HASAN SERT (İstanbul) - Sayın Bakan, Sayın Başkan ve değerli arkadaşlarım; hepinizi ben de saygıyla sevgiyle selamlıyorum.

Parlamentoda Afrika'yla ilgili 2 ayrı görevim var. Bunlardan bir tanesi Türkiye-Etiyopya Parlamentolar Arası Dostluk Grubu Başkanlığı, bir tanesi de Parlamentolararası Birlik Grubu üyesiyim. Bu toplantı dünyada her yıl 2 defa yapılıyor. Bu toplantıların biri Cenevre'de yapılıyor, bir tanesi de başka bir ülkede yapılıyor, özellikle geçen sene Zambiya'da yapıldı. Zambiya'ya gitmişken ben de o civardaki 5 ayrı ülkede inceleme yapma fırsatını buldum ama onun dışında, şu ana kadar Afrika'da yaklaşık 20 ülkede bulunmuş bir kardeşiniz olarak bazı tespitlerimi ortaya koymak istiyorum.

Öncelikle, Cumhuriyet Halk Partisinin bu konuda vereceği desteği takdirle ve şükranla kaydetmek istiyorum ve teşekkür ediyorum. Bazı konularda politize edilmiş olayların dışında düşünmenin ya da siyasetin dışında düşünmenin örneğini gösterdi arkadaşlarımız, ondan dolayı ben hakikaten teşekkür etmek istiyorum çünkü bu gittiğimiz 20 ülkenin dışında Birleşmiş Milletler kayıtlarına göre Afrika'da 54 ülke var, 55'incisi de müracaat etmiş ülke, 55 ülke bulunuyor. Biraz önce Sevgili Başkanın da saymış olduğu 47 ülke en az gelişmiş, hiç gelişemeyecek olan ülkelerden oluşuyor. Yani Kuzey Afrika bandını çıkarırsak Mısır, Fas, Tunus, Cezayir, onları çıkarırsak Sahra Altı dediğimiz ülkelerin içinden ta Güney Afrika'ya kadar -Güney Afrika da kendisini kurtarmış o 5 ülkeden gelişmiş ülke olarak ama- o aradaki ülkelerin yani 47 ülke her türlü yardıma muhtaç ülkeler, her türlü yardıma. Zaten verilen rakamlarda bunları gördük, ben o rakamları da dikkatle aldım. Burada sadece Teknoloji Bankasının kurulması çok geç alınmış ve bizim de geç iştirak etmiş olduğumuz bir karar olabilir ama en azından bugün bunun kurulması yarına göre bir kazançtır fakat bunun yanında kurulması gereken aslında birçok şey var. Özellikle Birleşmiş Milletlerin birkaç toplantısına katıldım, bu En Az Gelişmiş Ülkeler Toplantısı'na ve onun dışında da yine Antalya'da iki yıl önce yapmış olduğumuz Parlamentolararası Birlik Grubu toplantısının bir uzantısı vardı, o En Az Gelişmiş Ülkeler Toplantısı'na da yine 45 civarında ülke geldi, iki gün, üç gün boyunca biz Antalya'da oradaki projeleri değerlendirme fırsatını yakaladık. Dolayısıyla, hangi alanda ne kadar katkı yapılacaksa o ülkeler onu hak ediyorlar. Batı'nın bizim gözümüzle oraya bakmadıklarını biliyoruz. Özellikle, Birleşmiş Milletlerin orada yapmış olduğu çalışmaları bizzat incelemiş ve istişare etmiştim, gözlemlemiştim. Orada sadece Birleşmiş Milletler üyelerine, çalışanlarına ve onların cari giderlerine karşılık bir bütçe gibi ancak algılanmış yani Birleşmiş Milletlerin yapmış olduğu çalışmalar aslında oradaki projeleri destekleyen ve o halkların yaşam seviyesini arttıracak, kaliteyi arttıracak çalışmalar değil, oradaki Birleşmiş Milletler personelini daha refah seviyede yaşatacak bir bütçeleme ve planlama yapmışlar. Orayı kapatıyorum.

Bunun dışında, yine özellikle Türkiye Cumhuriyeti devletinin 2005 yılını Afrika Yılı olarak ilan etmesinden sonra bizim oraya odaklanmamız daha çok arttı Türkiye Cumhuriyeti devleti olarak ve özellikle Afrika'da en fazla yabancı büyükelçiliği olan devlet şu anda Türkiye. Bunun yanında, Afrika'da yine en çok destinasyona sahip, ulaşım yapan Türk Hava Yolları ve diğer KLM, Quantas, Air France, Air Aitalia ve diğer bütün hava yolları şirketlerinin arka plana düştüğünü, hatta acentelerini kapattıklarını hep görüyoruz. Yine ben sadece Etiyopya'dan örnek vereyim Etiyopya'da olduğum için ve çok gittiğim için ama diğer Afrika coğrafyalarında da bulunduğum için, Afrika'nın birçok ülkesinde yine Türk yatırımcılar, en çok yabancı yatırımcı sıfatını taşıyorlar, bu da çok güzel yani bizim oraya 2005 yılından beri odaklanmış olmamız işe yaramış, Afrika'nın biraz elinden tutmuşuz, onlara biraz nefes aldırmışız. Bu çok önemli bir şey. Özellikle birkaç gün önce Sayın Cumhurbaşkanımızın Mali'de yapmış olduğu açıklama çok önemlidir. "Biz yeni şekillenen dünya düzeninde geleceğe Afrika'yla birlikte yürüyeceğiz." demesi bundan sonraki ilginin de orada var olacağını, o ilginin de daha devam edeceğini, hatta artacağını ortaya çıkarıyor.

Bu noktada toparlamak istiyorum. Bütün bunlara rağmen bizim bu çalışmaları destekleyecek bir karar almış olmamız önemli. Özellikle bu teknoloji bankasının kurulması, organizasyon yapısı, kimlik kartlarına kadar hesaplanması, vizelerin alınması, vize almada o çalışan personelin koordine edilmesi vesaire filan çok güzel ama şu ana kadar başlatılmış ve yürüyen projeler var Türkiye açısından oralarda; başlatılan ve yürütülen çalışmalar var. Bunu bizim Türkiye Cumhuriyeti devletinin içinde değişik kurumlar yapıyorlar; bu kurumlar: TİKA, Kızılay, Maarif Vakfı, diğer kurumlar, Yunus Emre ya da özel STK'lardan birçokları oralara gidip birtakım çalışmalar yapıyorlar. Aslında bunların birtakım koordinasyonlarla ve oryantasyonlarla daha verimli hâle getirileceğini düşünüyorum yani bu bizim teknoloji bankasının Gebze'de kurulmuş olması aslında o noktada çok büyük avantaj sağlıyor bize çünkü şu anda var olan çalışmaların küçük temaslarla performansının artırılacağını düşünüyorum ben. Dolayısıyla bu teknoloji bankası eğer Türkiye'de değil de bir başka ülkede kurulacak olsaydı da biz de ona destek verecek olsaydık bu, bizim buradaki çalışan kurumların verimliliğini artıracak bir çalışma olmayabilirdi ama şimdi verimliliğini artıracak bir çalışma olabilir küçük dirsek temasları, küçük dokunuşlarla. Bunu şunun için söylüyorum: İşte, Yönetim Kurulu üyeliğine atanan arkadaşımız, orada olmanız da tabii işi tetikleyecektir. Orada bu tür kurumlarla, bizim Afrika'yla ilgili çalışan kurumlarımızla onların hepsini toparlayıp bir oryantasyondan sonra, bir koordinasyondan sonra ben bu ülkelerin verimini artıracağını düşünüyorum.

Yine, son bir iki cümle daha söylemek istiyorum. Sayın Başkan, siz "200 milyon dolar civarında yardım yapıyoruz." diye söylediniz galiba, Sayın Bakan da "2 milyon dolar yardım yapıyoruz her ay." dedi.

BAŞKAN - Yok, ikisi farklı şeyler, konsepti farklı.

HASAN SERT (İstanbul) - Ben onu anlamaya çalışıyordum.

Bir de son olarak, şu ana kadar yapılmış olan yani bu kurumun kurulmasıyla ilgili, teknoloji bankasının kurulmasıyla ilgili yapılmış olan çalışmalarda sadece bize verilen bu bilgilerin dışında başka neler var, onu da işin doğrusu duymak istiyorum çünkü orada biz de emek çekerken boşa çekmeyelim çünkü herkes bölük pörçük birçok çalışma yapıyor. Mesela bir Türk televizyon kanalı 22 ülkede yayın yapan bir kanal kurmuş, "Kimsin?" "Nesin?" "Necisin" diye soruyorsun, yani tamamen insani amaçlı kurmuş olduklarını duyuyoruz ve mutlu oldum işin doğrusu oralarda bir Türkiye varlığını, Türkiye algısını arttırmak için yapılan çalışmalardan ama bunu yapan, doğru olan ve devletin ve milletin faydasına olan çalışmalar yapmış birçok kurum var. Dolayısıyla bunları bir listeleyip bunların hepsini bir toparlayacak, sadece teknoloji bankası ve teknoloji transferiyle ilgili olanı değil de devletin bütün politikalarının hepsini toparlayıp da o işin içine öbürünü de birazcık, kısmen koyarak... Belki bu birazcık daha gayriresmî bir alana doğru taşmış olabilir ama siz bir resmî sıfat almış oluyorsunuz aynı zamanda, o sıfatın içinde öbür sıfatları da kullanabilirsiniz, o açıdan söylüyorum. Biraz itelemeniz gerekecek diye düşünüyorum.

Ben teşekkür ediyorum, saygılar sunuyorum.