| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | Vergi Kanunları ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Tasarısının Görüşülmesi (1/914) |
| Dönemi | : | 26 |
| Yasama Yılı | : | 3 |
| Tarih | : | 22 .02.2018 |
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Teşekkür ediyorum.
Öncelikle tabii, Bakanlar Kuruluna burada bir yetki veriliyor ama bu yetkinin sınırsız, ucu açık, belirsiz olduğunu düşünmek hatalı olur. Eğer madde metni buna imkân veren bir içerikte ise oturalım konuşalım, bunun sınırlarını çizelim. Arkadaşların bana ifade ettiği, madde metninin mevcut hâli kapsam itibarıyla sınırları belirli, belirginlik içeren bir düzenleme.
Şimdi arkadaşlar teknik açıklama yapacaklar ama ben birkaç hususu söyleyeyim, Sayın Kuşoğlu'nun söylediği konular bağlamında iki tane konu söyleyeceğim; bunlardan bir tanesi, her sene biz merkezî yönetim bütçesini görüşüyoruz. Merkezî yönetim bütçesi görüşülürken bütçenin eklerinden bir tanesi yılık programdır. Peki, yıllık programda ne vardır? "Kamu kesimi ve genel dengesi" tanımına giren bütün kuruluşların bütçeleri buraya gelir. Biz merkezî yönetim bütçesini görüşüp onaylamış olmamıza rağmen sosyal güvenlik kurumları, fonlar, mahallî idareler, KİT'ler, hepsi birlikte yıllık programın içerisinde ayrı ayrı ve toplamda kamu kesimi genel dengesi itibarıyla gelir. Dolayısıyla bizim kamu mali yönetim sistemimiz ve kamu maliyesinin tanımı içerisine bütün bu kurumlar girer ve biz kamunun genel dengesine, nakit dengesine, faiz dışı dengesine, yapısal dengesine hep bu toplam üzerinden bakarız. Dolayısıyla bir kere 5018 sayılı Kanun'un getirdiği kamu kesimi genel dengesi ve kamu kesimi genel dengesine dâhil kurumlar yaklaşımı da çok doğru bir şekilde sizin bahsettiğiniz belediyeleri de, mahallî idareleri de, KİT'leri de, fonları da dâhil edecek şekilde getiriliyor. O açıdan neden çok basit çünkü bütün bu dengeye dâhil kuruluşların kendi aralarındaki gelir ve gider ilişkileri var, birbirlerinin açıklarını etkileyecek işlemleri var. Yani, Sosyal Güvenlik Kurumu bütçesini tek başına görüşemezsiniz, merkezî yönetim bütçesini Sosyal Güvenlik Kurumu bütçesinden bağımsız görüşemezsiniz. Belediyelerin bütçesini merkezî yönetim bütçesinden pay aktarımıyla ilgili dengeleri görmeden konuşamazsınız. İşsizlik Sigortası Fonu'nu tek başına görüşebilir misiniz? İşsizlik Sigortası Fonu'nun gelirlerinden bir kısmı merkezî yönetim bütçesinden gelir. Dolayısıyla biz burada eğer hazine olarak kamu kesimi genel dengesi ve kamu kesimine dair kuruluşlar listesi itibarıyla bakacak olursak bu maddenin getirdiği hazine birliği ilkesi, nakit yönetiminde teklik ilkesi doğru bir yaklaşım.
Burada mahallî idareler bakımından ortaya konulan farklı düşüncelere çok olumsuz bakmıyorum, onları kendi aramızda konuşurken de zaten "değerlendireceğiz" dedik, değerlendirmeye de devam ediyoruz ama burada getirilen şu yaklaşımlar noktasında biraz farklı düşünüyorum ben yani idari ve mali özerklik konusunda. Birçok kurumumuzun kanunlarında "idari ve mali özerklik" ifadesi yer almakla birlikte bu hüküm, bu kurumların 5018 sayılı Kanun'la getirilen veya başka mali kanunlarla getirilen düzenlemelerden tamamen bağımsız olduğu anlamına gelmiyor. Yani Sosyal Güvenlik Kurumunun bugün bağımsız olması kendi alacağı personeli kendi belirlemesi anlamına gelmiyor, ücretlerinin kendisi tarafından belirlendiği anlamına gelmiyor veya prim oranlarını kendisi belirleyemiyor. İdari ve mali özerklik aslında belli bir noktada gelir toplamaya yetki vermek, giderleri yapmaya yetki vermek konusunda oranın yönetim organının yetkilendirilmesi manasındadır. Yoksa "idari ve mali özerklik" demek, bir kurumun mali mevzuat ve diğer ilgili mevzuattan tamamen bağımsız olduğu anlamına gelmez; öyle de olmamalıdır zaten. Kamu kesimi genel dengesi içerisinde gerek hazine dengesini gerek bütçe dengesini etkileyen bu kuruluşların "idari ve mali özerklik" adı altında kamu gelir gider dengesini etkileyecek şekilde tamamen bir serbestiyet içerisinde olması asla düşünülemez. Dolayısıyla bu açıdan sosyal güvenlik kurumları, KİT'ler... KİT'ler de öyle. KİT'lerin bugün bir açığı olduğunda, bir görev zararı olduğunda dönüyoruz... Aslında bütün bütçelerin anası merkezî yönetim bütçesinde genel bütçedir. Bütün her yerde açık verebilirsiniz ama bütün o açıkları günün sonunda gelirsiniz genel bütçenin içerisinde ya maliyeden ya da hazineden borçlanmayla karşılamak zorundasınız. Hiçbir kurum, hiçbir kurum yoktur ki kendi başına açığını kapatma imkânı olsun.
Sayıştay denetimi bakımından herhangi bir sıkıntı olacağını şu anlamda düşünmüyorum.
BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Peki, bu ayrımı niye yapıyoruz Sayın Bakan? Neden 12'nci maddedeki ayrımı yapıyoruz? Niye özel bütçe, genel bütçe, SGK bütçesi, mahallî idareler bütçesi...
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Hayır şöyle... Tamam, şöyle ifade edeyim, çok basit.
BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Onun da bir mantığı vardır.
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Tabii, mantığı o.
BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Siz öyle yaklaşırsanız daha da güzel izah edeceksiniz.
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Hayır hayır, onun mantığı çok basit. Yani genel bütçeli idareler genellikle devlet teşkilatına dâhil merkezde olan bakanlıklardan ibaret. Genel bütçeli kuruluşların biliyorsunuz kendilerinin bütçeyle tahsis edilen özel gelirleri yoktur, onlar bütün gelirlerini devlet bütçesinden alırlar. Özel bütçeli kuruluşların özelliği nedir? Devletten hazine payı almayabilirler, o zaman bütün gelirlerini kendileri üreten, öz gelirle çalışan kurumlardır; bazen de hazine yardımı alırlar. Düzenleyici ve denetleyici kurumları bütçede ayrı göstermemizin sebebi: 5018 sayılı Kanun'da düzenleyici ve denetleyici kurumlar bakımından bazı maddeler dışında bu kanunun dışında tutulmuştur. Kanunun içindedir, kanunun belli maddelerine tabidir ama diğer genel ve düzenleyici idarelerin tabi olduğu birtakım hükümlere tabi değildir. Sosyal güvenlik kurumları 5018 sayılı Kanun'a göre -genel yönetim tanımı vardır burada- genel yönetimin içindedir ama merkezî yönetim bütçesinin dışındadır, neden? Çünkü onların gelir ve giderleri, devlet gelir ve gideri değildir. Tamamen özel kanunlarla kurulan, sektörel ve sosyal bir amacı gerçekleştirmek üzere kurulmuş tamamen yönetimleri kendileri tarafından oluşturulan kuruluşlardır. Dolayısıyla şuna bakalım: Uluslararası klasifikasyon sistemlerinde, gerek IMF'nin, gerek Dünya Bankasının gerek Avrupa Birliğinin istatistik ofislerinin bütün yaklaşımlarında geçerli olan sınıflama sistemi Türkiye'de de aynen uygulanıyor. Burada karar vermemiz gereken iki konu var aslında. Bugün şu anda yaptığımız yenilik şu: Dar olarak uyguladığımız hazine yönetimi sistemini geniş uygulamaya geçmek istiyoruz.
BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Daha doğrusu geniş uyguluyorsunuz, teferruatı da alıyorsunuz.
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Genişletiyoruz.
BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Genel bütçeye dâhil bütçelere uyguluyorsunuz.
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - İkinci konu: Yani, burada elde edilen nemalardan kim ne kadar pay alacak meselesi. Yani iki temel tartışma konusu bu. Belediyeler ve KİT'ler açısından "tamam" dedik. Sosyal Güvenlik Kurumu meselesi tartışılabilir yani onu tartışmak lazım. Ama buradaki yaklaşım, şu anda açığını zaten Hazineden karşılayan bir Sosyal Güvenlik Kurumu dengesi olduğu için, orada özel bir gelir ödemesi söz konusu değil. Zaten Sosyal Güvenlik Kurumu için istisnalar hariç, imza atmadığım hiçbir ay yok yani. Her ay Sosyal Güvenlik Kurumuna zaten ilave nakit veriyoruz. Dolayısıyla, yani nakit fazlası olan bir kurumdan...
BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Geçmişte de SGK veriyordu, genel bütçeye para veriyordu, aktarıyordu.
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Ne zaman?
BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Geçmişte, ilk yıllarda emeklisi yoktu, hastanecilik görevini aldı, üstlendi, şey yoktu. Sigortalısı var, hastane yok, devlet yapamıyor, yaptı bunları, emlakçılık bile yaptı.
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Bakın, bugün 1990'lı yıllarda yapılan yanlış sosyal güvenlik düzenlemeleri yüzünden şu anda Sosyal Güvenlik Kurumunun emeklilik kesimi açık veriyor.
BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Evet, yanlış da işte o yanlışlardan bir tanesi de bu olur yani.
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Sağlıkta da açık var.
GARO PAYLAN (İstanbul) - Hayır, sağlık fazla veriyor.
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Hayır, sağlıkta da açık var arkadaşlar.
BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Ben de onu söylüyorum işte.
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Sağlıkta da açık var arkadaşlar, orada gösterimde sorun var.
BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - O mantıkla çalışabilmesi için bu özerkliğin olması lazım Sayın Bakanım, onu söyledim ben de.
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Şuna geleceğim: Bakın, sosyal güvenlik kurumlarını kapsama alan ülkeler: İngiltere, Avustralya, İsveç, Yeni Zelanda, Brezilya, Rusya, Moldova, Makedonya diye devam ediyor. Mahallî idareleri alan ülkeler: Fransa, Avustralya... Yani şöyle söyleyeyim: Farklı ülkeler farklı gerekçelerle bunları uygulamışlar.
Müsaade ederseniz bir de şu 4 milyar meselesiyle faiz oranları meselesini bir açıklayalım çünkü faiz oranları meselesinde şu andaki mevcut tebliğden farklı bir şey getiriyor muyuz?