| Komisyon Adı | : | (10 / 937, 938, 939, 940, 941, 942, 943, 944, 945, 946, 947) Esas Numaralı Meclis Araştırma Komisyonu |
| Konu | : | |
| Dönemi | : | 24 |
| Yasama Yılı | : | 5 |
| Tarih | : | 18 .11.2014 |
BAŞKAN - Teşekkür ederim Namık Bey.
Şimdi, burası bir araştırma Komisyonu olduğu için ben soruşturma komisyonu gibi bir dil ve üslup kullanamıyorum. Ama ben savcı olsam ne yapardım? Bir: Derdim ki "Arkadaş, panolar arasındaki bıraktığın topuklar niye bu kadar yetersiz?" Sorgulardım.
İkincisi: "Kaza bölgesinde niye bu kadar galeriler, bilmem neler açtın sen?"
Üç: "Sınır fay hattında topuk bırakmamışsın, niçin bırakmadın?" Yani, siz diyorsunuz ya "Suya sabuna dokunmamış." Bunlar kalbine dokunan şeyler aslında, anlatabiliyor muyum? Yani, madenciliği çok iyi bilecek, sorgulayacak adamlar için bu çok... Yine, "Sen S panosunda nasıl seri havalandırma yaptın da paralel havalandırma yapmadın? "S panosunda senin galerilerin 16 metrekareden 8 metrekareye düşüyor, taramayı yeteri kadar yapmamışsın. Kirli havayı çıkartmışsın, tekrar sokmuşsun, kirlenmiş, bir daha sokmuşsun, bir daha girmiş, bir daha girmiş, insanlar kan ter içerisinde kalmış, çizmelerinden bile ter akıyormuş." Bunları sorar bir savcı ama ben bunu burada söyleyemem, bu raporda yazamam ama bu ekranda bunu söyler, kayıtlara da geçiririm, o ayrı mesele.
"Eski imalatlardaki riskleri niçin değerlendirmedin?" Savcıyım ya hem madenciliği biliyorum hem de hesabı soruyorum. "Kül basma işlemini nasıl yapıyorsun sen kardeşim?" derim. Sen orada 550 bin metreküp bir yer boşaltmışsın, ocağın tam göçüp göçmediğini de bilmiyorsun, 4 bin metreküp basmışsın. 4 bin metreküp yukarıyı taşır mı? Yani şimdi arkadaşlar, bunlar çok teknik derken...
NAMIK HAVUTÇA (Balıkesir) - Şimdi, Sayın Başkanım...
BAŞKAN - Bir saniye, söyleyeyim...
NAMIK HAVUTÇA (Balıkesir) - Aynı şeyleri anlatıyoruz. Bu konuda ben size şunu söylüyorum: İşte bunu tam da bu noktada siz savcı olarak şu anda sorduğunuz soruları iş ve iş sağlığı güvenliği müfettişleri gittiğinde Bakanlık adına teftiş yapan kişiler bunları niye sormadılar, onu soruyorum ben de.
BAŞKAN - Şimdi, bunların çoğunu o zaman, o dönem bulmaları pek mümkün değildi, bunlar hep bizim araştırmalarımızda, tespitlerimizde yani bizim Komisyonumuzu küçümsemeyin arkadaşlar, hakikaten çok büyük emek verdik.
ERKAN AKÇAY (Manisa) - Estağfurullah.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Başbakan küçümsüyor efendim.
BAŞKAN - Yok, Başbakan da küçümsemiyor. Ben Başbakan konusuna da geleceğim, siz söz kesmeyin diye şey yapmadım da, hakikaten çok bulgular yaptık. Şimdi, benim şu raporumu savcı alacak, bir bilirkişiye diyecek ki "Kardeşim, al şuradan -ben de öyle yaparım, ben savcı olsam bilirkişiye derim ki- senin raporun da var, Meclis de bir tane yazmış bak bakalım şuradan, ne var burada? " Buradan çok şey çıkartır eğer birini suçlayacaksa yani bir dava açacaksa, bilmem ne yapacaksa ama biz burada maalesef araştırma komisyonu olduğumuz için -biraz önce de söyledim- araştırmanın ötesinde bir soruşturma gibi çalıştık biz ama dilini soruşturma gibi kullanmadık, kullanamayız yani bizim Meclisin vermiş olduğu görev sadece Soma'daki 13 Mayısta olan kazayla ilgili, onun dışındakine de giremiyoruz ama gene biz Ermenek'e değineceğiz yani üretim zorlaması dâhil çok şeyler var sadece teknik dedim ama ben işin, olayın nasıl olduğuyla ilgili şey var yani biz burada hastanesinden tutun da çoğu şeylere önerimiz var, işçi hastanelerine kadar yani burası çok kapsamlı bir şey, çok teknik, dilinin sizin için ağır olduğunu biliyorum, tahmin de edebiliyorum...
NAMIK HAVUTÇA (Balıkesir) - Ağır, gerçekten çok ağır.
BAŞKAN - ...o yüzden sizlerin madene gelmiş olmanızı da çok önemsiyorum, orada bazı şeyleri görmek, canlandırmak açısından yani burada mümkün olduğu kadar kazanın nasıl olduğunu net ortaya koyup ocağın durum tespiti ve kaza anındaki tespiti... Bakın, şunları biz bulduk, bunları kimse bulmadı. Şu kahverengileri görüyor musunuz? İki tane pano arasında 110 metre o yeşil alanın eni, iki pano arasında 8, 10, 12 metre genişlik var yani şu duvarı taşıyacak olan, şu çatıyı taşıyacak olan ana duvarlar ince tutulmuş ama İmbat'ı inceledik arkadaşlarla, orada onun tam 5 katı genişliğinde tutulmuş. Ha, bu uygun muydu, değil miydi, teknik olarak göçertilmesi anlamında...