KOMİSYON KONUŞMASI

ATAY USLU (Antalya) - Ben şunu söyleyeyim: Ben bir savunma yapmak anlamında bir şey söylemiyorum, savunmayı bürokratlar yapacak. Ama bu raporda gerçekten okunduğu zaman göreceksiniz, işte, uyumla ilgili eleştirimiz var, vatandaşlıkla ilgili eleştirimiz var, eğitimle ilgili eleştirimiz var. Bu rapor aslında bir savunma raporu... Keşke okusaydınız yani gerçekten onu söylüyorum. Sizin söylediğiniz konuların hepsi burada var.

İşte "Niye geç kalındı uyum konusunda?" Bunlara bürokrasi, devlet mutlaka cevap vereceksiniz. Ama şunu da ifade edeyim: Almanya Türkler için veya göçmenler için uyum stratejisini elli beş yıl sonra hazırlamayı düşünebildi, Türkiye dört yıl sonra düşünüyor; bunu da ifade etmek lazım.

İki: Uyum dediğimiz konu, tek başına oturup yazılacak teknik bir konu değil yani şekli belli değil, felsefesi belli değil; dünya zaten bunda anlaşamamış. Belki de konu şu, burada ifade ettiğimiz şu: Türkiye uyum yapıyor, burada var. Uyum stratejisi haritasının, yol haritasının daha kapsamlı bir şekilde hazırlanması gerekiyor konusu var burada. Onu da biz burada, raporumuzda net bir şekilde söyledik. Çünkü bürokrasi de bilmiyor yani sığınmacı nedir, ne değildir; hemen her gün karşılaştığı bir konu değil. Bu raporumuzda o yaklaşım da var, onu ifade etmek isterim.

Şunu ifade edeyim: Aslında genel olarak toplumda ve siyasette birliktelik var. Ama seçim ve referandum öncesinde dil biraz bozuluyor. Şimdi, ben dil analizi yaptım, bu konuda da çalışıyorum, mesela, HDP'nin milletvekillerinin zaman zaman Mecliste bireysel konuşmaları var ama genel mantık anlamında ve parti programı anlamında sorunu yok. Bir tek yerde oldu: "Vatandaşlık verilmesi konusunu referanduma götürelim." dedi, o zamanki genel başkan bunu söyledi, söyledikten yaklaşık on beş gün sonra geri adım attı, "Biz bu ifademizde yanlışız, bu temel haktır, vatandaşlık verilmesini referanduma götürmüyoruz." dedi. MHP'nin de bu konuda herhangi bir dil yanlışlığı yok. CHP'de Nurettin Demir, Selina Doğan, Şenal Sarıhan Hanımefendi'nin dillerini beğeniyorum; net söyleyeyim. Bu konuda baktığımız zaman bunlar olaya gerçekten insan hakları yaklaşımıyla bakıyorlar, temel haklar anlamında gerçekten iyi şeyler söylüyorlar, ortak noktalarımız...

Biraz önce söyledim, hazırladığınız rapor gerçekten çok faydalı bir rapor, çok daha büyük istifade ettik. Herkesin okuması gerekiyor, yalnızca AK PARTİ'nin değil, bu raporu CHP'nin de okuması gerektiğini düşünüyorum, ben onu ifade ettim. Çünkü bakarsınız, kısa bir bakıştan sonra bu raporla CHP milletvekillerinin bazılarının ve genel başkan yardımcılarının bir şekilde çeliştiklerini görürsünüz. Yani "Suriyeliler eşittir, oymatik." demek, mesela "Bir anda, bunların hepsi, yabancı olduğu hâlde referandumda oy kullanacak." demek falan; bunların hakikaten, bilindiği hâlde, toplumu manipüle etmek için söylenen söylemler olduğunu düşünüyorum. Çünkü yabancıların oy kullanamayacağını herkes biliyor vatandaş olmadan. Ama "3,5 milyon Suriyeli referandumda oy kullanacak." Bakın, bunlar net bir şekilde söylenmiştir, bunlardan kaçınmak lazım. Leyla Hanım da söyledi; siyasi dalgalar zaman zaman -siyasetçiyiz- hepimizi etkileyebiliyor. Bu konuda etkilenmemek lazım diye düşünüyorum. Biraz önce de ifade ettim, bu dil Avrupa'yı çok etkiledi ve Avrupa'da şu anda toplumsal huzur, barış, siyasi anlayış tamamen bozuldu. Bizde bu yok, toplumun absorbe etme kapasitesi çok yüksek. Bizim toplumumuz hak temelde olduğu kadar gönüllü yaklaşımlarla da bunu absorbe ediyor, kabul ediyor. Bir şekilde dünyadaki en yüksek kabul oranına sahip toplumuz, toplumumuzla övünüyoruz. Avrupa'da belki devletin refleksi çok güçlü ama toplumun refleksi yok. Tersine bizim toplumumuzun refleksi çok yüksek, belki devlet refleksi Avrupa kadar hızlı değil. Ama bizdeki süreç çok daha iyi. Bu süreci daha da pozitife götürme anlamında, ben tabii eleştirileri burada kaydediyorum, doğru şeyler var, aynı şeyleri söylüyoruz, eğitimle ilgili, çalışmayla ilgili. Raporun içinde de bilmiyorum yani bizim yazdığımız kısma bakarsanız AK PARTİ'liler bölümüne; bizim bu anlamda yürütmenin de yapması gerektiği konularda somut önerilerimiz oldu, eleştirilerimiz oldu, tespitlerimiz oldu; onu da ifade edeyim.