ZEKERİYA TEMİZEL (İzmir) - Sayın Başkanım, burada bir kanun görüşmesi yapılıyor. Muhalefetten birkaç tane milletvekilinin, orada birkaç tane bürokratlarla tartışmasını da galiba bu tartışmalar amaçlamıyor. Biz bunun için burada değiliz. Burada oturup da "Onlar mı doğru söylüyor, yazdıkları doğru mudur değil midir?" diye herhangi bir tartışmanın içerisinde asla olmayız ve olmayacağız da zaten.

BAŞKAN - Elbette.

ZEKERİYA TEMİZEL (İzmir) - Burada söylemeye çalıştığımız şeylerin yüzde 50'si doğrudan doğruya Komisyonun diğer üyelerine yüzde 50'si de Hükûmete.

Baraj inşa ediyorsunuz, inşa ettiğiniz baraj çevresel nedenlerle, sosyal nedenlerle, doğal nedenlerle, kültürel nedenlerle birtakım varlıkları tahrip etmeye başlıyor, yok ediyor bunları. Bazı şeylerde barajın yapılmasını durduramıyorsunuz. Bu koşullar altında da eski yasada yer alan hüküm ne? "Mücavir alan içerisinde artık bu anlamda kullanımı engelleyecek bir zarar veya sorun yaratılıyorsa bu da kamulaştırılır." diyor kanun. Siz şimdi bu kanunu değiştiriyorsunuz. Bu kanun değiştiriliyor. Devam eden maddede de bundan sonra -yani 13'üncü maddede de geldiğinde göreceksiniz- bu amaçlarla açılmış olan davalarda da artık bu madde uygulanacak, değiştirdiğiniz madde uygulanacak. Yani insanların elinden bu kadar hakkı baraj adına, şu adına, bu adına bu kadar sorumsuz bir şekilde alacak bir komisyon değiliz diye düşünüyoruz biz bu Komisyonda. Bu önemli bir konudur. Yani kimseye bir şey sağlamıyoruz. Ama bir enerji tesisi yapıyoruz diye oturup da insanların haklarının da çiğnenmesine ya da en azından hakkı olanın da elinden alınmasına kesin olarak bu Komisyonun izin vermemesi gerekiyor. Tartıştığımız konu bu. Teknik olarak çok daha ayrıntılarla olabilir. Daha önceki kanun bunu yazmış zaten. Bu kanunu yazanlar buradaki insanlardan daha farklı düşüncede olan insanlar değildi ki. Tamam baraj yapıyoruz ama "Mücavir alanda arazisini kullanılamaz hâle getirdiğimiz insanları da biz bu anlamda koruyoruz, onların da mülklerini de kamulaştıracağız, kamulaştırılır." demişler. Şimdi, sağdan dönüyoruz, soldan dönüyoruz, alttan çıkıyoruz, üsten gidiyoruz, davalarını reddettiriyoruz. Bunu yapıyoruz bunu. Uyarmaya çalıştığımız konu bu. Eğer vicdanlarımız elveriyorsa gene oylayalım geçelim. Yoksa... Takdir sizlerin.