KOMİSYON KONUŞMASI

ORHAN SARIBAL (Bursa) - Sayın Bakan, ben çok pratikten geliyorum, bunun farkındayım. Şöyle: Şu anda, çiftçinin ektiği ürünle ilgili o ürünün yıllık ne kadar suyla sulanacağının ve toprağın günlük, üç günlük, beş günlük neminin ölçülmediği, taban suyu ve toprak entansitesitesinin yani toprağın geçirgen, az geçirgen, ağırlığının tespit edilmediği, günlük su verme kapasitesinin bilinmediği bir ortamda bu tür bir sözleşme o çiftçiyi aşağı yukarı sezonun yarısında yolda bırakır yani yarı döneme bile kalmaz bu.

Ben yine bir örnek vermek isterim. Pratikte bahçenin ya da tarlanın kenarının örneğin yüzde 60 ağırlıkta su tutma kapasitesi, çok yüksek ama ortasında kumsal bir bölge var, kumsal bölgede yüzde 40, yüzde 35 seviyesinde bir entansite var yani geçirgen bir su kapasitesi var, siz aynı suyla onu yaptığınız zaman o tarlanın kumsal ve geçirgen olan bölümünde susuz kalırsınız Sayın Bakan, üçte 1'ini bile tamamlamadan, temmuz ayında o kapasiteyi doldurur. Ondan sonra da geleceğim ben DSİ'ye, diyeceğim ki benim suyum bitti. Siz ne diyeceksiniz? "Az kullansaydın da tedbirli kullansaydın da bitirmeseydin." Böyle bir şey var mı Sayın Bakanım? Siz altyapısını tamamlamadan, o tarlada ekilecek toprağın yapısını ölçmeden, toprağın yoğunluğunu, geçirgenliğini hesaplamadan, infiltrasyonunu ve o bitkinin sezonluk su ihtiyacını ki onu siz belirleyemezsiniz, iklimi belirleyemezsiniz, küresel ısınma, iklim değişikliği dediğinizde kolay değil bunu pratikte bir anda uygulamak, tam da bunu söylemeye çalışıyorum. Kâğıt üzerinde çok şey kolay, her şeyi yaparsınız, akşamdan sabaha her şey dört dörtlük ama uygulama geçtiğimizde bunun ciddi problem olacağını, özellikle tahlil, bitkiye göre su yapısı ve ortalama günlük ya da haftalık su talebi ve verime miktarını çiftçiye sunmadan bu sözleşmelerle ancak çiftiyle kavga edersiniz, çok samimi söylüyorum, o yüzden çıkarılması gerektiğini düşünenlerdenim.

Teşekkür ediyorum.