KOMİSYON KONUŞMASI

ALİ İHSAN YAVUZ (Sakarya) - Sayın Başkanım, çok değerli Komisyon üyesi arkadaşlarımız, Kıymetli Genel Sekreterimiz, yine misafirlerimiz, yurt dışından katılan Sayın Hilal; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Aslında benden önce 4 Cumhuriyet Halk Partili söz aldı, 3 de AK PARTİ'den milletvekili arkadaşımız söz aldı ama içinde hiçbir bay yoktu, ben de bir bay olarak birkaç şey söyleyeyim diye özellikle söz aldım.

Hemen, gerçi şu anda gitti arkadaşlarımızın bir kısmı ama toplantıya başlarken Cumhuriyet Halk Partisinden, AK PARTİ'den olduğu gibi, MHP'den ve HDP'den de Komisyon üyeleri vardı burada. Cumhuriyet Halk Partili ve AK PARTİ'li arkadaşlarımız söz aldılar, ben de onlardan bir tanesiyim.

Şimdi burada arkadaşlarımız önemli şeyler söyledi, ben de onlara katılıyorum. Burası siyasetüstü bir yer, önemli bir yer, gerçekten halisane katkı sağlamamız gereken bir yer. Biz de son derece mühimsiyoruz açıkçası AK PARTİ olarak, partiyi de belirteyim. Yani bu anlamda kadınların biraz daha bu işlerin içinde olması; siyasetin, kamunun, hayatın her noktasının içinde biraz daha etkin olması için özel uğraşımız var açıkçası. Cumhuriyet Halk Partisinin de var, eminim. Mesela, kota da konuluyor, Sayın Yüceer söyledi, aslında ben de inanıyorum ki burayı siyasete malzeme yapmamamız gerekiyor, buradan da siyasete malzeme üretmememiz gerekiyor. Ama bunu hepimiz aynı anda yapmamız lazım, eğer birimiz bu kuralı ihlal ederse öbürü de eder, öbürü de eder, burası olmaz. Yani Yüceer'e hatırlatmak için söylüyorum, müeyyide... Bir polemik konusu oluşturmak niyetinde değilim açıkçası ama bu işlerin müeyyidesi olmaz. Müeyyideyle bu işlerin olacağını düşünmüyorum. CHP'de de müeyyide yok, Mehmet Bekaroğlu'nu özellikle vurgulayarak söylemek istiyorum yani parti Meclisine girerkenki hâli. Cumhuriyet Halk Partisine orada da kadın kotasından girdi ama müeyyide...

ŞENAL SARIHAN (Ankara) - Cinsiyet kotasından.

ALİ İHSAN YAVUZ (Sakarya) - Ne demek o?

ŞENAL SARIHAN (Ankara) - Cinsler arası eşitlik.

ALİ İHSAN YAVUZ (Sakarya) - Peki, neyse, anlıyorum. Yani bu, Cumhuriyet Halk Partisinde kota da koysanız, ihlal edilse de bunun müeyyidesi olmaz. AK PARTİ'de de bir kota koysanız, ihlal edilse, onun da müeyyidesi olmaz, başka alanlarda da. Aslında dünya, bir kota konulmalı mı, konulmamalı mı; kotanın konulması fayda mı sağlıyor, yoksa zarar mı veriyor, bunu tartışıyor açıkçası.

Ben bir anımı anlatmak istiyorum. Hani bir bay olarak sadece ben söz alınca biraz daha uzatma hakkımın olduğumu düşünüyorum Sayın Başkanım. Onun için bir anımı söylemek istiyorum: Bir gün yemek yiyoruz, benim 3 kızım var, bir de oğlum var. Şimdi aralarında şeyi konuşuyorlar, milletvekillerinin sağlıktan istifadesi biraz daha anlamlı tabii. Kızım diyor ki: "Ben evlenene kadar nasıl olsa babamın üzerinden sağlık güvencesine sahibim." Oğlum en büyükleri, o yavaş yavaş 25 yaş, üniversite okuyor ama "25 yaş son bildiğim kadarıyla, sen artık bundan istifade edemeyeceksin." diyor. Şimdi hangisi şanslı, hangisi şanssız; hangisi kârlı, hangisi kârsız? Arasında böyle bir sohbet var, aramızda, masada, kahvaltı hâlindeyiz. Ben kızlarıma acıdım açıkçası. Aslında onlar şanslı gibi görünüyor ama orada dedim ki: Bu işin temeli, sorun burada aslında. Neden? Oğlum diyor ki: "Ben artık ayaklarımın üstünde durmalıyım. Bir iş edinmeliyim, çalışmaya başlamalıyım, kendi güvencemi kendim sağlamalıyım." Kızlarım da ne diyor? "Nasıl olsa babam var, nasıl olsa onun güvencesi var." Yani orada ona tanınmış, onlara tanınmış bir ayrıcalık bana göre aslında onların zararına olmuş gibi geldi bana neredeyse.

Şimdi bunlar tartışılır, ben yeni bir tartışma konusu açmak için değil ama hani kotanın veya ayrıcalıkların kâr sağlayıp sağlamadığı da ayrıca tartışılabilir. Ama bir gerçek var ortada, o gerçek şu: Cumhuriyet Halk Partisi de farklı değil, diğer partiler de AK PARTİ iktidar partisi olduğu için özel vurgu yapmak istiyorum. Gerek AK PARTİ gerek AK PARTİ'nin lideri olan Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan bu konuda çok net bir kararlılığa sahip. Bakınız, her ilde yönetimlerde daha çok kadın olsun, meclis üyelerinden daha çok kadın olsun. Biz ilk kez geçen dönemlerde... Ben de bu arada AK PARTİ'nin Seçim Koordinasyon Başkanlığı da yapıyorum, Genel Merkez Seçim Koordinasyon Merkezi Başkanlığı- daha önceki dönemlerde de Seçim İşleri Başkan Yardımcısı olarak çalışıyordum. Geçen dönemlerde yerel seçimde ilk kez parti el attı Genel Merkez olarak ve kadın meclis üyesi var mı, yok mu irdelemek üzere listeleri Ankara'ya çağırdı.

Yine bir başka anımdan bahsedeyim ben size, gerçekten böyle. Recep Tayyip Erdoğan'ın, Cumhurbaşkanımızın kararlılığı çok net, bizim de kararlılığımız ortada, el birliği içerisinde bu işi daha ileri noktalara taşımamız gerekir, halisane bir şekilde.

Son bir şey, Azra Kohen'le, o meşhur yazar, bir temasımız oldu açıkçası bir konuda. Kendisi bana dedi ki: "Ali İhsan Bey, benim hayatta 3 tane önceliğim var, bir 4'üncüsü yok: Kadın, annelik ve cumhuriyet." Sıralaması değişik olabilir: Cumhuriyet, annelik, kadın. Bu 3'ünü kastetti söylerken. "Vallahi, bütün AK PARTİ'lilerin de benim de önceliklerimiz, ilk önce yaz deseler bunları yazarız gerçekten: Cumhuriyet, annelik, kadın. Bunlar bizim de önceliğimiz." Neden önceliğimiz olduğunu tek tek anlatınca, bilmiyorum hakkına mı giriyorum: "Vallahi, ben AK PARTİ'yi böyle bilmiyordum." dedi, kendisi de. "Hangi AK PARTİ'liye sorarsanız sorun, hangi milletvekiline sorarsanız sorun, bizim önceliğimizdir, cumhuriyet, kadın, annelik." dedim. Dolayısıyla aslında bu konuda, en azından bu kadın konusunda ve cumhuriyet konusunda ve annelik konusunda da hemfikir olduğumuzu düşünüyorum ben açıkçası, yani bütün AK PARTİ'liler böyle derken.

CANDAN YÜCEER (Tekirdağ) - Bir itirazımız var.

ALİ İHSAN YAVUZ (Sakarya) - Peki, biz AK PARTİ'lileri kastediyorum. Hepimizin kafası net.

CANDAN YÜCEER (Tekirdağ) - Bizim önceliğimiz cumhuriyet, kadın ve baba.

ALİ İHSAN YAVUZ (Sakarya) - Çok güzel, tebrik ediyorum Yüceer ya korkmuştum açıkçası.

BAŞKAN - Birlik beraberlik ne güzel bir şeymiş, birbirimizi tamamladık.

ALİ İHSAN YAVUZ (Sakarya) - Yani beni çok ters tarafa yatırdınız, çok iyi.

Ben uzatmayayım ve şöyle noktalayayım: Bu işler hepimizin önceliğidir. Vardığımız nokta elbette yeterli olmayabilir. Çok daha almamız gereken mesafe söz konusudur, biz de ona inanıyoruz, el birliği içerisinde daha iyi işler, daha güzel şeyler olacak, daha önemli noktalara bu işi inşallah vardırtacağız.

Bu temenniyle tekrar hepinizi saygıyla selamlıyorum.