KAMİL OKYAY SINDIR (İzmir) - Sayın Başkan, çok anlamsız tartışıyoruz gibi geliyor bana. Biz bir araştırma komisyonuyuz. Siz bakanlığımızı temsilen o makamda oturmuyorsunuz, Türkiye Büyük Millet Meclisinin bir araştırma komisyonunda tabii ki iktidar partisinin bir üyesi olarak, çoğunluğa sahip olduğunuz için Başkanlık makamındasınız ve görevinizi elinizden geldiğince en iyi şekilde yapmak gayreti içerisindesiniz; saygı duyuyorum, takdir ediyorum. Ancak yapılan her eleştiriyi, bize sunulan bilgiler ışığında sektörün sorunları, yanlışları ve eksiklikleri üzerine ortaya konan görüşleri bir bakanlık personeli gibi ya da bakanlığın bir yetkilisi gibi ya da Hükûmetin bir yetkilisi gibi-diyeyim, daha doğru olur, devletin bir kurumunu burada ifade etmeyeyim- bunu siyasi iktidara yönelik bir eleştiri gibi algılayıp yanıt verme çabanız, o zaman her şey demek ki eleştiriye yönelik ortaya koyduğumuz görüşlerin hiçbir anlamı yok, her şey gayet iyi gidiyor, problem yok, eleştirilerin de haksız eleştiriler olduğunu ifade etme çabanız doğru değil.

Bence burada usulde bir sorun yaşıyoruz, yoksa, tabii ki, bizler geleceğiz eleştiri yapacağız, kimi zaman AK PARTİ milletvekillerimiz de eleştiride bulunacaklar, yapılan işlemin doğru olmadığını görecekler, kimi zaman MHP, kimi zaman HDP. Olması gereken yöntem budur. Ama siz, buradaki düşüncelerimize hemen bir savunmaya geçip yanıt verme ihtiyacında olmanızı ya da bunu hissediyor olmanızdan ben üzüntü duydum; onu söyleyeyim. Geçmişte de bunu yaşadık. Her neyse...

Şimdi, ben, ürün arzı meselesine gelmek istiyorum. Arzı sınırlamak, kısıtlamak ya da arzın gelişimine yönelik teşvikleri ortadan kaldırmak, yeni tesislere işte sertifikalı fidan desteğini üzümde, bağcılıkta olmaması gerektiğini söylemek, ben bunun da hâlen haksızlık olduğunu düşünüyorum, katılıyorum sayın hocamıza. Konunun uzmanı olduğu için aynı zamanda katılmak durumunda hissediyorum.

NECİP KALKAN (İzmir) - Kifayetimüzakere Sayın Başkan.

KAMİL OKYAY SINDIR (İzmir) - Bir dakika... Kifayetimüzakere değil. Ben sözümü bitirmedim. Bitireyim de ondan sonra.

NECİP KALKAN (İzmir) - Özür dilerim. Vallahi bitti diye söyledim.

KAMİL OKYAY SINDIR (İzmir) - Hayır efendim, bitmedi. Konuşurken "kifayetimüzekere" derseniz, bunu ben üzerime alınırım.

NECİP KALKAN (İzmir) - Bitti zannettim Sayın Hocam, yapmayın. Samimi söylüyorum.

KAMİL OKYAY SINDIR (İzmir) - Şimdi, bakın, burada "arz" dediğimiz bir ürün arzı dışında yetkin üretici arzı da söz konusu. Üzüm üretimini bilen ve bunu yapma çabası içerisinde olan ve dünyada belli bir yere gelmiş, sektör olarak dünya piyasasında yer edinmiş bir ülkede o yetkin üretici arzını da değerlendirmek gerektiğini düşünüyorum; bir.

İkincisi: Fiyat konusunda dünya piyasasında ABD'nin ton başına 3.400 dolar fiyatı olduğunu, bizim hâlâ 1.500-1.700'de olduğumuzu söylüyoruz ama düşük fiyata rağmen dünya piyasasında hâlâ yer edinemiyorsak bu sorun, dünya piyasalarındaki talebi biz değerlendiremiyoruz anlamını da taşır.

Arz sınırlamak değildir, talebi artırıcı önlemler almak önemlidir ki siz arz potansiyelinizi değerlendirebilesiniz; sorun da burada. Arzı sınırlamak değil, esas olan talebi artıracak önlemleri, sadece iç piyasada ve iç tüketimde değil dünya piyasalarındaki talebi de artıracak önlemleri, politikaları sağlıklı bir şekilde ortaya koymak gerekir ki sizin bu dünyada iddialı olduğunuz üzüm sektörü, bağcılık sektöründeki iddianızı daha da geniş alanlara yayarak ülkede önemli bir sektör, önemli bir ürün olarak da bunu dünya piyasalarına sunabiliyor olmak, bunun çabası içerisinde olmak gerekir, yoksa arzı sınırlamak var olanla yetinmektir. Benim kabul edemediğim de budur Sayın Başkanım.

Teşekkür ediyorum.