| Komisyon Adı | : | (10 / 937, 938, 939, 940, 941, 942, 943, 944, 945, 946, 947) Esas Numaralı Meclis Araştırma Komisyonu |
| Konu | : | |
| Dönemi | : | 24 |
| Yasama Yılı | : | 5 |
| Tarih | : | 18 .11.2014 |
SAKİNE ÖZ (Manisa) - Teşekkür ederim Başkanım.
Şimdi, arkadaşların sunumlarını izledik. Sunumlarının sonucu olarak da kafamızda kalan sorular şunlar oldu: Açıkçası ben MİGEM'in açıklamalarından da diğer arkadaşların açıklamalarından da genel bir eksik tespit etme, kontrol etme, gidip bu kontrolleri yapma ama kontrollerin arkasından ne yapılması kısmında soru işareti kaldı kafamda.
Burada bakıyorum, işte bir ayda yapmış olduğu teftişte tespitlere bakıyorum: "İş yeri hekimi yok." diyor, ikincisinde "İş yeri hekimi yok." diyor. Belki üçüncüsünde, dördüncüsünde yine "İş yeri hekimi yok." diyor. Yani, bu tespitler yapıldıktan sonra para cezası verildi denilen yerler de var ama mükerrer devam eden eksiklikler var. Bu eksikliklerin sonucunda bir şey olması gerekir yani bu işletmenin bu işleri yapamama gibi birtakım kısıtlılıkları olması gerekir ama bu kısıtlılıkların olmadığı ortaya çıkıyor. Yani, bu kısıtlılıklar olmadığı sürece kanunu yapmışız, hiç önemi yok bence. Yani, kanunu yap yap ama uygulamaya geçince... Biraz önce Erkan Bey'in de dediği gibi, siyaseten birileri devreye girdikten sonra, işte "50 tane insan devreye giriyor." diye söylendikten sonra mevzuat, uygulama yapmanın anlamı yok yani kanun yap ama yönetmeliği olmayan bir kanun yap. Yönetmelik olmayınca uygulamacı "Mevzuatta, burada yer yok." diye ortada kalıyor.
Ben bir de şeyi söylemek istiyorum: Özel sektör olduğundan dolayı mıdır ya da bir başka işletme bir başka işletmeye işi devrederken orayla ilgili tüm verileri vermesi gerekir. İşte, Soma'da da aynı şeyi gördük Ermenek'te de aynı şeyi görüyoruz. Biz "Nereden geldiği bilinmeyen bir gaz." dedik Soma'ya, "Nereden geldiğini bilmediğimiz bir su." dedik Ermenek'te de. Yani, bunları biz niye bilmiyoruz, bunları kurum, MİGEM ya da Bakanlık neden bilmiyor? Ben burayı anlayabilmiş değilim. Yani herkes, her işletmeci "Kısa gün kârı, ne alırsam onu alayım, hatta kiminkine doğru giderse de alayım, yan komşununkinden de alayım." mantığıyla hareket ettiği sürece biz binlerce kazayla karşılayacağız görünüyor bize. Ben bunların kim tarafından denetlenmesi gerektiğini sormak istiyorum. MİGEM diyecek ki "Bu benim işim değil." Bu kimin işi? Bakanlığın işi olması gerekir. Yani, bu işletmelerin, bu maden ocaklarının her adımının projesi olması gerekir. Biraz önce anlatamadı. Yani "Burada bir şey olması gerekirdi, şu dönemde işlenmesi gerekirdi, işlenemedi." dedi arkadaşımız, sunan arkadaşımız. "Bu projede olması gerekirdi." dedi ama projeye işlenmemiş. Bu projeler işlenmediği sürece, kim kime doğru gidiyor, kimin nereden ne kadar maden çıkardığı belli olmadığı sürece elbette biz bu kazaların yaşanmasını olağan bulur hâle geleceğiz. Ben bunların kimler tarafından denetlenmesi gerektiğini, bu projeleri kimlerin onayladığını, onaylaması gerektiğini sormak istiyorum.
Ve yani ben de Uyar Madenciliği bulduğumuza sevindim açıkçası. Biz Uyar Madenciliği Soma'da kaybetmiştik. 800 işçimizi ortada bırakarak kaybolmuştu ve Bakan bize demişti ki: "Neredeyse Uyar Madenciliği bulun, ben o işçilerin haklarını alacağım." demişti. Ben Uyar Madenciliği bulduğumuzu Bakana müjde vermek istiyorum. O 800 işçimizin hakkının bir an önce verilmesi, verilmeyen ücretlerinin, verilmeyen maaşlarının bir an önce verilmesini ve her maden kazasından sonra da sanki AFAD'mış gibi ya da sanki tahlisiyeci ekibiymiş gibi Bakanın gitmesinin gerekli olmadığını, oraya gerçekten bu işi bilen, araziyi bilen yani projeyi bilen, alanı bilen insanların giderek orada gerekli önlemleri alması gerektiğini düşünüyorum.
Ve sorduğum soru da bu projeleri denetleyen kısmın kim olduğu, projeleri onaylayan, projeleri kontrol eden bölümün kim olduğunu merak ediyorum.
Teşekkür ederim.