : | 26 |
| Yasama Yılı | : | 3 |
| Tarih | : | 21 .02.2018 |
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Değerli arkadaşlar, gerçekten, bu bir polemik yani siz bana bir şeyler söyleyebilirsiniz, ben de size karşı bir şeyler söyleyebilirim; bundan da hiçbirimiz bir fayda görmeyiz. Bir kere, yani lütfen, böyle, bilge insan konumuna kendinizi koyarak benim yaşamımdan, yaşımdan, tecrübemden hareketle bana lütfen racon kesmeyin. Yaşımı da biliyorum, tecrübemi de biliyorum. Siz Zekeriya Temizel Bey'i tanımazken ben onun yanında çalışmış bir insanım, tamam mı? Yani burada kimsenin... Siz kırsanız ben kırmam, kırmak zerre kadar aklımın ucundan geçmez. Yani burada, salonun dışına çıkıyoruz ama ben Zekeriya Bey'i yıllardır tanıyorum. Dolayısıyla, böyle bir şeyi düşünmüş olmam... Siz bana kalkıyorsunuz diyorsunuz ki: "Gelenekler var, 20 yaş büyük." Nasıl laflar bunlar?
ÖZKAN YALIM (Uşak) - Nasıl diyelim o zaman Sayın Bakan?
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Nasıl laflar bunlar? Bunlar doğru laflar değil.
ÖZKAN YALIM (Uşak) - Daha nasıl diyelim?
BAŞKAN - Sayın Yalım, lütfen... Lütfen, arkadaşlar, bir müsaade edin, lütfen.
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Sizin bana söylediğiniz lafları siz kendinizde söyleme hakkını buluyorsunuz da bırakın ya... Ya, Zekeriya Temizel Bey'le bizim yıllardır tanışıklığımız var, beraber çalışmışlığımız var, makamına da bilgisine de bilgeliğine de saygı duyarım. Bu anlamda, aramızda geçen biraz önceki tartışmada bir saniye bile aklımdan Sayın Bakana hakaret etmek asla geçmez, geçmesi mümkün değil. Ama Sayın Çam, şimdi, buradan öyle bir şey yapıyorsunuz ki, öyle bir genelleme yapıyorsunuz. Naci Ağbal doğduğu gün neyse, Müsteşarken neyse siyasetçi olduğum bugün de aynıyım. Mesela bu da çok polemik. Yani ne demek Müsteşarken kendimi gizledim, sakladım, farklı bir kişiliğim vardı, siyasetçi olunca bir anda, böyle, nereden buldum delisine döndüm, şimdi kalkmışım bunları yapıyorum; ya, bunlar nasıl laflar yani? Birbirimize kişilik analizleri, psikolojik analizler yapacak durumda mıyız Allah'ınızı severseniz ya?
Bizim yapmamız gereken şey, bu meseleler üzerinden nasıl memlekete hizmet ederiz, odur. Herkesin bir üslubu var Sayın Çam, sizin de bir üslubunuz var. Ben sizin üslubunuzu her zaman beğeniyor muyum? Ama size saygı duyuyorum. Siz benden farklı düşünüyorsunuz, farklı düşündüğünüz için size saygı duyuyorum, dikkatle dinliyorum, notlarımı alıyorum, geliştiriyorum, şu ana kadar da çok güzel şeyler yaptık, bundan sonra da yaparız. Ama yapmayın bunu, kaç defadır oldu artık, sürekli böyle bir gerilim ortaya çıktığı zaman kalkıp böyle kişilik analizleri yapıyorsunuz; buna hakkınız yok, kusura bakmayın, benim de kişilik haklarım var. Ya, bu kadar da meseleyi kişilik haklarına ve kişilik analizine götürmeyin. Ben de kişilik analizleri yaparım...
MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Ben kişilik analizi yapmadım, mesleğim kişilik analizi yapmak olduğu için yapmadım.
BAŞKAN - Teşekkür ederim.
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Bir dakika...
İki: Nasıl ben... Yani burada "Ne işe yarar İhracatçılar Birliği?" denmiş, ben de demişim ki: "O zaman, aynı şey CHP için de mi, şunun için de mi..." Asla ve kata Cumhuriyet Halk Partisinin kişiliğine...
ŞERAFETTİN TURPCU (Zonguldak) - Ne demek o ya, denilir mi?
SİBEL ÖZDEMİR (İstanbul) - Ne demek o?
BAŞKAN - Bir dakika arkadaşlar... Arkadaşlar, bir dakika...
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Bir dakika arkadaşlar ya...
BAŞKAN - Bakın, tutanaklara geçiyor, lütfen.
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Hiçbir şekilde Cumhuriyet Halk Partisinin kişiliğine, varlığına, birikimine, bu ülkeye yaptıklarına saygısızlık içerecek bir anlam düşüncesiyle söylemedim ki.
Ya, İhracatçılar Birliği kanunla kurulmuş, kanunla verilen görevleri yerine getiren bir kuruluş. Burada biz aidatlarının düşürülmesini konuşuyoruz. Sayın Bakan şöyle bir yaklaşımda bulundu: "Ya, zaten bunlar ne işe yarar ki?" Şimdi, biz kalkıp da sivil toplum örgütlerini "Ne işe yararlar?" üzerinden değerlendirmeye başlarsak, örnekler verdim, "O zaman şunları da tartışmaya açmamız gerekir." dedim. Söylemeye çalıştığım şey şundan ibarettir: Burada yapılan düzenleme ihracatçıların lehine bir düzenlemedir, birlik yönetimlerinin gelirlerinin azalmasına neden olacak bir şeydir. Yani birliklere daha fazla para toplamak, onlara daha fazla imkân üretmek değil; tam tersine, ihracatçıların üzerindeki maliyetleri aşağı çekmek istiyoruz. Bir anda bu sorgulamayı iyi... Yani ihracatçı lehine yaptığımız bir düzenlemeyi başka yerlere çekmeyelim diye söyledim. Tekrar söylüyorum: Ne Cumhuriyet Halk Partisi kelimesini aklımdan geçirirken Cumhuriyet Halk Partisine dönük bir söylem ifadesi olarak kullandım...
ÖZKAN YALIM (Uşak) - Yanlış bir örnekleme verdiğiniz Sayın Bakan.
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Hayır, hayır, arkadaşlar, bakın...
BAŞKAN - Ya, yanlış olduğunu belirtti, belirtti bunu. Lütfen, arkadaşlar, defalarca söylemenin bir anlamı yok.
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Tekrar söylüyorum: Tutanaklar gelsin, tutanakları okuyalım birlikte, Sayın Bakanın şahsına, kendisine yönelik en küçük bir kelimem dahi yok. Sayın Bakan burada kendisi de dedi zaten, "Sen benim partime dönük bir şey söylüyorsun." dedi. Söyledim, partiye dönük olmadığını da söyledim. Sayın Bakan kendi şahsına ve makamına veya tecrübesine dönük bir hakaret olarak algılamadı zaten ama değerli arkadaşlar, siz buradan aldınız, bir şeyi özünden, bağlamından kopardınız, işi bütün her şeyin genel değerlendirmesine dönüştürdünüz. Ne yapacağız yani, buradan birbirimize daha mı fazla yaklaşacağız? Olmaz ya, yapmayın Allah'ınızı severseniz.