KOMİSYON KONUŞMASI

ZEKERİYA TEMİZEL (İzmir) - O sorun değil.

Sonuç olarak, tamam mı herhangi bir şeyiniz yok? Hayır, çalışma güzel, bu kadar hızlı... O da geniş ölçüde Sayın Bekaroğlu'nun yüzünden oldu, acele ettire ettire, en sonunda yanlış düzenlendi, öyle anlaşılıyor.

Şimdi, değerli arkadaşlar, olay sürekli olarak istisna ve muaflıklar nedeniyle alınmayan katma değer vergisi ve tahsil edilmeyen katma değer vergisi olgularına gelip dayanıyor. Alındığı hâlde beyan edilmeyenler de ayrı bir inceleme konusu, onlar da kolay kolay incelenemiyor bu sistem içerisinde. Bu durumda ne yapıyoruz vergi reformu adı altında? Vergi reformu adı altında yaptığımız olay, küçük esnaf kolaylığı getiriyoruz. Azerbaycan'a yıllar öncesinde ödermiştik böyle bir olayı, Azerbaycan boru yapmış idi. Bu çok büyük ölçüde, rakamların hepsi elinizde. Yani kurulmuş olan bu VEDOP sisteminin, Vergi Daireleri Otomasyon Projesi kapsamında yaptıklarımız da, hepsinin mahsuptan önceki yüklenmiş oldukları KDV'leri görüyorsunuz. Mahsupları yapmadan bunun üzerinden yüzde belirli bir şeyin ödenmesi hâlinde de katma değer vergisi hasılatında ciddi bir artışın olacağını hiç kimse inkâr edemez. Bu, önemli bir olaydır, olabilir. Bu, önemli bir olaydır. Dolayısıyla çok net olarak bugün net olarak söyleyeceğiniz olay bu düzenleme karşılığında "Şu kadar milyon küçük esnaftan yüzde beşten şu kadar, yüzde 3'ten şu kadar, yüzde 10'dan şu kadar gelir gelir ki şu andakiyle kıyasladığımızda şu kadar hasta sağlayacağız." denir. Türkiye'nin tasarruf oranlarının artık yerlerde süründüğü bir dönemde böyle bir zorunlu tasarrufa ihtiyaç olduğunu asla inkâr edemeyiz, kabul ediyorum ben ama bunu kabul ederken diğer taraftan verilmiş olan diğer istisnaların hala artırılarak devam etmesine anlam veremiyorum. Bunu bir yerlerde falan durdurmak gerekiyor artık, bu istisna olayını bir yerde durdurmak gerekiyor. Katma değer vergisinde istisna olmaz. Bununla beraber mahsup edilecek olan vergilerle ilgili olarak rakamların yüzde 3-5'le sınırlandırılmasından sonra ödenecek olan KDV'den belge alınacağını düşünebiliyor musunuz? Kimse almayacak. Dolayısıyla yeniden 1984'e doğru çok net bir... Endişelerimi söylüyorum sadece.

MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Yok, bazen de almak sıkıntı doğuruyor.

ZEKERİYA TEMİZEL (İzmir) - Doğru ama asıl kurmaya çalıştığımız şey belge sistemidir. Gelir ve kurumlar vergisi açısından da belge sistemi. O nedenle sadece Maliye Bakanlığında kuracağımız yeni örgütlenme şeklindeki personel destekleriyle falan sınırlı değil bu. Yapılacak düzenlemelerle bu olayın içerisine katılacak meslek mensuplarının sayısını da artırabiliyoruz, artırıyoruz da. O nedenle bütün bunların hepsinin çok ayrıntılı bir şekilde değerlendirmesini inanılmaz derecede önemli buluyorum.

Sadeleştirilmiş vergi, doğrudur, çok kolay bir gelir yöntemidir. Aynen eskiden götürü böyle bir olaydı. Kişileri gruplandırıp da "Şu kadar ödeyeceksiniz." dediğiniz andan itibaren olay yürürdü. Burada rakamlar çok daha net, bu da doğru, "Tercihleri de var." diyorsunuz. "Ama bu belge riskini göze almaktansa ben yüzde 3 daha fazla vergi ödeyeyim." diyenden geçilmez. Hasılası olur, doğru bir olay olur. Nitekim uygulandığı ülkede de başarılı oldu, fena olmadı, başarı oldu ama "kayıt sistemi" diyorsanız kesin olarak bunun değerlendirilmesi lazım.

Şu 5 kalem itibarıyla özellikle katma değer vergisindeki vergi harcaması kalemlerine teker teker bakalım değerli arkadaşlar. Tarım ve hayvancılık sektörünün geliştirilmesi ve desteklenmesiyle ilgili vergi harcamamız 4,9 milyar. Tarımın desteklenmesi konusunda zaten desteklerin az olduğunu söyleyerek başka doğrudan dolaylı destekleri falan da aldığınızda eğer buradaki destekler sayısal olarak bu rakama ulaşmış olmakla beraber onların derdine pek fazla çare olamıyorsa ki bu destekleri biz verdiğimiz zaman onların fiyatlarında fazla bir değişiklik olmadı, gübrede oranı sıfırladık. Gübre fiyatlarında bir değişiklik oldu mu? Tarımdan gelen arkadaşlarınız vardır? Olmadı, olmuyor da. O nedenle bu şekilde verilen istisnaların direkt olarak kullanıcıya yani çiftçiye yansımasının geri dönüşlerle değerlendiremedik bir türlü, veriye ulaşamadık. O nedenle hassas bir kalem olarak duruyor.

Külçe altın, külte gümüş teslimleri... Buradaki vergi harcaması 4,1 milyar, 2016 yılı rakamları bunların hepsi. Şimdi burada çok önemli bir olay var: Bizim altın ihracatımız ve altın ithalatımızla ilgili olarak gelen, işlenen, geri giden bütün bunlar nedeniyle, bütün bunlara rağmen, o iade sistemine rağmen hâlâ burada böyle bu olay ortaya çıkıyorsa bunun üzerinde düşünmek zorundasınız.

"İktisadi işletmelere dâhil olmayan taşınmaz malların kiralanması 3 milyar 200 milyon." Hiç az bir rakam değil. Değerlendirilmesi gereken olay, teşvik belgeli yatırımlardaki istisna bu içerisine girildiği zaman kolay çıkılacak bir olay değil. İstisnanın hangi aşamada, nerede, nasıl, hatta ve hatta istisna uygulamasının bazı açılardan falan pek fazla anlamının kalmadığı bir alandır.

"Deniz ve hava taşıma araçlarına yönelik liman ve hava taşımalarındaki hizmetler." Bu, sadece yabancılara verilen hizmetler nedeniyle alınmayan katma değer vergisiyse bu zaten ihracat içerisinde kendiliğinden ortaya çıkıyor, bu istisnadan dolayı bir kayıp sayılmıyor zaten. Bunun dışında herhangi bir şey varsa... Şunun için söyledim kalemlere hızlı bir şekilde: Her birisi ayrı ayrı değerlendirilerek, yeniden değerlendirilerek gözden geçirilmesi gereken istisnalar olarak görülmeli bunların. Esas yapılması gereken çalışma olarak gördüğüm bir olaydır.

O nedenle -maddelerde zaten yeteri kadar da tartışacağız- zamanı uzatmama adına söylüyorum: Bizim 1950'den sonraki üçüncü büyük reformumuz niteliğinde olan katma değer vergisinin bu şekilde değiştirilmesi suretiyle ortaya çıkacak olan olguyu... Burada, etki raporunun içerisinde çok net olarak gelirden falan da bahsetmiyoruz değerli arkadaşlar. Bunun içerisinde "Sadece gelir olacak ama şu anda tahmin edilmesi mümkün değil." dediğimiz bazı işaretlemeler var. Hâlbuki "Böyle bir düzenlemeden sonra net bir şekilde katma değer vergisi hasılatında şu kadar artış olacaktır." diyebilmeliyiz ve nerelerde kaybımız olacaksa onları da söyleyebilmeyiz. O nedenle bu etki analizini müthiş şekilde önemsemek gerekiyor burada. Etki analizinde gelir gözükmüyor, hesaplanmış hiçbir gelir yok, sadece "Olabilecek." diye bir işaret koymuşuz, eksi-artı işareti koymuşuz, öyle geçmişiz hızla. Yapılabilir bir olaydır analizler.

Bu çerçeve içerisinde ihtiyacın doğru olduğunu kabul ediyorum. Çözümle ilgili olarak atılmış adımların bir kısmının gerçekten bir anlamının olmadığını, asıl ilave olarak biraz önce söylediğim maddelerden hareketle yeni düzenlemeler yapılması gerektiğini, eğer bu düzenlemelere burada böyle bir olanak tanınırsa da ciddi olarak tartışa tartışa bu olayın götürülmesini öneriyorum. Türkiye'nin böyle bir kanun değişikliğine ihtiyacı var, mutlaka var. Bu hâliyle katma değer vergisi sistemi işlemiyor, işlemiyor, sorun oluyor.

"Şu anda toplumla ilgili -Sayın Bakan söyledi gerçi- kalkıp da hasılat esaslı KDV sistemini kesin olarak terk etmiyoruz, devam ettiriyoruz ve arkasından da burada ne olursa olsun, mahsup edilmeyen, devreden KDV'yle ilgili bir iade sistemi kurmuyoruz. Ancak Bakanlığın olanakları ölçüsünde bunları yapabiliriz." denildi. Bu, çok tehlikeli bir kapı aralamadır, çok tehlikeli. Siz o kapıyı araladığınız zaman o kapıdan hangi koşullarda kimler çıkar, kimler girer, belli olmaz.

Türkiye'nin 2018 bütçesi 62 milyar açıkla bağladık. 17 milyarını -Maliyenin hesaplamasıyla söylüyorum- şu anda aşağıda görüşülmekte olan torba kanunla veriyoruz, 62 milyarın üzerine onu da ekleyiverin, 80'e çıkar. Bunun üzerinde gelecek olan, iadeyle ilgili kısımlarla beraber Türkiye'nin bütçe açığı yani borçla finanse etmek zorunda olduğu açığını kesinlikle göz önünde bulundurun. Bu riski, Türkiye'nin içinde bulunduğu ve dünyadaki bu neoliberal politikaların çöküp yeniden korumacılığa geçilmeye çalışıldığı bir zamanda çok iyi değerlendirmek zorundayız. Katma değer vergisi bu olaya doğrudan doğruya etki eden bir kanundur. Bu düzenlemelerle birlikte değerlendirilmesi sayesinde ilerleyecek, belki de Türkiye'ye çok yararlı olacak bir hâle gelecektir diyorum.

Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.