MEHMET ŞEKER (Gaziantep) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Genel anlamda aslında bankanın sorunlarıyla ilgili şeyleri konuştuk ama aslında bir sorunu daha var, bankacılık işleminden dolayı bir sorunu var. Yıllardır, işte, devlet bankası olmasından dolayı bu bankadan kredi alan ve ödemeyen ve ciddi anlamda borcu olanlar var ve bunlar -ilginç bir şey- gidiyorlar hemen mahkemeden bir "iflas erteleme" diye karar alıyorlar, aslanlar gibi üstüne yatıyorlar. Ben de şunu anlayamıyorum: Bir mahkeme bir şirketin iflas edip etmediğine, bunu nasıl erteleyeceğine nasıl karar veriyor on beş dakikada; onu da anlamakta zorluk çekiyorum. Vatandaş boşanmak için gittiğinde seneler sürdürüyorlar ama bu iflas erteleme kararını hemen alıyorlar. Dolayısıyla da bu adamlar bu borçlarını ödemiyorlar. Biz de bunları sorduğumuz zaman bize de diyorlar ki: "Bu ticari sır, bilgi veremeyiz." Ama bu adamlar, bu parayı alanlar Boğaz'da oturuyorlar, korumaları var, son model arabalara biniyorlar, yalılarda oturuyorlar ama devleti soyan adamlar. Kamuoyunda da televizyonlarda ticari arenada bu adamlar itibarlı insanlar, sözü dinlenen, itibarlı insanlar maalesef. Sayın Genel Müdür bunları çok iyi biliyor, kim olduklarını ama maalesef, KİT Komisyonundaki milletvekili arkadaşlarımız, "ticari sır" gerekçesiyle bu -hırsızlık yapan diyeceğim yani başka bir tarifi yok bu işin- hırsızlık yapan insanlar da o Boğaz'da balıklarını yiyip keyiflerini yapıyorlar, bizler de burada "Bu banka alacağını nasıl alır bu vatandaşlardan?" diye düşünüyoruz.

Onun için, aslında çok ciddi bir düzenlemenin de bu ülkede yapılması lazım. Bu "iflas erteleme" denilen olay sadece namuslu değil, devleti dolandırmaya çalışan, bankaları dolandırmaya çalışan insanların sığındıkları bir liman. Bunun da bir an önce aslında değişmesi lazım diye düşünüyorum.

Teşekkür ederim.