| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | Vergi Kanunları ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Tasarısının Görüşülmesi (1/914) |
| Dönemi | : | 26 |
| Yasama Yılı | : | 3 |
| Tarih | : | 22 .02.2018 |
ZEKERİYA TEMİZEL (İzmir) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Değerli milletvekilleri, 75'inci madde Meclis tarafından da onaylanmış 2 tane uluslararası anlaşmayla ilgili olarak, bu anlaşmalarda iç hukukumuzda olan ve doğal olarak da bu tür işletmelerin -anlaşmayla kurulanlar hariç- yararlandığı teşviklerden yararlanmasıyla ilgili bir düzenleme. Mantıken gayet makul gözüküyor, herhangi bir sorunu yok. Doğal olarak bu ülkede yatırımcının niteliğine veya yapısına bakılmaksızın bütün yatırımlar koşulları sağladığı zaman teşviklerden yararlanırlar, bu tamam.
Şimdi, burada uluslararası bir anlaşmayla, Mecliste onaylanmış bir anlaşmayla yapılmış olan ve verilmiş olan düzenlemelerin veya hakların kanunlar hiyerarşisi içerisinde onun altında olan kanun ve kararnamelerle değiştirilip değiştirilemeyeceği konusudur. Biliyorsunuz, kanunlar hiyerarşisinde Anayasa, uluslararası anlaşmalar, kanunlar, tüzükler, yönetmelikler diye gidersiniz, hatta uluslararası anlaşmaların Anayasa'ya aykırılığının da iddia edilmemesi nedeniyle uluslararası anlaşmalar bu hiyerarşi içerisinde birinci sırada yer alır.
Şimdi, 2 tane ayrı anlaşmadan bahsedildi madde metninde, biraz önce hem okundu hem de söylendi. Bu 2 anlaşma bu. Bir tanesi, Rusya'yla yapılan -şirketlerin adının ayrıntısına girmeden söylüyorum- öbürü Japonya'yla yapılan. Rusya'yla yapılan anlaşma, sadece ve sadece 7,5 sayfalık; Japonya'yla yapılan anlaşma 46 sayfa ve artı, fizibilitenin ne şekilde yapılacağına ilişkin olarak ayrıca 4 sayfa. Biri 50 sayfa, biri 7,5 sayfalık.
Şimdi, Japon anlaşmasına bakıyorsunuz, Japon anlaşmasının içerisinde her şey bütün ayrıntısıyla yazılmış ve bu kapsamda, çok net bir şekilde de denilmiş ki: "Bu anlaşma çerçevesinde şu, şu, şu sayılı Bakanlar Kurulu kararıyla verilmiş olan teşviklerden yararlanır." diye yazılmış anlaşmanın içerisinde. Zaten buraya yazılmış, yararlanıyor, ne demeye kanunun içerisine Japon anlaşmasını koyuyorsunuz? Maddenin içerisinde var, net bir şekilde var. Buraya, Rus anlaşmasının yanına Japon anlaşmasının sokulmasının anlamını burada birisinin söylemesi gerekiyor. Yetkili makamların, neden, ne şekilde yararlanılacağı, hangi maddeden yararlanılacağı ve özellikle biraz önce belirtildiği gibi bu anlaşmada değişik teşviklerden yararlanılması söz konusu olduğu zaman tarafların bu konuda sağlayacakları mutabakat ve fizibiliteye etkileri de tartışılarak birlikte karar verileceğidir. Birlikte karar verecekseniz, siz oturup da nasıl kanun yapıyorsunuz ya "Otomatik olarak yararlandırılır." diye? Olmaz ki, olması mümkün değildir. Bir tane anlaşmanın içerisinde bu kadar detay varken bir anlaşmanın içerisinde kesinlikle hiçbir detay yok. Ne olduğu da anlaşılmıyor, Türkçe çevirisi korkunç. İngilizceden okuyanlar, anlayanlar anlayabilir mi bilmiyorum; ne yapılıyor ne ediliyor, bilmiyoruz. Japon anlaşması çok net olarak diyor ki: "Bu fizibilite anlaşmaları çerçevesinde yapılacak fizibiliteler sırasında ortaya çıkan bütün faktörler değerlendirilmek suretiyle fiyat tespiti yapılacak." Bu burada var. Rus anlaşmasında da madde olarak diyor ki: "Ben senden on beş yıl boyunca 12 dolar/sent -küsuratını atıyorum- üzerinden bu elektriği alacağım." Bitmiş. Peki, bununla ilgili olarak, indirimler ve alımlarla ilgili olarak "Teşvikten yararlandırırsan şunu düşerim, teşvikten yararlanırsan bunu düşerim." diye bir olay yok, bir kere yararlanıp yararlanmayacağını da ayrıca bir değerlendirmek gerekiyor. Anlaşmayı incelediğiniz zaman göreceksiniz, tercihli olarak santralde kullanılacak bütün malzemelerin hepsi Rusya'dan getirilecek. Bu tür teşvik uygulamalarında bir nevi yapıcı ülkeden veya taraf olan ülkelerin birinden geliyorsa bütün bunların hepsi, ne şekilde değerlendirileceği konusu zaten bunun içerisinde ayrıntısıyla yer almalı. Bir uluslararası anlaşmayla yapılan bir düzenleme, o anlaşmada revizyon yapılmak suretiyle istenildiği zaman düzenlenir, mantıklı bir düzenleme olduğu zaman da bu Meclisten her zaman geçer zaten. Kaldı ki Bakanlar Kurulu kararıyla zaten kimlerin, nereden, ne şekilde yararlanacağı falan belli, kararnamenin işlemesi Bakanlar Kurulu. Oturup da "Bu yararlanır, şu yararlanır." diye... Onlar başvurdukları zaman "Yararlanabilirsin." derler ama bu arada, "Bir dakika, sen bu anlaşmaya göre yararlanıyorsan eğer bundan, fizibilitemizi hemen, derhâl, yeniden değerlendirmemiz lazım. Anlaşmada yazan bu 12 ve 15 sentlik -bir de 15 sente çıkıyor- rakamlar ne? Nasıl revize edeceğiz?" dememiz gerekiyor.
Ben sadece ve sadece bunu yasa tekniği açısından ve kanunlar hiyerarşisi açısından ve anlaşmada fiilî olarak yer alan hükümler açısından değerlendiriyorum. Japon anlaşmasına zaten yazılmış, "Bakanlar Kurulunun şu, şu, şu sayılı kararnamesiyle getirilmiş olan teşviklerin hepsinden yararlanır." demiş, "Yararlanır." denilmiş zaten. E denilmiş, anlaşmada var, kanunun üstünde, Anayasa'ya aykırılığı iddia edilemiyor; bunu niye yazıyorsunuz yeniden buraya? Bunun yanıtı yok, bunun yanıtı yok. Biz bu teşvikleri verirsek buradaki fiyat düşecek. Biz bu teşvikleri verirsek bu fiyat düşecekse o anlaşmaya hüküm olarak konulmalı bu, oradaki hükümden bu çıkmıyor. 10'uncu maddenin bütün fıkralarının hepsini teker teker inceledim, hepsine bakıyorum. "Bunların ne şekilde indirileceği, birim fiyat tespit edilirken yatırım bedeli, sabit işletme bedeli, değişken işletme bedeli, yakıt bedeli" dedikten sonra birim fiyatının ne şekilde oluşacağını 10'uncu madde net olarak belirliyor. Proje şirketi tarafından yapılan tüm sermaye harcamaları, sigorta primleri, vergiler, bütün bunların hepsi bunun içerisinde, yazmış zaten, yazmış. Dolayısıyla burada bir değişiklik yapıldığı zaman, siz oturup şu anlaşmayı ya baştan sona revize edeceksiniz ya da diyeceksiniz ki... Tamam, ödenecek faizler, sermayenin finanse edilmesiyle ilgili olarak o gerçekleşmeye dayalı faiz, anapara ve harçlar; yazılmış bunların hepsi buraya. Bu kadar ayrıntılı olarak yazılmış ve giderlerin nelerden oluşacağı -yanına yıldız koya koya yıldızları artırmaktan bir hâl oldum- var iken biz otomatik olarak bunların hepsini veririz kanunla; iyi ama "Taraflar karşılıklı olarak görüşüp de teşvikten yararlanıp yararlanmaması dahi burada konuşulacak." deniliyor idi, "Ona göre fiyatta herhangi bir revizyon yapılacak mı, yapılmayacak mı..." deniliyor idi. Kaldı ki maddede kesin olarak eskalasyon yapılmayacağına ilişkin net olarak burada hüküm de konulmuş. Ama hükümler öyle dağınık konulmuş ki arkadaşlar. Burada kaç tane hukukçu var, alsınlar ayrıntısıyla bir incelesinler, bir yerli yerine koysunlar bakalım, buradan ne sonuç çıkıyor, biz neyin altına imza atıyoruz. Bu tür olaylarda, uluslararası ilişkilerin bu kadar hassas olduğu dönemde bu tür olaylara yaklaşımın böyle olmaması gerektiğini kabul eden bir insanım, olmaması da gerekir ama bizim önümüze gelen kanun tasarılarının da böyle olmaması gerekir, olmaması gerekir. Japonların böyle bir derdi var mı? Yok. Zaten, "Bir dakika, bana haber vermeden niye bunu böyle yazmak zorunda kaldınız, kanunda benim ne işim vardı?" da diyebilir, "Benim anlaşmam var." diyebilir. Anlaşması çok net olarak burada duruyor.
Şimdi, değerli arkadaşlar, oturup da burada Türkiye'nin enerji politikasını yeniden tartışma falan filan gibi derdimiz yok, biz Plan ve Bütçe Komisyonuyuz. Plan ve Bütçe Komisyonu olarak önümüze bir kanun metni gelmiş, denmiş ki bir Rus anlaşması var, bir Japon anlaşması var. bu anlaşmalar çerçevesinde biz nükleer santral yaptıracağız. Onlardan belirli bir süre elektrik satın alacağız. Bu anlaşmalar çerçevesinde birisine fiyat garantisi verdik, on beş yıl boyunca bunu alacağız. Özel durumlarda bunun artırılmasına ilişkin de hükümler var. Teşviklerden şunlardan bunlardan yararlanma gibi herhangi bir şey yok. Japon anlaşması var, şu teşviklerden yararlanır denmiş. Bundan sonra gelen teşviklerin hangisinden yararlanıp hangisinden yararlanamayacağı birlikte belirlenir demiş. Bu çerçeve içerisinde belirlemeler yapıldıktan sonra da fiyatta yapılacak olan değişiklikler ve fizibilite çalışmalarına yansıması nasıl olacak, onu da belirleriz demiş. Hiçbir derdi yok. Teşviklerden yararlanmış. Yani bizim şu anda kanuna yazdığımız teşviklerden yararlanmış. Anlaşma gereği yararlanmış, Bakanlar Kurulu kararıyla değil. Anlaşmasında var bu hüküm.
Şimdi, bu koşullar altında bu madde ne anlama geliyor ve buradan çıkan bu şey hukuk karşısında bizi ciddi anlamda birazcık zor, hatta zavallı duruma düşürüyor. Olayın bu çerçevede değerlendirilmesi gerekiyor.
Ben öncelikle dikkat çekilmesi gereken husus olarak bunları söyledim, daha sonra da birkaç konuyu daha dile getireceğim.
Sayın Başkan, teşekkür ederim.