KOMİSYON KONUŞMASI

MUSTAFA HİLMİ DÜLGER (Kilis) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

Hocam, teşekkür ediyorum sunumunuza. Yetiştiğim yere kadar... Daha sonradan bunları da inceleyeceğiz fakat ana sınıfına kadar indirgediğimizde hâlâ biz bunu asosyal yapmak için bir çaba sarf ettiğimizin farkında mıyız? Asosyal olması için bir tavuğa -affedersiniz- yem verir gibi onu o mecraya... Zaten bahsettiniz, ebeveyn yorgun geliyor, ebeveyn çocuğuyla ilgilenemiyor. Ana sınıfındaki çocuğa bunu verdikten sonra, bir sonraki aşama kümesine bağlamaktır onu. Dört duvarlı, üstü kapalı yere bu sefer işte nedir o? Tabletini vermektir. Dolayısıyla, bunların hepsini Televole kültürü gibi görüyorum. Televoleler arttıkça evden kaçan kız sayısı artmıştır. Biz neyi ne kadar yapacağımızı belirlemeden ana sınıfına indirgediğimizde, samimi söylüyorum, evden kaçan kızlardan 2 Hülya Avşar çıkar ama binlercesi o yolda telef olur. 2 inovasyon yapan çocuk çıkaracağız diyerek yüz binlerce çocuğu orada telef edeceğimizin farkında mıyız? Dolayısıyla, bu teknolojide eninde sonunda bir dip yapacağız gibi geliyor. Biz beşerî değerleri ortaya çıkaracak şekilde bununla hemhâl olmamız gerektiğine inanıyorum. Bilmiyorum...

SAKARYA ÜNİVERSİTESİ EĞİTİM FAKÜLTESİ ÖĞRETİM ÜYESİ DOÇ. DR. MEHMET BARIŞ HORZUM - Bir açıklama ekleyebilir miyim?

BAŞKAN - Sayın Horzum, buyurun.

SAKARYA ÜNİVERSİTESİ EĞİTİM FAKÜLTESİ ÖĞRETİM ÜYESİ DOÇ. DR. MEHMET BARIŞ HORZUM - Sayın Vekilim, orada anaokulunda zaten doğrudan bilgisayarlarla ve oyunlarla değil söylediğimiz, bilgisayarsız programlama mantığını öğretmek. Aslında, bu Legolar var ya o Legolarla programlama mantığını öğreteceğiz. Doğrudan bilgisayara maruz bırakmıyoruz anaokulunda. Orada belki ben onu...

MUSTAFA HİLMİ DÜLGER (Kilis) - Hocam, programcı, gelecekte program dünyasına hâkim olmayı mı planlıyoruz Hindistan gibi?

SAKARYA ÜNİVERSİTESİ EĞİTİM FAKÜLTESİ ÖĞRETİM ÜYESİ DOÇ. DR. MEHMET BARIŞ HORZUM - Yok. Aynı şeyi ben de sizler gibi düşündüm. Bizim oradaki derdimiz şu Sayın Vekilim: Problem çözme becerisi kazandırmak ama bilişim sektörüyle beraber de aynı zamanda bunu yaptırmak yani orada öğrettiğimiz beceri tamamen problem çözme becerisi, bunu bilgisayara da aktarabilme iddia ettiğimiz.

MUSTAFA HİLMİ DÜLGER (Kilis) - Hocam, okey oynamayı üç aşağı beş yukarı herkes bilir, tavla oynamayı herkes bilir. Yapılan iş bellidir. Şunlar şunlar gelirse şöyle şöyle dizersiniz. Dolayısıyla, bu sistemde sistemin size kodladığı şeyleri çocuğa verirsiniz. Onun sınırları içerisinde becerisini geliştirmeyi düşünüyoruz ama insanlar arası ilişkilerde bambaşka bir etkileşim vardır. Dolayısıyla, sınırları biz çiziyoruz, sınırları teknoloji çiziyor. Ne kadar beşerden uzaklaştırırsak, insandan uzaklaştırırsak ben eminim ki o çocuklarımız o kadar da çok köle oluyorlar. İçerisinde teknolojiyle çözüm üretebilen, soruna o şekilde yaklaşan 100 çocuk çıkar ama o konuda da bunun arkasından neler geldiğini siz benden daha iyi biliyorsunuz, alanınız. Merak vardır, çeşitli saikler devreye girer, kötü kullanım vardır, sonrasında zorbalık vardır. Çocuk son derece -hepimizin çocuğu var- acımasızdır çünkü "background"unda bir şey yoktur, burada ne varsa hepsi buradadır. Saldırır, sadece saldırır, onun belki de doğasından getirdiği bir şey vardır. Bunların bir kısmı gelecekte inanılmaz -hocamın dediği gibi- zorba olacaktır. Yani ana sınıfından sonra bu çocuk, 3'üncü sınıfta, saklasanız da zıplasanız da ne yaparsanız yapın eline telefon alacak, telefonu alınca kamerayı alacak, kamerayı aldığında öğretmenin sınıftaki hâl ve hareketini çekecek. Hep üstünde durdum, öğretmenin tedip hakkı ortadan kalkacak. Öğretmen hep BBG evinde kendisini izleniyor gibi "Ya birisi beni çekiyorsa." mantığıyla hareket edecek. Dolayısıyla, burada bambaşka bir tehlikeyle karşı karşıyayız gibi geliyor bana. Olayın o tarafını bilmem gördük mü veya düşünebiliyor muyuz?

SAKARYA ÜNİVERSİTESİ EĞİTİM FAKÜLTESİ ÖĞRETİM ÜYESİ DOÇ. DR. MEHMET BARIŞ HORZUM - Kesinlikle Sayın Vekilim. Şöyle bir durumumuz da var: Burada benim söylediğim bir saatlik, iki saatlik bir dersti önerimiz. Burada önerdiğimiz şey de şunun için: Biz bilgisayar ve internetten ya da oyundan uzaklaştırırken mutlaka sosyal faaliyetleri önerdik. Özellikle, mesela mahallelere ya da ilçelere yani genç çocuklar için spor kulüpleri, sanat etkinliklerini temel alan ve her okulda mutlaka bunu kulüp faaliyetleriyle hafta sonlarına dahi taşırmanız gereken bir şey olduğunu mutlaka iddia ediyoruz.

MUSTAFA HİLMİ DÜLGER (Kilis) - Kesinlikle.

SAKARYA ÜNİVERSİTESİ EĞİTİM FAKÜLTESİ ÖĞRETİM ÜYESİ DOÇ. DR. MEHMET BARIŞ HORZUM - Yani bunu ilk baştan beri söylüyoruz.

MUSTAFA HİLMİ DÜLGER (Kilis) - Yani övünerek bir şey yapıyoruz: Belediyelerimiz interneti yaymak, şehre yaygın hâle getirmek için TELEKOM'la iş birliği yapıyor, projeler geliştiriyor; şehrin her tarafında, muhtelif kesimlerinde interneti serbest yapıyor. Üç gün sonra o çocuklar bu sefer basketbol sahası araştırmayacak, o alanı araştıracak. Oysa onunla birlikte adım adım takip edildiğinin farkında değil.