KOMİSYON KONUŞMASI

DURSUN ÇİÇEK (İstanbul) - Sayın Başkanım, herkesi sevgiyle, saygıyla selamlıyorum. Kısa bir katkı sunmak istiyorum.

Şimdi, kamuoyunda mevcut tasarıyla ilgili esas tartışılan konu, seçim barajı ve seçim güvenliğiyle ilgili. Tabii ben öncelikle seçim güvenliği üzerinde bazı kuşkularımı paylaşmak istiyorum: Geçen sene bir Anayasa oylaması yaptık ve çok yakın sonuçlarla "evet" "hayır" şeklindeki değişiklik kabul edildi ve o akşam, mühürsüz oyların yarattığı -ki seçim akşamı siyasi tansiyonun en yüksek olduğu ortamdır- bir olayla karşılaştık. Yüksek Seçim Kurulunun verdiği, yasalara aykırı, evrensel hukuka aykırı karar sonucu, inanın o gece iç savaşın eşiğinden döndük. Şimdi iç savaşın veya siyasi çatışmanın sonuçlarının ne olduğunu biz Suriye'de, Irak'ta gördük; tabii, geçmişte çok daha kanlıları var. Dolayısıyla Türkiye için, ülkemiz için en tehlikeli son, bir iç savaş tehdididir ve iç savaşın da olasılığının en yüksek olduğu ortam ne yazık ki seçim akşamıdır. Vatandaşın sandığa gittiği ve iradesini sandığa yansıttığı bir ortamda bunun seçim sonuçlarına yansımadığını düşünmesi bu hassasiyetin en önemli noktasıdır. Bu noktada, bu anlamda bu yasada yapılan düzenlemeler, sandık kuruluna veya sandık bölgelerine yönelik düzenlemeler, inanın bu tür kuşkuları, istismarları, hassasiyetleri kaşımak isteyen odaklara pas veren ve ülkede kargaşa yaratmak isteyenlere ortam hazırlayan düzenlemelerdir. Tabii bunlar iki partinin siyasi çıkarlarından çok daha önemli konulardır; ülkenin bekasıdır, milletin bekasıdır. O açılan bunları incelerken, bunları değerlendirirken böyle küçük hesaplar, iki siyasi partinin Türkiye'yi yönetme arzusuyla bunları denk tutmak, bu millete, bu ülkenin geleceğine ihanettir; bunu vurgulamak istiyorum sözlerimin başında.

Tabii bu yasa yapılırken, yüzde 10 barajı konurken 1980 darbesi sonrasında yönetimde istikrar aranmıştır. Tabii hukukta diğer temel konu da temsilde adalettir. Şimdi, yönetim ayrılıyor yani hükûmet ayrılıyor; dolayısıyla ayrı bir seçimle yapılıyor; dolayısıyla Meclis için bir barajın anlamı kalmıyor. Cumhurbaşkanı seçilecek ve yürütmeyi oluşturacak; dolayısıyla Mecliste bütün milletin düşüncelerinin temsil edilmesinin önündeki yönetimde istikrarın gereği kalmıyor. O açıdan temsilde adaleti öne çıkaran, barajı düşüren bir tedbir yerine ittifak yasasını getirmek aslında hukukla da çelişir bir durumdur.

Son olarak üzerinde duracağım temel konu: Tabii Türkiye, Anayasa uyum süreci de dikkate alınarak bir seçim kanunu ve partiler kanunu beklerken böyle bir ittifak yasasının getirilmesi ülkemizin ihtiyaçlarıyla örtüşmemektedir Biz -biraz önce vurgulandığı gibi- kadınlarımızın seçmen oldukları oranda, partilerin ve Türkiye'nin yönetiminde görev aldıkları yüzde elli oranlarını esas alan bir siyasi partiler kanunu, seçim kanunu, yine il, ilçe, genel merkez yönetimlerinde etkin olduklarını öngören bir seçim ve siyasi partiler kanunu beklerken iki partinin ihtiyaçlarını karşılayan böyle bir kanunun önce Komisyona sonra da Genel Kurula gelecek olmasını Türkiye'nin ihtiyaçlarıyla paralel görmüyoruz; bu açıdan iktidar partisini ve Milliyetçi Hareket Partisini bir kez daha düşünmeye davet ediyoruz.

Teşekkür ediyorum.

BAŞKAN - Sayın Çiçek, çok teşekkür ediyorum.

Herhâlde muradınız bu söylediğiniz hususları tekrar yeni baştan tartışmak değil. Mesela, dün karma liste ve sandıkların birleştirilmesi konusunda burada uzunca, saatlerce konuştuk biz, siz yoktunuz ama size ayrıca bunu anlatmamız Komisyon açısından çok sıkıntılı olur arkadaşlarımız bunları çok dinledikleri için.

DURSUN ÇİÇEK (İstanbul) - Onların hepsini biliyorum.

BAŞKAN - Ben hemen size söz vereyim.

Buyurun.

DURSUN ÇİÇEK (İstanbul) - Sanırım, 16 Nisanla ilgili, o akşam yaşadıklarımızla ilgili şüphelerimizi paylaşıyorsunuz.

BAŞKAN - Onu da konuştuk.

DURSUN ÇİÇEK (İstanbul) - Konuşuldu da burada bir çözüm yok Sayın Başkan.

BAŞKAN - Size bir daha anlatabilirim.

DURSUN ÇİÇEK (İstanbul) - Yok anlatmak değil, zaten okuyorum, sizi televizyonda da dinledim, sizin görüşlerinizi biliyorum.

BAŞKAN - Ben de sizinkileri biliyorum.

DURSUN ÇİÇEK (İstanbul) - Ancak 16 Nisanda "hayır" çıkan grubun temsilcisi olarak, milletvekili olarak o gece yaşadıklarımızı isterseniz size özel bir ortamda da anlatabilirim.