| Komisyon Adı | : | MİLLİ EĞİTİM, KÜLTÜR, GENÇLİK VE SPOR KOMİSYONU |
| Konu | : | Yükseköğretim Kurumları Teşkilatı Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Tasarısı (1/916) |
| Dönemi | : | 26 |
| Yasama Yılı | : | 3 |
| Tarih | : | 14 .03.2018 |
İSMET UÇMA (İstanbul) - Sayın Başkanım, teşekkür ediyorum.
Sayın Bakanım, sevgili arkadaşlar; ben de hepinizi saygı, sevgi ve muhabbetle selamlıyorum. Güzel katkılar oldu.
Bir hususu açıklamak için söz aldım. Özel sektörün önü olasıya açılmalı. Devlet buna vaziyet etmeli.
Arkadaşlar, bu FETÖ hareketi bir cemaat hareketi değildir. Kavramlarımızı tüketiyoruz, içini boşaltıyoruz. Dikkat ederseniz bir müddet sonra kendilerine "hizmet hareketi" dediler. Cemaat esasen bir STK'dır, sivil toplum kuruluşudur ve çok değerlidir. Peki, bu tür yapılanmalarla -bu yarın da olabilir- mücadele etmenin yöntemi nedir? Mücadele etmenin yöntemi kendisini tanımlayan insan sosyolojisinin dışına çıktığında devlet gereğini yapmalıdır yani çapraz referanslarla denetleyebilmelidir. Şimdi kendi eksiklerimizi bu tür kavramların üzerine yükleyerek onları yıpratmaya gerek olmadığını düşünüyorum.
Arkadaşlar, dünyanın en zor işi eğitim ve insanı planlamaktır. Gerçekten çok zordur. Yani sadece biz değil, bütün dünya bunda yoğun bir şekilde zorlanmaktadır. Bu itibarla uzun süreli bir emek isteyen bu hususa hocalarımızın da verdiği katkılarla daha iyi tedbirler alınacağını düşünüyorum.
Şimdi, hep söylüyorum, bilgiyi yaygınlaştırmak... Bakanım da ifade ettiler, önce şunu yapıyoruz... Buna mecburuz da yani ülkemiz bu açıdan, üniversite sayısı bakımından hayli geriydi diğer ülkelerle kıyas ettiğinizde. Önce kurumları yaygınlaştırıyoruz. Niteliği konusunda hocalarımızın söylediği zaaflar elbette mevcuttur. Şimdi hep birlikte bilgiyi de yaygınlaştıracağız. Onun için uzun vadeli, öğretim elemanları yetişmesi için yurt dışında da arkadaşlarımız bulunuyor, büyük gayretleri var. Dolayısıyla dün olanları bugüne aktarmak ya da bugünü düne taşımaya ben ihtiyaç duyulmaması gerektiğini düşünüyorum. Dünya -bilim dünyası- belli bir noktaya doğru gidiyor. Kamil Hocama takılmadan edemem ben tabii. Şimdi, burada sayılan bilim dallarının aynı çatı... Gaye Hanım gittiği için, Kamil Hocam kaldı yani. Sevgili arkadaşlar, bu işlerin bir hukuku da olacak. Hukuk fakültesine niye itiraz ediyoruz? Ortopedi de bir estetiği de olacak, güzel sanatlara niye itiraz ediyoruz?
BÜLENT YENER BEKTAŞOĞLU (Giresun) - Sayı açısından herhâlde.
MUSTAFA ALİ BALBAY (İzmir) - İletişim mezunlarının yüzde 60'ı işsiz.
İSMET UÇMA (İstanbul) - Hayır, hayır, dedim ya espri olarak hocama... Tabii, tabii, yani oranlara dikkat edilerek bütün bunların birbiriyle... Mesela bir doktorun sosyal bilimleri bilmesinden daha güzel bir şey olabilir mi?
KAMİL AYDIN (Erzurum) - İsmet ağabey, onlara "interdisipliner" diyoruz.
İSMET UÇMA (İstanbul) - Evet, interdisipliner ama bütün bunların iyi planlanması, oranlarının iyi belirlenmesi gerekir.
Efendim, ben bu Medipol Üniversitemizin de hayırlı uğurlu olmasını diliyorum. Bir şeylerde tereddüde gerek yok arkadaşlar fakat Millî Eğitim Bakanlığımızın, devletimizin ve başka kurumlarımızın yapacağı tek şey var: Sosyolojisinin dışına çıkan kurumların merhametsizce üzerine gidecek. Yani buradan eleştirmek gerekiyor bir eleştiri yapılacaksa. Yoksa bu toplumun sosyolojisine ait kavramları tüketerek yapmamak gerekiyor bunu. İnşallah kurumlarımız da bu tedbiri alacak.
MUSTAFA AKAYDIN (Antalya) - İsmet Bey, yani dinî bir cemaat tıp fakültesi, hukuk fakültesi kuruyorsa sizin deyiminizle sosyolojinin dışına çıkmış olmuyor mu?
İSMET UÇMA (İstanbul) - Hayır. Şimdi, şöyle: O seküler, sekter dünyanın yaklaşımı, zatıalinizin ortaya koyduğu yaklaşım. Vakit almamak için girmiyorum ona. Uzun uzun konuşuruz. Balbay'la biz bazen sohbet ederiz ama bu konulara giremedik. Gireceğiz inşallah. Sekter konuları her toplumun kendi sosyolojisine uygun hâle getiremeyiz, bu mümkün değil.
Efendim, teşekkür ediyorum, hayırlı olmasını diliyorum.
Sağ olun.