KOMİSYON KONUŞMASI

NAZMİ GÜR (Van) - Çok teşekkürler Sayın Başkan.

Özellikle STK'lara katıldıkları için çok teşekkür ediyorum. Ben Nazmi Gür, Van Milletvekiliyim. Halkların Demokrasi Partisini temsil ediyorum yani muhalefeti.

Burada sizin gerçek sesiniz olduğumuzu da söylemekten gurur duyuyorum, onur duyuyorum. Çünkü öyle bir yasa tasarısı geldi ki önümüze, neresinden tutsan elimizde kalıyor. Sizin haklı eleştirilerinizin hem asıl komisyonda hem de Genel Kurulda savunucusu olacağımızın da sözünü veriyoruz burada sizin huzurunuzda.

Öyle anlaşılıyor ki bu yasanın gerekçesinde belirtildiği gibi Avrupa İlerleme Raporlarındaki eleştirileri geçiştirmek üzere "Bak biz de bir yeni yasa yaptık, kamunun rolünü düşürdük, STK'ları kendi bildiğimiz gibi artırdık." demek için hazırlanan bir yasa. Bu, kısa vadede Hükûmetin işine gelebilir, bir ilerleme olarak belki Avrupa kayıtlarına geçebilir ama uzun vadede işe yaramayacağına ve toplumsal kırılmalara yol açacağına, Hükûmetin esasında bütün uygulamaları, ekonomik, sosyal bütün uygulamalarından doğrudan etkilenen kesimlerle iç barışı hızla bozacağına dönük kuşkularım var bu yasa tasarısıyla ilgili. Bir kere bir keyfîlik var bu tasarıda.

BAŞKAN - Ne var anlamadım?

NAZMİ GÜR (Van) - Keyfîlik yani Hükûmete gerçekten bir keyfîlik tanınıyor. Bu keyfîlikten, bu anlayıştan vazgeçmek gerekir. Yasalar, toplum içindir; yasalar insanlar içindir. Hükûmetlerin, siyasi iktidarların keyfine bırakılacak, uygulamada keyfine bırakılacak, keyfiyetine bırakılacak şeyler değildir. Mesela: Madde 2, (a) bendi, kamu kurum ve kuruluşlarını en üste koymanız. Şekilsel olarak bile söylesek bir hiyerarşi yaratıyorsunuz, o hiyerarşiye kamuyu koyuyorsunuz, sonra da diğerlerini sıralıyorsunuz muğlak ifadelerle.

İkincisi, ciddi bir ayrımcılık var burada, bir eşitsizlik var burada, bir haksızlık var burada. Niye özel kesimden 12 kişi yani işverenden 12 kişi, işçilerden 8 kişi? Hâlbuki, yaratanlar, emeğiyle geçinenler, yerin 4.000 metre altında canını feda edenler, emeğini harcayanlar onlar ama konseyde en az temsil edilecek de onlar. Bu, kabul edilir bir şey değil, gerçekten kabul edilir bir şey değil. Bu, toplumsal öfkeye de neden olacak bir durum. Böyle bir eşitsizliği kabul etmek mümkün değil. Eğer bir temsil söz konusu olacaksa işverenler ve işçiler açısından, emekçiler açısından bu kesinlikle eşit olmalıdır. Eşit olmayan bir temsil, gelecekte çok ciddi problemlere yol açacak. Siz tabii "Biz sağdan soldan dengeleyeceğiz, şunu çağıracağız, bunu çağıracağız." diyor olabilirsiniz ama bu ayrımcılığı da gidermek gerekir diye düşünüyorum.

Sonra, yasa yapım tekniği açısından son derece muğlak ifadeler ve hükûmete ya da uygulayıcıya, bu yasayı uygulayacak olan yürütmeye keyfîyet hakkı veren bir sürü şey var. Mesela, "diğer toplum kesimleri" ne demek diğer toplum kesimleri? Yani bunu açıklayabilir misiniz? Diğer toplum kesimlerinden kasıt nedir? Hükûmetlere en yakın olacak kesim midir yani? A hükûmeti şimdi iktidarda, ona yakın kesimler; o gitti B hükûmeti gelecek, ona yakın kesimler. Bu da toplumda giderek bir ayrışmayı, bir uzlaşmadan çok bir iç tartışmayı, iç huzuru bozacak bir yaklaşımdır, bunu da "diğer toplum kesimleri" ifadesini, gerçekten muğlaklıktan kurtarmak ve arkadaşlarımızın da eleştirileri doğrultusunda yasaya geçirmek gerekiyor. Mesela, yerel yönetimlerden 2 kişi. Neden yerel yönetimlerden 2 kişi değerli arkadaşlar? Alınacaksa nereden alınacak? Türkiye Belediyeler Birliğinden mi alınacak, yoksa bize yakın belediyelerden mi alınacak? Peki, muhalefet belediyeleri nasıl temsil edilecek burada? Eğer belediyeler temsil edilecekse son derece zayıf bir temsiliyet var burada, bunu eleştirmek de bizim hakkımız. Tabii, birçok üretici güç burada yok. Örneğin, çiftçilerin, çiftçi kooperatiflerinin, çiftçi örgütlerinin temsili de sayılarak konulmalı, ismi zikredilerek koyulmalı ve bu konuda...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

NAZMİ GÜR (Van) - ...gerçekten bir önlem almak da gerekir.

BAŞKAN - Beş dakika dolu Nazmi Ağabey.

NAZMİ GÜR (Van) - Anladım.

Bir de arkadaşlar, başkanlık divanı kuruluyor fakat bu başkanlık divanında ve bu Konseyde kararlar nasıl alınacak? Belki kararlar alınmayacak istişari bir Konsey olduğu için ama rapor yazımından niye vazgeçiliyor? Çünkü bu tür kurumlarda en önemli yaptırım gücü raporlardır çünkü kalıcı olan onlardır, toplumu bilgilendiren raporlardır, bu raporların burada yer almaması büyük bir şeydir. Bir taraftan eski yasayı ilga ederken, eski yasada olumlu bulunan noktaları kırpmışız, yeni yasada olumlu gördüğümüz şeylere kurban etmişiz ve yeni tasarıda da güya genişleterek... İşte arkadaşımız söyledi, kamunun temsil oranı yüzde 44'tür. Neden yüzde 44 olsun? Yüzde 20 olsun ya da yüzde 15 olsun. Bunu da, bu yüksek temsili de kabul etmek mümkün değil. Cidden bir daralma söz konusu yani yasa yapma tekniği açısından da, mantık açısından da bir daralma söz konusu.

Yine, bu Konseyin kimi toplantılarında, istişare toplantılarında alınan kararların ya da tavsiye kararlarının izlenmesi konusunda ciddi bir mekanizma eksiği söz konusu. Alt kurullar burada hiç yok çünkü öyle toplumsal kesimler var ki tamamını burada belki temsil ettirmeyebilirsiniz ama Ekonomik ve Sosyal Konseyin oluşturacağınız alt kurullarında, komitelerinde toplumun bütün kesimlerini bu Konseyin paydaşı yapabilirsiniz. Aksi takdirde, katılımcı ve demokratik bir ekonomik ve sosyal konsey yaratmamış oluruz, tümüyle Avrupa Birliğinin ilerleme raporlarındaki eleştirileri bertaraf etmeye dönüktür ama Avrupa Birliği bu, bunu herhâlde bu şekilde kabul edeceğini düşünmüyorum.

Burada iki kuruma teşekkür ederek konuşmamı bitirmek istiyorum. TESK ve TİSK gerçekten çok ciddi çalışmışlar bu yasa tasarısı üzerine. Kendilerine gerçekten teşekkür ediyoruz, biri esnaf örgütü, diğerleri işverenler örgütü. Ama ben isterdim ki bu tasarıya karşı işveren örgütleri de, üç konfederasyonumuz da ve şimdi burada KESK yok örneğin, KESK niye gelmedi? Davet mi edilmedi, gelmedi mi? KESK'in de bulunmasında büyük fayda görüyoruz.

Sayın Başkan, biz parti olarak bu tasarıya asıl komisyonda katkı sağlamak amacıyla bir şerh vereceğiz. Şerhimizi de en kısa sürede Komisyonumuza ileteceğiz. Bu şerhi de burada dile gelen işçi ve işveren örgütlerimizin görüşleri doğrultusunda hazırlayıp size sunacağız. Umarım bu görüşlerimiz de ileriki komisyonlarda ve Genel Kurulda katkı sağlayıcı olur. Prensip olarak, böyle bir ekonomik ve sosyal konseyin kurulmasına elbette ki biz destek veriyoruz, destek de vereceğiz ama bu eşitliği, bu ayrımcılığı, bu keyfîliği gidermek koşuluyla.

Hepinize teşekkür ediyorum.