| Komisyon Adı | : | (10 / 135, 298, 1150, 2002, 2101, 2103, 2104, 2112, 2113) Esas Numaralı Meclis Araştırması Komisyonu |
| Konu | : | Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı Tarım Reformu Genel Müdürlüğü Tarım Sigortaları ve Doğal Afetler Daire Başkanı Bekir Engürülü'nün,, tarım sigortalarına ilişkin uygulamalar, sigortalılık oranları hakkında sunumu |
| Dönemi | : | 26 |
| Yasama Yılı | : | 3 |
| Tarih | : | 01 .03.2018 |
KAMİL OKYAY SINDIR (İzmir) - Teşekkür ediyorum.
Ben, şahsen söylüyorum, katılmayabilirsiniz, tarla üretiminden, açık alan üretiminden bahsediyorum, kontrollü şartlarda, sera veya kapalı alanda hayvancılık yapılan ahır, kümes vesaire gibi yerlerin dışında açık ortamda ve doğal afetlere açık olan üretim koşullarında karşılaşılan doğal afetlerin zararının sigortalamak üzerinden üreticiye yüklenmesinin doğru olmadığını düşünüyorum. Bu doğal afetin üreticinin sorumluluğunda veya önleyebileceği bir durum olmaması sebebiyle bunu söylüyorum. O nedenle, doğrudan ve tamamen koşulsuz ve şartsız devlet tarafından -yani hepimizin vergileriyle- o hasarın tespit edilip üreticinin zararının karşılanmasının... Bunu popülizm adına söylemiyorum ya da bir siyaset adına da. İnsanı olarak düşünüyorum. "Bunu sigortala, prim öde, ödemezsen bu doğal afetin zararını sen üstlenirsin." demek kontrol edemediği, önleyemediği doğal afetlerin bedelini çiftçiden almak anlamına gelir. Tabii, devlet desteği var yüzde 50-yüzde 50, onu biliyorum, yarın bir gün belki de o sistem oturunca devlet desteği de yavaş yavaş yüzde 25'e, sonra da sıfıra doğru gidebilir. Tamamen bu piyasa koşulları, serbest piyasa koşulları nedeniyle burada çiftçiye hak etmediği bir yük olarak görüyorum.
Bunu belirttikten sonra şunu da söylemek istiyorum, bunu sizden de duymak isterim, doğru yanlış, yanlış biliyor olabilirim: Bu hasar tespiti konusunda sağlıklı, gerçekçi ve üreticinin gerçek hasarının karşılanması konusunda, ne bileyim, çok doğru, gerçekçi tespitler yapılamadığını ve hasarın da biraz gecikmeli karşılandığını, kimi zaman bunun bir sene yüzde 3 faizli erteleme, öteleme vesaire gibi durumlarla karşılaştığını da duyuyoruz. Burada hasarın, kalite düşmesi, bir sonraki yılın mahsulüne yönelik verim ve kalitedeki hasarın vesaire gibi biraz kapsamlı olup olmadığını sormak istiyorum açıkçası. Çünkü bu tür dolu ve özellikle don koşullarında çiftçiye eksik ödenen bir destek ya da bu sigorta üzerinden hasar bedeli çiftçiyi daha da büyük bir yük altına, zorluk içerisine sokacaktır diye düşünüyorum. Bu konuda düşüncenizi almak isterim açıkçası.