ORHAN SARIBAL (Bursa) - Ben aslında bir yere bağlamak istemiştim onu, Tarım Kredi Genel Müdürümü de çok fazla zorlamak istemedim çünkü çok sorunlu ve sıkıntılı bir yer orası yani göründüğü gibi falan değil. Elimde yüzlerce, binlerce belge var ama yeri bu Komisyon değil, ben dışarıdan bunları yapıyorum. Yani birçok bürokratın başını yedi, daha da yiyecek, çok açık söylüyorum, elimde yüzlerce de belge var. Ben başka bir şey söylemek istiyorum burada, üzümü ilgilendiren konuya gelmek istiyorum. Şimdi, bir tarafta TARİŞ var, üretici birliği, bir tarafta TMO var, bir tarafta Tarım Kredi var. Tarım Kredi de üreticiden üzümü alıyor, TMO da alıyor, TARİŞ de alıyor. Yani sonuçta, 2001 yılında çıkan yasaya göre devlet mekanizması bu tür kurumlardan elini ayağını çekmişken başka kurumlarla da o sorumluluğu yerine getiriyor. Yani acaba, bunların bütünleştirilip yine TMO ya da Tarım Kredi değil de yine TARİŞ üzerinden geleceğe de... Çünkü Türkiye'de siz veya başkası, kim gelirse gelsin, gelecekte siyaseten bu kamucu müdahaleyi bir noktada toplayıp sahici regüle eden, destekleyen, organize eden, büyüten bir mekanizma kuramazsa -bugün Tarım Kredi, yarın TMO- yürümez bu işler yani bir yerde bir aksama olur. Bu sene rakamlar iyi gibi görünüyor. Bakın, sahici olalım, bu tamamen ülke parasının döviz karşısındaki zayıflığı, ikincisi de dünyadaki üzüm rekoltesinin düşüklüğü. Yoksa, bu rakamlarla bir sonuç alabileceğinizi düşünmeyin. Eğer bir başarı öyküsünden bahsedeceksek -Tarım Kredi, öbürü, beriki- beş yıllık, on yıllık ortalamalara bakmamız lazım. Dünyada yoktur ki bir yıllık bir sonucu bir başarı öyküsü olarak, bir kalkınma modeli olarak, bir örnek olarak alalım. Benim derdim oydu. Yani Tarım Bakanlığı devletin bakanlığı değil mi? Evet. Toprak Mahsulleri Ofisi kamunun kaynağı değil mi? Evet. Bunları birleştirip buralardan yola çıkarak -ille de şey olması gerekmez elbette- daha kapsayıcı, daha müdahaleci, daha gerçekçi bir kurum tarafından bunların yapılması ki bunların en doğru kurumları da işte TARİŞ'tir, MARMARABİRLİK'tir, FİSKOBİRLİK'tir, ANTBİRLİK'tir vesaire. Ben aslında oraya gelmek istedim. Yoksa, özelinde, hani, niye alıyorsunuz, niye ediyorsunuz diye değil. Çünkü sonuçta, Tarım Kredi dediğiniz kurumda ben 10-15 tane şirket biliyorum, diyor ki: "Çok kaliteli ürünler satıyoruz." Ben onun gübrelerinin kalitelilerini çok iyi bilirim. İran'dan gelen gübrelerin ben bizzat uygulayıcısıyım. Tarım Kredi'den gelen gübreyi de atıyorsunuz 500 litrelik tanka eritmeye, bir başka firmanınkini de atıyorsunuz altta bir karış tortu oluyor, sistem doluyor, tıkanıyor. Uyarıyoruz. Hani, yeri değil, zamanı değil, içinde olduğum için söylüyorum bunları.