KOMİSYON KONUŞMASI

ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Şanlıurfa) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.

Şimdi, efendim, iş sağlığı güvenliği düzenlemeleri tabii birimizi değil bütün hepimizi ilgilendiren konular. Dolayısıyla burada böyle bir muhafazakâr bir bakış içerisinde olmadığımızı herkesin bilmesini istiyorum. Çalışma hayatıyla ilgili düzenlemeler çok geniş tarafları da ilgilendirdiği için Türkiye Büyük Millet Meclisinde yasalaşması da zor konu başlıklarıdır. Ama konuşmamın başında ifade ettiğim gibi çok önemli yasaları Meclisten geçirdik, yasalaştırdık, yani şöyle geriye dönüp baktığımız zaman çalışma hayatıyla ilgili belki bazı düzenlemelerin, lokal düzenlemelerin dışında geneli itibarıyla ana konuların hatta reform düzeyindeki düzenlemelerin Meclisten geçtiğini rahatlıkla söyleyebiliriz.

Şimdi, iş sağlığı güvenliğiyle ilgili sorun, problem mevzuattan mı dersek haksızlık yapmış oluruz. Benim kanaatime göre, bizim tespitlerimize göre ana sorun güvenlik kültürüyle ilgili yaşadığımız bir problemdir. Eğer bu konuda biz ülke insanı olarak, işveren ve işçi olarak eğer gerekli kazanımları elde etme konusunda bir çaba içerisinde olmazsak, bu güvenlik kültüründen uzak duruşumuz devam ederse endişe ederim ki bu üzücü olaylarla belli periyotlarla yüzleşmeyle karşı karşıya kalacağız. Onun için esas mesele farkındalıktır ve güvenlik kültürü sorunudur.

Şimdi efendim, az önce Süleyman Bey söyledi yanılmıyorsam "İşte, yasa çıkarken şunlar nedir?" derseniz. Ben şimdi Cumhuriyet Halk Partisinin teklifini çok ayrıntılı bir şekilde incelettim. Burada inanın, kazaları önlemeye dönük diye çok ciddi bir şey biz bulamadık yani. Ki, buna rağmen kırk yedi maddeyi tekrar hep beraber inceleyeceksiniz, inceleyeceğiz. Gerçekten, kazaları önlemeye dönük, engellemeye dönük bir şey varsa onu almak bizim görevimiz. Fakat yani yasaya efendim şu konmadığı için..." şeklinde bakmaktan ziyade... Bir örnek vereyim, ayın 3'ünde, yeni yılın 3'üncü gününde Edirne'de bir kaza meydana geldi, maden kazası. Bilemiyorum bakma imkânınız oldu mu. Fatma Çakır İşletmeleri, tanımam etmem, bilmem, iş yerinin sahibi bu. Fatma Çakır Hanım'ın iki ocağı var ve 2013 yılında bu ocağı mühürlemişiz, kapatmışız ve kimse bu işin sahibi, kaçak bir şekilde orada üretim yapıyor. Bir işçi vagona sıkışarak hayatını kaybediyor.

NURETTİN DEMİR (Muğla) - Devlet nerede Sayın Bakan?

ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Şanlıurfa) - Bu yaklaşım... Devlet, sabah akşam 77 milyon kişiye yeni bir 77 milyon görevlendiremez. Devlet görevini yapmış, denetimini yapmış, cezasını yapmış, mührünü de çakmış. Şimdi siz, bir sorumlu vatandaş olarak, sorumlu bir işveren olarak davranmayıp bu kadar geniş dünyaya gerçekten güzel örnekler sunduğumuz işverenleri lekeleyecek durumda yanlış işlerin peşinde koşarsanız yani bunun başka türlü izahı mümkün değil. Bu mühürlenmiş ve yasal olarak çalışması mümkün olmayan tespitlerle mühürlenmiş bir ocak. Siz bunu...

HASAN ÖREN (Manisa) - Bu örneği niye veriyorsunuz?

ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Şanlıurfa) - Şunun için veriyorum yani konu...

HASAN ÖREN (Manisa) - Yani bunu destekleyen bir siyasi görüş mü var burada?

ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Şanlıurfa) - Yok yok kimseye değil. Şunu söylüyorum, konu...

HASAN ÖREN (Manisa) - CHP'nin önerisi olmayandan girdiniz...

ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Şanlıurfa) - O geçti. Hayır efendim, hayır hayır. Hasan Bey, değil, değil. Hiç ilgisi yok.

BAŞKAN - Sayın Ören, Sayın Bakanı dinleyelim efendim.

ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Şanlıurfa) - Onu söyledim eğer bununla ilgili diyorum sorun çözmeye dönük, kazaları önlemeye dönük varsa bir çözüm önerisi alacağımızı söyledim. Ama bakınız, yasada şu olmadığı için değil. Kapalı bir ocağı çalıştıran bir insana yasada neyin olduğu bir şey ifada etmiyor, onu anlatmaya çalışıyorum.

HASAN ÖREN (Manisa) - Tabii, o örnek olmadı.

ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Şanlıurfa) - Yasaya ne koyacaksınız?

BAŞKAN - Sayın Ören, teşekkür ediyorum, kesmeyelim.

ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Şanlıurfa) - Dilediğiniz ne varsa yasaya onu koyalım ama bir kapalı, çalışılmaması gereken bir ocağı çalıştırma düzenbazlığını gösteren bir işletmeci varsa, bunu, inanın, bir şeyle izah etmek mümkün değil.

Kanun yapma tekniği konusunda arkadaşlarımız önemli şeye temas etti, ben aynen katılıyorum ama bu, Türkiye Büyük Millet Meclisinde grubu bulunan ağırlıklı geçmişte iktidar olan partilerin de müracaat etmek de zorunda kaldıkları bir durum yani bu torba dediğimiz düzenleme. Keşke olmasa ama dönem sonu itibarıyla bir ihtiyaç olduğu da bir gerçek. Yani bunlar belli dönemlere hasredilebilir. Bir çekidüzen verilmesinde yarar olduğunu ben de ifade ediyorum. Şimdi biz de dönem sonuna geldik. Belki de alt komisyon çalışmalarında yine Aile Komisyonumuzu -aile, sağlık ve özellikle çalışma ve sosyal işler olduğu için- ilgilendiren konular varsa ağırlıklı olarak bunların ilave edilmesinde ve bu sorun alanlarının çözülmesinde ben de yarar görüyorum. Bu yasanın da buraya gelmesi konusundaki memnuniyetimi de ifade ediyorum çünkü Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının ana komisyonu bu Komisyon. Tasarımızın burada görüşülmesinin de doğrusu bizleri çok memnun ettiğini ifade etmek istiyorum.

Son olarak, tabii ki güvenlik kültürünün yanında yapısal sorunlarımız var. Bunları da açık yüreklilikle konuşuyoruz ve arkadaşlar dile getirdiler, burada ifade ettiler, dediler ki havza madenciliği, teknoloji yani madencilik açısından bakarsanız taşeron uygulamalar gibi sayabileceğimiz üç dört önemli başlık yapısal sorunları içeriyor. Yapısal sorunlarla beraber ki Maden Kanunu'muz o konulara neşter vuracak bir düzenlemeyi inşallah buraya mı gelir, Plan ve Bütçeye mi gelecek bilemiyorum, hangi komisyona gelecekse, oradaki düzenlemeler, yapısal sorunları ortadan kaldıran düzenlemelere eş değer buradaki düzenlemelerin iş güvenliği açısından önemli noktalara taşınmamıza vesile olacağı inancı içerisindeyim.

Tabii, söylenecek çok konular var. İnşallah alt komisyonumuz yoğun çalışmasını gerçekleştirip katkıları sunduktan sonra tekrar maddelerin görüşülmesinde ve Genel Kurul safhasında da hep beraber söz alacağız, katkılarımızı el birliği sunmaya devam edeceğiz.

Son iki konu... İş sağlığı güvenliği denetimi yok, iş sağlığı güvenliği uzmanı var. Bu konu karıştırılıyor yani sanki iş sağlığı güvenliği uzmanlarının görevi denetim yapmak; değil, burada iş sağlığı güvenliği kurallarının uygulanıp uygulanmadığına dair işverenin bünyesinde çalışan bir eleman, bu denetmen değil, müfettiş değil. Bu konuda bir kafa karışıklığı var genelde medyada da değerlendirmeler yapılırken. Onu ifade etmek istedim.

MYK, Nurettin Bey, dediğiniz gibi, inanın bu yasanın en önemli ayaklarından birisi. Mesleki Yeterlilik Kurumu bünyesinde 570 meslek standardı belirlendi yani en çok mesai harcadığımız alanlardan bir tanesi Çalışma Bakanlığının bu oldu. Nasıl iş sağlığı güvenliği uzmanımız yok idi ise bugün bu düzenlemelerle iş sağlığı güvenliği uzmanlığına 2012'den sonra geçebildiysek meslek standartlarıyla ilgili de uluslararası düzeyde geçerli olan bu standartların şimdi MYK vasıtasıyla 570'nin belirlenmiş olması ve bundan sonra Çalışma Bakanlığının yayınlayacağı mesleklerde sınava girip bu belgeyi alanlar ancak o işlerde çalışabileceklerse bu düzenleme bütün olarak baktığınız zaman bu yasanın en önemli ayaklarından bir tanesi. Yani cephede sıva yapan bir inşaat ustası, cepheyi giydiren, inşaatın cephesini giydiren bir inşaat ustası bu sertifikayı almak durumundadır çünkü en tehlikeli işi yapıyor. Bu belgeyi alan bir insan ise nasıl çalışacağını, hangi koşullarda çalışacağını bilen birisidir. Dolayısıyla işi kökünden çözmenin yolu eğitimdir ve bu uluslararası düzeyde sertifikalandırılmış elemanlarla bu işlerin görülmesidir. Bu yine bir miktar zamanımızı alacak. Tasarıda gördüğünüz gibi, 2019'a kadar biz mevcut şu andaki çok tehlikeli iş yerlerindeki, tehlikeli ve çok tehlikeli iş yerlerinde çalışanların bu belgeyle buluşmalarını sağlama gayreti içerisinde olacağız ama bu sürekli devam edecek. Artık vasıflı, nitelikli insanlarla, o işin uzmanı, o işte birikimi olan elemanlarla iş görme safhasına geçmemiz hâlinde sıkıntılarımızın azalacağı inancındayım.

Diğer politik amaçla söylenmiş... Ak Saray, İŞKUR, bunların bir ilgisinin olmadığını...

NURETTİN DEMİR (Muğla) - Geçen sefer de söylediniz ama bir açıklama, net bir açıklama getirmediniz.

ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Şanlıurfa) - Efendim, böyle bir...

NURETTİN DEMİR (Muğla) - İnşallah getirirsiniz yarın bir gün.

ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Şanlıurfa) - Hayır, böyle bir ödeme nasıl yapılabilir? İşsizlik Fonu'nun ödemelerinin nelere yapılacağını çok net belirlemişiz. GAP'a verilen bir miktar para var, doğrudur ama yasayla verilmiştir, yasayla buraya yapılabileceği yasaya konduğu için verilmiştir. Yani bunları bu kadar ucuzlatmasak iyi olur diye düşünüyorum. Bir haksızlığa da vesile oluyoruz, hatta iftiraya varıncaya kadar yani hem kurumlarımız açısından son derece yanlış bazı yaklaşımlar kamuoyuna mal edilmeye çalışılıyor, algı yönetimiyle mal edilmeye çalışılıyor. Bunların astı astarının olmadığını bir kez daha ifade ediyorum.

Ben, alt komisyonda, gerçekten, arkadaşlarımız ifade ettiler, bir parti ayrımı gözetmeksizin, bir siyasi bakış açısı değil, tüm tarafların çünkü kalıcı bir şey, insan sağlığını ilgilendiren bir şey, burada yapılabilecek en sağlıklı düzenlemeleri yapma konusunda biz de Bakanlık olarak her türlü katkıyı sağlayacağımızı ifade ediyorum.

Şimdi, peşinen, katkı sağlayacak olan gerek siyasi parti temsilcilerimize, milletvekillerimize gerekse sivil toplum örgütlerine çok teşekkür ediyorum.

Sayın Başkanım, size de şükranlarımı sunuyorum.