| Komisyon Adı | : | (10 / 114, 365, 378, 494, 702, 884, 1423, 1431, 1442, 1449, 1597, 1787, 1808, 1949, 1955, 1970, 2056, 2092, 2094, 2095, 2096, 2097, 2098, 2099) Esas Numaralı Meclis Araştırması Komisyonu |
| Konu | : | Halk Sağlığı Genel Müdürlüğü Tütün ve Diğer Bağımlılık Yapıcı Maddelerle Mücadele Daire Başkanı Dr. Sertaç Polat'ın, 1. ve 2. Uyuşturucu ile Mücadele Şûraları, Sağlık Bakanlığının uyuşturucu madde bağımlılığıyla mücadeledeki diğer çalışmaları hakkında sunumu |
| Dönemi | : | 26 |
| Yasama Yılı | : | 3 |
| Tarih | : | 21 .02.2018 |
GÖKCEN ÖZDOĞAN ENÇ (Antalya) - Sertaç Bey, ben teşekkür ediyorum. Tabii, 8'inci, 10'uncu defa dinlediğimiz sunumdan ötürü ezberledik hani herhangi birimiz çıkıp bu sunumu çok rahat yapabilecek hâle geldi.
Ne kadardır oradasınız siz Sertaç Bey?
HALK SAĞLIĞI GENEL MÜDÜRLÜĞÜ TÜTÜN VE DİĞER BAĞIMLILIK YAPICI MADDELERLE MÜCADELE DAİRE BAŞKANI DR. SERTAÇ POLAT - 2009'dan beri efendim.
GÖKCEN ÖZDOĞAN ENÇ (Antalya) - Daire Başkanlığınız da 2009'dan beri mi?
HALK SAĞLIĞI GENEL MÜDÜRLÜĞÜ TÜTÜN VE DİĞER BAĞIMLILIK YAPICI MADDELERLE MÜCADELE DAİRE BAŞKANI DR. SERTAÇ POLAT - 2012.
GÖKCEN ÖZDOĞAN ENÇ (Antalya) - "Okay."
Yaklaşık 2004'ten beri siyaset yapıyorum, 2004'ten beri de bu sorunun içerisindeyim. Antalya zaten bölgem itibarıyla da bu noktada maalesef çok verimli bir bölge. Sizin Uyuşturucuyla Mücadele Yüksek İstişare Konseyi toplantılarına katıldık bakanlarla, Başbakan Yardımcımızla vesaire, onların hepsini, o kitapçıkların hepsini hepimiz biliyoruz yani şahsen ben biliyorum, diğer arkadaşlar da vâkıf oldu. Vekilime katılıyorum, "-ecek, -acak" önümüzde korkunç bir sorun var, sizin işte söylediğiniz gibi sahaya çıkıp çıkmadığınızı... Biraz önce "Taşrada çalıştınız mı?" dedi vekilimiz "Hayır" cevabı verdiniz galiba değil mi yanılmıyorsam, telefona bakıyordum.
HALK SAĞLIĞI GENEL MÜDÜRLÜĞÜ TÜTÜN VE DİĞER BAĞIMLILIK YAPICI MADDELERLE MÜCADELE DAİRE BAŞKANI DR. SERTAÇ POLAT - Taşrada çalıştım ama yöneticilik yapmadım efendim.
GÖKCEN ÖZDOĞAN ENÇ (Antalya) - Şimdi, il koordinasyon kurullarının raporuna hiç baktınız mı?
HALK SAĞLIĞI GENEL MÜDÜRLÜĞÜ TÜTÜN VE DİĞER BAĞIMLILIK YAPICI MADDELERLE MÜCADELE DAİRE BAŞKANI DR. SERTAÇ POLAT - Evet.
GÖKCEN ÖZDOĞAN ENÇ (Antalya) - Ne yazıyor orada? Sorgulamak adına söylemiyorum, lütfen, yanlış da anlaşılmasın, ortaya bir tespitte bulunacağım. İl koordinasyon kurullarının toplantılarında "Şu, şu yapılacak; bu, bu yapılacak; cak, cak, cak." Şu sayfayı geçmiyor Sayın Daire Başkanı il koordinasyon kurullarınızın raporları. Defalarca kez katıldım, gördüm, biliyorum, birincisi bu. Şimdi, il koordinasyon kurulunun raporu sıkıntılı olunca yukarı giden zincir de sıkıntılı, sıkıntılı geliyor ve sizin önünüze de "Yapıldı, edildi; yapıldı, edildi." geliyor. Bir kere, temel problemi illerden başlayarak çözmemiz gerekiyor. Arada gidin toplantılarına katılın bakalım ne yapıyorlar, ne ediyorlar bunlar, birincisi bu.
İkincisi, dünyadaki rehabilitasyon kısmında zaten yerlerde sürünüyoruz, bunun hiç a'sı, b'si yok. Siz Antalya'daki uyum merkezine gittiğinizi söylemiştiniz, doğru mudur, biraz evvel öyle bir ifade de bulundunuz.
HALK SAĞLIĞI GENEL MÜDÜRLÜĞÜ TÜTÜN VE DİĞER BAĞIMLILIK YAPICI MADDELERLE MÜCADELE DAİRE BAŞKANI DR. SERTAÇ POLAT - Sosyal uyum merkezine gittim efendim, Antalya'ya gitmedim.
GÖKCEN ÖZDOĞAN ENÇ (Antalya) - Sosyal uyum merkezine hangi zamanda gittiğinizi hatırlıyor musunuz?
HALK SAĞLIĞI GENEL MÜDÜRLÜĞÜ TÜTÜN VE DİĞER BAĞIMLILIK YAPICI MADDELERLE MÜCADELE DAİRE BAŞKANI DR. SERTAÇ POLAT - Antalya'ya gitmedim efendim, İstanbul'daki sosyal uyum merkezine gittim.
GÖKCEN ÖZDOĞAN ENÇ (Antalya) - Başka bir yere gittiniz. Ben bir rakam vereceğim size. Benim sosyal uyum merkezim açılalı yaklaşık bir sene oluyor, 14 kişi gelmiş oraya. Bakın, siz bize anlatırken "Sosyal uyum merkezleri açıyoruz, şurada da açtık, burada da açtık." diyorsunuz, toplamda 14 kişi gitmiş, 5'i maddeye geri dönmüş, bunların 5'i AMBAUM'dan gelmiş, bizim üniversitenin merkezinden, 9'u güç bela açtırdığımız, Sağlık Bakanlığına yalvar yakar açtırdığımız AMATEM'den gelmiş. Şimdi de güç bela 15 yataklı bir kampüs yaptık yine, oraya ÇEMATEM'i açtırmaya çalışıyoruz. Önünde bir basketbol sahası, işte, bir bilardo ya da çocukların boş vakitlerini değerlendirebileceği bir şey için belediyelerimize "Bunun önüne bir tane pota yapın, bunun önüne bilmem ne yapın." diye yalvar yakarız, çocuklar enerjiyi atmak istiyorlar sonuçta. Bunlar bizim gerçeklerimiz. Ben iktidar partisi mensubuyum ama benim bacağıma sarılan anneyi gördüğüm zaman benim canım yanıyor çünkü mücadele ederken bir taraftan onun çocuğunun kurtulmasını istiyorum ama önümdeki seçeneklerim belli ve bunun hesabını biz vermek zorundayız, siz vermek zorundasınız. Yani bu Komisyonun kurulma amacı da bence buydu ama hani ben bugüne kadar -zannediyorum bir toplantıyı kaçırdım- hep aynı şeyler. Hani biraz önce Cumhuriyet Halk Partili milletvekilimiz çok güzel bir şey söyledi, eksiğimiz nerede varsa bunları biz bilelim ki işte bakanlıklarımızı, siyasi etki mekanizmalarımız var bizim de, onları sıkıştıralım, bunlar tamamlansın. Özel sektörü devreye sokmayacağız diye düşünüyorsunuz mesela, önce devlet yapacak; özel sektör zaten yapıyor, siz farkında mısınız? Yani ruhsatsız bir şekilde ben size Antalya'da bunu yapan 5 tane merkez söyleyebilirim şu anda. Siz diyorsunuz ki: "Hayır, özel sektör bu işin içine..." Dernekler yapıyor bunu, yatılı merkez oluşturmuş dernekler var ve orada bir ölüm olduğu zaman bunun hesabını ben Sağlık Bakanlığından soracağım; bunu da söyleyeyim size. Bu, biraz ağır bir ifade oldu ama hiç kimse kusura bakmasın çünkü orada ölen benim evladım da olabilir ki fark etmiyor, onlar da benim evladım.
YEDAM, Antalya'da tekrar açılıyor. Evet, Yeşilay bu işte daha profesyonel, daha hızlı kararlar alabiliyor. O konuda hani ben de Yeşilayı gerçekten tebrik ediyorum çünkü "bürokratik oligarşi" dediğimiz sistemden arındırılmış belli bir yönetici grubu var; tık, tık, tık, tık, hani bakanlıklardaki gibi süreçler zor değil, hantal değil. Şimdi, inşallah önümüzdeki ay orayı da açacağız. Orada psikolog, psikiyatr, hukukçu gibi onların istedikleri standartlar var, Antalya Büyükşehir Belediyesi ve Kepez Belediyesi destek oldu çünkü bir yerel belediye gerekiyor orada, 300 metrekarelik kapalı alanları vesairesi, bir onu deneyeceğiz ama sosyal uyum merkezleri istediğimiz seviyede kesinlikle değil. Bunun yapısını mutlaka ve mutlaka acil bir şekilde gözden geçirmemiz gerektiğini düşünüyorum.
AMATEM'lerin fiziki şartlarından bahsettik yani gitmişsinizdir, ben oradaki çalışan psikiyatr arkadaşlara da teşekkür ediyorum, ellerinden geleni elindeki şartları dâhilinde, imkânları dâhilinde maksimumum yapmaya çalışıyorlar, o konuda iyi niyetle çalıştıklarına dair... Ben şu efsaneye de inanmıyorum: Yok, işte, etrafında -çok gidip geliyorum çünkü, en azından benim ilimde yok- madde satıcılarını topluyor, maddeye ulaşım kolaylaşıyor vesaire. Oranımız düşük, oranımız neden düşük? Sahadan gözlemlerimi söyleyeyim: Orada biz çocuğu kimyasaldan arındırdıktan sonra sokağa bırakıyoruz. Yani bu uyum merkezlerinin başarısından bahsettik, orada bizim üçüncü ayağımız yok. Mesela yurt dışı örneklerini hep konuşuyoruz, yurt dışı örnekleri var ama yurt dışındaki entelektüel yapı, kültür, işte, efendim, dinî ögeler vesaire; ne olur oradan model alıp Türkiye'ye dayatmayın artık. Biz kendi modelimizi kurmak zorundayız. Yani orada ne varsa biz alıyoruz, hop getiriyoruz buraya, bazen başka alanlarda da bu yanlışa düşüyoruz ama bizim toplumsal algımız, sosyolojik yapımız farklı. Mesela İtalya'da çok işleyen bir örnek var, evet, dinî bir vakıf aracılığıyla işleyen bir örnek var, Bakanlık da gitmiş ama ben Bakanlığın gittikten sonraki raporlarına bir türlü ulaşamadım. Sizin Bakanlık -2011'de milletvekili oldum- 2008 ya da 2009'da gitmiş arkadaşlarımız, siz de bulmaya çalışın o raporu, öyle bir rapor da yok. Oradaki örnek mesela... Gideceğiz mi bilmiyorum Başkanım, orada öyle bir program var mı, yurt dışı örneklerini...
BAŞKAN - Komisyon üyelerimizin şeyine bağlı yani çoğunluğu "Gidelim" derse gideceğiz.
GÖKCEN ÖZDOĞAN ENÇ (Antalya) - Bir de hani orada ne göreceğimizi de üç aşağı beş yukarı kestirebiliyorum. Orada tabii ki, bir dinî vakıf işletiyor burayı, Türkiye'de yapmaya kalksanız bunu kıyamet kopar. Bu da yapılsın ya da yapılmasın diye bir fikrim yok ama farklı, bizim Türk insanının sosyolojisini de dikkate alarak lütfen bunları hazırlayalım. Yani bizim yanıldığımız temel noktalardan da birisinin bu olduğunu düşünüyorum.
Bir diğer mesele, STK'lerle ilgili çok fazla -bilmiyorum- ben bir şey göremedim. STK'ler çok ciddi güç olmaya başladı bu konuda. Ne olur onları da yanınıza alın.
Medya dili korkunç. Yine konuşuyoruz "Altın vuruş yaptı." diye. "Altın" olumlama, "vuruş" olumlama vesaire. Bunların düzeltilmesi gerekiyor.
Yine, bunu hiç duymadım, Komisyon raporlarında da yoktu, sosyal medya, "YouTuber"lar, kamu spotları, e-sporcular, lütfen Bakanlığımız bu kavramlarla da tanışsın çünkü bizim çocuklarımız, birçoğumuzun çocukları artık buralardan besleniyor. 14-15 yaşında bir kızım var, "Anne, şu 'YouTuber' şunu gösterdi, şunu alalım mı?" diyor bana, reklam falan kalmadı artık. Yani o "YouTuber"larla nasıl iletişim kurulacak? Onların destek hesapları var. Yani sonuçta kamu hizmeti yapacaklar, herhâlde yine psikologlar, psikiyatrlar tarafından hazırlanan metinler üzerinde konuşabilirler. Ne olur bunlara ulaşın, bunlar çok etkili ve verimli.
191'le ilgili zaten herkes düşüncesini söyledi. Buna gerçekten farkındalık yaratmak ve bu sorunu çözmek amacıyla... Yani hepimiz hata yapabiliyoruz, normal bunlar ama hani bir şeyi de... Sosyal uyum merkezi, mesela orada çok kızıyorum. "Sosyal uyum merkezi açtık." Açtın ama işlemiyor bu, bunu bizim işletmemiz lazım. Benim derdim bu yani isim üzerinde değil, eylem üzerinde bunları bizim yapmamız gerektiğini düşünüyorum ama Bakanlığa da iyi niyetli çalışmalarından dolayı da gerçekten teşekkür ediyorum çünkü çok zor bir alan, anlıyorum. Tek bir isteğim var, "mış" gibi yapmayalım artık, başka hiçbir şey istemiyorum.
Çok teşekkür ediyorum.