| Komisyon Adı | : | (10 / 601) Esas Numaralı Meclis Araştırması Komisyonu |
| Konu | : | Komisyonun Fransa ve İngiltere'ye yaptığı çalışma ziyaretlerine ilişkin görüşmeler |
| Dönemi | : | 26 |
| Yasama Yılı | : | 3 |
| Tarih | : | 22 .02.2018 |
BAŞKAN - Geçtiğimiz hafta içinde Fransa ve İngiltere'ye, birinci gezimizin yani Almanya ve Danimarka gezimizden sonra ikinci bir gezi gerçekleştirdik, bu ikinci geziyi birinci geziye katılmayan arkadaşlarımızla gerçekleştirdik. Şunu söylemek istiyorum: Biz de doğrusu ne tür manzaralarla karşılaşacağımızın bir anlamda tecrübesiyle bu ikinci geziye katıldık. Belirtmek gerekir ki ikinci gezi birinci geziden daha yararlı oldu, daha ileri düzeyde de muhataplarımızla görüştük. Bu geziyle ilgili ben bir iki kanaatimi paylaşacağım. Arkadaşların da intibalarını doğrusu katılamayan arkadaşlara aktarmalarının yerinde olacağını düşünüyorum. Bugünkü gündemimizin ağırlık noktası bu.
Önce, Fransa'dan başlamak istiyorum. gittiğimiz her yerde doğal olarak ve beklendiği gibi büyükelçilikler heyete bütünüyle sahip çıktılar, Paris'te de aynı durumla, olumlu bir karşılamayla mukabele gördük. Daha sonra Louvre Müzesinin "İslam Eserleri" bölümü gezildi. Burası, yöneticisinin de ifade ettiği gibi dünyanın en zengin İslam eserleri koleksiyonu. Gerçekten iyi dizayn edilmiş bir tablo ama benzer konumdaki bütün müzelerde olduğu gibi burada da çok sayıda legal yollardan ve illegal yollardan götürülmüş eserler var. Bunlarla ilgili müzakereler yürütüldü. Durumu kendilerine anlattığınız zaman mahcup bir edayla Türkiye'nin talebinin haklı olduğunu ifade edip arkasından da "ama" diye başlayan cümlelerle kendi gerçeklerini ve kendi gerekçelerini dile getiriyorlar. Burada da benzer bir tablo oldu. İtiraf edelim ki buralardaki uzmanlar bu eserlere de sevgiyle yaklaşan, dolayısıyla bizim ülkemize karşı da sevgiyle yaklaşan uzmanlar ve onların lehte veya aleyhte beyanlarının bir kıymetiharbiyesi yok çünkü bu eserlerin iadesi meselesi veya bizim talebimizin muhatabı, nihai itibarıyla siyasi bir tablo ve daha üst düzeydeki konumu ilgilendiriyor. Sonrasında Senato Kültür, Eğitim ve İletişim Komisyonu Başkanı Catherine Morin Desailly Hanım'la görüştük ve bu görüşme de yararlı oldu. Denilebilir ki bizim bütün görüşmelerimiz içinde en üst düzeydeki görüşme oldu diyebiliriz. Ben onunla yapılan görüşmelerin de faydalı olduğunu düşünüyorum. Uzun sayılabilecek bir görüşme gerçekleştirdik. Ertesi gün UNESCO Daimi Temsilciliğimizde Büyükelçi Altay Cengizer'le bir eş güdüm toplantısı yapıldı, akabinde de UNESCO Kültür Varlıkları ve Müzeler Şubesiyle görüştük. Burada da hem mevcut çalışmalarla ilgili hem de UNESCO'nun bu konudaki gelecek tasavvurlarıyla ilgili ayrıntılı ve bana göre değerli bir toplantı gerçekleştirildi. Fransa gezimiz bu şekliyle tamamlandı.
O gün akşam Londra'ya geçtik ve ertesi gün de İngiltere'de öncelikle Victoria ve Albert Müzesinde incelemeler yapıldı. Burada da müze yetkilisi bilgiler verdi. Buradaki koleksiyonda da yine Türk kültürüne ait çok sayıda eser var. Bu eserlerin yine öbür müzelerde ifade ettiğim gibi bir kısmı legal yollardan bu müzelere intikal etmiş ama bir kısmı illegal yollardan götürülmüş eserler. British Museum'da kreatör eşliğinde bir gezi yaptık. Buradaki gezide Anadolu kaynaklı eserler üzerinde görüşüldü, daha çok arkeolojik eserler tanıtıldı, onlar hakkında bilgiler verildi. İngiltere'de yaptığımız daha önemli toplantı Kültür Bakanlığı Müzeler ve Kültürel Eserler Direktör Yardımcısı bir bey ve bir hanımla görüştük. Bizim asıl muhatabımız sayılabilecek kişilerdi bunlar. Buradaki görüşmelerde de biz düşüncelerimiz anlattık ve en üst düzeyde, Parlamento düzeyinde bu işin takip edildiğini ifade ettik ama burada bütün görüşmelerde olduğu gibi şöyle bir kanaat izhar ettik: Yani burada legal yollarla getirilen eserlerin buralarda sergileniyor olmasına bizim bir itirazımız yok, hatta bunlar bir anlamda Türkiye'nin zenginliğini ifade eden kültür elçileridir ama illegal yollardan gidenlerin de geriye döndürülmesi lazım. Onlar da mevcut; işte, uluslararası düzeydeki anlaşmalar çerçevesi içinde bu ilişkilerin yürütülmesinin uygun olabileceğini belirtiyorlar ama "İş somut bir çerçeveye taşınsın." dediğimiz zaman, bu defa tekrar "ama"yla başlayan cümleler kullanmaya başlıyorlar. O gün çok önemli bir müzayede evi gezildi çünkü bu eserlerden çağdaş olanları bu müzayedeler eliyle intikal ediyor veya el değiştiriyor farklı noktalara. Burada da uluslararası bir müzayede evinin nasıl çalıştığını gördük, neredeyse kültürel manada bir fabrika gibi yani restorasyon bölümleri, alan uzmanlarının çalıştığı bölümler, sergi salonları ve arkadaşlarımızın dikkatini bazı tablolar çekti. Mesela Monet'in bir tablosunun 5 milyon "pound"la açık artırmaya çıkacağı söylenince...
NEVZAT CEYLAN (Ankara) - 10 milyonluk vardı Başkanım.
BAŞKAN - 5'le başlanır dedi, işte o 7-10 arasında...
Bu da ilgilimizi çeken, gezinin önemli duraklarından birisi oldu.
Değerli arkadaşlar, ben çok kısaca özetledikten sonra bu konuyla ilgili katılan arkadaşlarıma söz vermek istiyorum eğer arkadaşlarımız ilave bir şey söyleyeceklerse veya kişisel intibalarını ifade edeceklerse söz onlarındır.