KOMİSYON KONUŞMASI

TUFAN KÖSE (Çorum) - Efendim, çok uzun şeyler söylemeyeceğiz ama önemli şeyler söyleyeceğiz.

Şimdi, bazı arkadaşlar gülüyor; gülebilirler; tabii.

BAŞKAN - Yok, hayır, hayır.

TUFAN KÖSE (Çorum) - Yok yok gerçekten gülüyorlar, bakıyorum şöyle haklılar yani. Oh Allah verdikçe veriyor; durumları iyi, keyifleri yerinde, kanun geçiyor işte. Şöyle düşünüyorum, yürekten söylüyorum, bakın samimiyetle söylüyorum: Elli yıl sonra da belki sizin çocuklarınıza, torunlarınıza buralarda oturan başka birileri gülecek, biz güleceğiz demiyorum.

Şimdi, biz demokrasi derinleşsin istiyoruz. Türkiye demokrasisine en büyük zararı kim verdi? Yani darbeler verdi diyoruz değil mi? Yani 1960'daki darbe olmasaydı, Türkiye demokrasisi ne 1971'i ne 1980'i görecekti, büyük ihtimalle görmeyecekti. Uluslararası konjonktür çok farklı. Yani böyle uyarıcı bir şey olsun diye söylüyorum.

Sayın Başkan "seçim hukuku sert" dediniz. Biz sayın milletvekillerine, sayın bakanlara gizli oyun nasıl kullanılacağını izah edemedik Anayasa oylamasında, edemedik. Bakın, o gizli oyun nasıl olacağını zaten tarif etmiş kanun. O tarife uyan birçok eski Meclis başkanı oldu, birçok bakan oldu, birçok milletvekili oldu, birçok komisyon başkanı oldu ama bir kısım bakan, bir kısım komisyon başkanı, milletvekili de uymadı.

ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - FETÖ'cüler uymadı.

TUFAN KÖSE (Çorum) - Hatta uymadığını gözler önüne serdi, hangi gerekçeyle... Onu, o zamanda söylemiştim, hatta ben Sayın Berat Albayrak'a demiştim: "Ya senin ne ihtiyacın var? Hadi başkaları gösteriyor birilerine, oy pusulası açık. Sende de mi bir itimatsızlık var?" filan diye espri yapmıştım. Yani seçim hukuku sert filan değil bizde, güç neredeyse ona göre giden bir şey.

Şimdi, tabii, burada gerekçelere bakıyorum ben, ne getiriyorsunuz kanun maddesinden anlamak mümkün değil. Demiş ki: "Sandık kurulunun kolluk güçlerini çağırma görevini yerine getirmediği veya getiremediği..." "Getirememek" ne demektir arkadaşlar yani teklifin ilk imza sahibi arkadaşlar "getirememek" ne demek? Vali seçecek, seçim kurulu seçecek, devlet memuru olacak. Yani normal düzende bile mümkün değil "getirememe" diye bir şey ama hele bu düzende getiremediği... Ben bundan şunu anlıyorum: Yani ola ki bir sandık kurulu başkanı çıkar da o sandıkta gerçekten her şey rayında gidiyordur ama bu kanunun ilk imza sahibi olan partilerin milletvekillerinin istediği gibi bir sonuç çıkmayacağına ilişkin bir kanaat oluşmuştur, o zaman ne olacak? Sandık kurulu başkanına rağmen birileri ihbar edecek ve polis oraya gelecek. Yani "sopalı seçim" filan denilen ve en yenisi elli altmış yıl eskisinden kalan olay bu kanuni düzenlemeyle herhâlde yeniden 2018 yılında, 2019 yılında Türkiye'nin başına gelecek. Yani çok tehlikeli bir gidiş, hakikaten çok tehlikeli bir gidiş; Allah sonumuzu hayır etsin. Yani 1960, 1971, 1980 darbelerinden hatta 20 Temmuz darbesinden de daha tehlikeli sonuçlar doğuracak bir kanuni düzenleme yapıyorsunuz. Benim şahsi tavsiyem bir dostunuz, arkadaşınız olarak, bir milletvekili olarak bir an önce bunları bir düzenleyelim de yeniden Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulunun önüne getirelim diyorum.

Teşekkür ederim.