KADİM DURMAZ (Tokat) - Teşekkür ederim.

Sayın Başkan, değerli arkadaşlar, Sayın Bakanım; tabii, şeker fabrikaları gidip gidip geliyor, en sonunda herhâlde gidecek ama hepimizin çok ciddi kaygılanması lazım. Bu ülkede nişasta bazlı şeker kotası, üretimi, denetimi, ne kadar ithal edildiği, iç piyasada ne kadar üretildiği konusunda yaklaşık olarak on sekiz aydır Sayın Bakanım, hiçbir rapor, veri, bilgi yok. En sonunda kurul feshedildi. Zatıalinizin de çok ciddi, önemsediğimiz, umutla sarıldığımız bir açıklaması var, aynen şöyle: "TÜPRAŞ'ı özelleştirebilirsiniz, orada bir şirket var, onun altında tarım üreticisi yok. TÜRK TELEKOM'u özelleştirebilirsiniz ama iş şeker fabrikalarının özelleştirilmesine geldi mi bu konuyu kırk kere düşünmemiz lazım." Sayın Bakanım, kırk kere düşündünüz mü?

MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Kırk bir kere düşündük.

KADİM DURMAZ (Tokat) - Biz çok umutla bu sizin sözünüzü bu ülkede bu işin bayraktarlığını yapan biri olarak her tarafla paylaştık ve sizin seçim bölgeniz Bayburt'ta üretilen şeker Türkiye'de Ağrı'dan sonra en kıymetli şekerlerden biri.

MUSA ÇAM (İzmir) - Kıtlama şeker, kıtlama.

KADİM DURMAZ (Tokat) - Yani arazi kodu belli bir rakımın üstünde çıktığında, toprak yapısıyla da birleşince şeker oranı yüksek ve şeker kalitesi de yüksek olan bir il. Az önce "A", "B", "C" diye -kıymetli bilgiler alacağımız- Garo Bey'in sorduğu soruya da cevap olacak illerden biri. Hâl böyle olunca Sevgili İbrahim Bey de sanırım Erzurum Şeker Fabrikasının yöre için kıymetli bir proje olduğundan ak hizmetle beraber birazdan söz edecektir tahmin ediyorum.

Kendi seçim bölgemizden söz edeyim arkadaşlar. 77 bin pancar üreticisi çiftçi var yani arazisinin durumuna göre münavebeli ekiliyor, bazen üç yılda, bazen dört yılda bir ekimi yapılmakta. Türkiye çapında 10 binin üzerinde bizzat çalışan işçi ve memur var bu fabrikalarda; yaklaşık 320 bin çiftçi ailesini de ilgilendiren bir ürünken şu anda bu bir hayli düşmüş durumda. Şimdi, bununla beraber ne olmuş? Sırbistan'dan et alıyoruz arkadaşlar, yarın daha başka şeyler de almanın yolu açılıyor. Tarımsal üretim bitkisi, yem bitkisi, küspesiyle, merasıyla, bir diğer şeyiyle; alkolüyle, ispirtosuyla şekerin dışında farklı alanlara da katkısı olan bir bitki ve bizim ülkemizde bisküvi, çikolata ve benzeri ürünleri üretenler o nişasta bazlı şeker üreticilerinin lobisine tek başına bir iktidar dayanamıyor, hâlâ şu yazı yazılamıyor Sayın Bakanım: "İşte, bu yediğiniz bisküvi, krema ya da çikolata şeker pancarı şekeriyle üretilmiştir." Bunun önünde engeller var ülkemizde ne acı ki.

Ben kendi seçim bölgemden bahsedeyim. Tokat'ta sigara fabrikası kapandı, yaklaşık olarak 45 bin civarındaki tütün üreten aile ve fabrikada çalışan 2 binin üzerindeki insan gitti ve Tokat 2-3 bin göç verdi. Bizim üç tane ovamızı siz kıymetli ovalar arasına aldınız Bakanlar Kurulu kararıyla, tebrik ediyoruz; bundan da gurur duyduk ancak işte bu ovalarda sulu tarım yapılarak diğer ürünlerin de altyapısı şeker pancarı ürününün fabrikasının da elden gitmesiyle bu yöredeki tahribatın kesinlikle ve kesinlikle çok büyük olacağını biliyoruz. Sayın Bakanım, iktidarınız göreve geldiğinde Türkiye'de 65 milyon nüfus vardı, bunun 22 milyonu da köyde yaşıyor ve üretiyordu. Şu anda 81 milyon nüfus var, köyde 6,5 milyon çiftçi ve köylü kalmış. Bu insanları kentlere depo ettiğiniz, yoksullaştırdığınız ve yönettiğiniz... Yoksullaştırmadan artık bir vazgeçip, üretimi öne çıkarıp yeniden köylüyü, kentliyi... O ekilmeyene arazileri kıymetli hâle getirelim. Bu şeker fabrikalarının nisanda özelleştirilmesi dünkü Resmî Gazete'de yayımlandı. Bunu bir gözden geçirip, kontrol ve denetim açısından yüzde 20-25'inin devlette olup kalanı üreticiye, kooperatiflere, birliklere satılması yönünde bir proje üretelim, karşılıklı çalışalım.

MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Tutanaklara geçti, deminki oranı bir daha söyler misiniz.

KADİM DURMAZ (Tokat) - Yüzde 25'i devlette, kontrol ve denetimi olmak şartıyla kalanının üretici kooperatiflere, çalışan işçiye, köylüye satılması yönünde. Takdir edersiniz, bakın, bu torba yasada görüştük, kooperatiflere birtakım imtiyazları veriyoruz ülkemizde kooperatifçiliğin gelişmesi yönünde. İşte bu da bunun ikinci besleyen bir ana damarı olsun. Bu konunun yeniden gözden geçirilmesi lazım.

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum, sağ olun.

KADİM DURMAZ (Tokat) - "Haydi alın, haydi satın." diyerek terk edilecek millî stratejik bir ürün değil. Bakın, cumhuriyetin ilk yıllarında bunların hepsi birer ekol olmuş sosyal bir proje.

Teşekkür ediyorum.