ZEKERİYA TEMİZEL (İzmir) - Sayın Öztürk, iki tane anlaşma tek maddeyle geçiriliyor; birisi Rus anlaşması, birisi Japon anlaşması. Japon anlaşmasının 16'ncı maddesindeki hüküm Rus anlaşmasında yok. Yok öyle bir şey.

CEMAL ÖZTÜRK (Giresun) - Olabilir Sayın Bakanım, iki tane ayrı kurum var, iki ayrı devlet var.

ZEKERİYA TEMİZEL (İzmir) - İzin verirseniz bitireyim.

MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Tip sözleşme olmaz ki.

ZEKERİYA TEMİZEL (İzmir) - Tamam yani onu özellikle belirteceğim, bir defa daha söyleyeceğim.

Bu uluslararası hukukta, uluslararası anlaşmalarda, oralarda herhangi bir hüküm varsa bu konulardaki anlaşmalar buralarda değişik kanunlara hükümler konularak çözülmez. O nedenle iç hukukun üstündedir bunlar zaten. Olmaz böyle bir şey. Karşılıklı olarak, tamam, bizde böyle teşvikler var, bunlardan da yararlanabilirsiniz ama gelin, oturalım, bunu... Rusya istemiyor "Ben özel olarak kendimin vereceği malzemelerle bunu yaptıracağım." diyor.

MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - O zaman ikisini farklı değerlendirmek lazım Sayın Bakanım.

ZEKERİYA TEMİZEL (İzmir) - Yani söylemeye çalıştığım olay bunlar. Sonuç olarak bunlar anlaşmaların revize edilmesi suretiyle çözülecek olan hususlardır. Sonra revize edilen anlaşma da Meclise getirilecek, Meclisten geçecek. Hiçbir şeyi bilmeden, ne olduğu bilinmeden, anlaşmanın kendi içinde bunun değiştirileceğine ilişkin hüküm yokken... 16'nın 2'si Ruslarda yok. Öbürü tarif ediyor direkt olarak "kararname" adını veriyor "5'inci bölge teşviklerinden yararlanacağım." diyor, "Daha sonra bir teşvik çıkarsa da onu da tartışırım sizinle." diyor. Zaten var hükümde bu.

Ben "Bu anlaşmalar bu şekildeyken oturup da böyle bir kanun yapılamaz." diyorum. Olay bundan ibaret, başka bir şey değil. Görüşürler, ederler, değiştirirler, getirirler, aldığımız şu -deyim öyle olduğu için söylüyorum- verdiğimiz şu "Bu teşvikleri vereceğiz ama 12 sentten de 8 sente indik." diyecekler, revize edilecek, geçecek.

GARO PAYLAN (İstanbul) - Bu kadar basit.

ZEKERİYA TEMİZEL (İzmir) - Yani bu saatten sonra yapılsın, yapılmasın veya şöyle olsun, böyle olsun derdi yok onun. Kesinlikle o anlaşmanın 16'ncı maddesi otomatik olarak kanun çıkarılıp da "Bunu vereceğiz, artık kanun bize izin veriyor, Japonlara bunu verin..." "Verilir." diyen kanun üzerinden konuşma yapılmaz "Verilir." demiş zaten. Japon diyecek ki: "Ya sen zaten kanunu çıkarmışsın. "