| Komisyon Adı | : | KADIN ERKEK FIRSAT EŞİTLİĞİ KOMİSYONU |
| Konu | : | Yurt Dışında Yaşayan Türk Vatandaşı Olan ve Vatandaşlıktan İzinle Çıkmış Kadınların ve Ailelerin Sorunları ve Çözüm Önerileri Konulu Alt Komisyon Raporu |
| Dönemi | : | 26 |
| Yasama Yılı | : | 3 |
| Tarih | : | 22 .03.2018 |
TÜLAY KAYNARCA (İstanbul) - Sayın Başkan, Kadın Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonumuzun çok değerli üyeleri; öncelikle toplantımızın hayırlı olmasını diliyorum.
27 Ocak 2016 tarihi itibarıyla kurulan "Yurt Dışında Yaşayan Türk Vatandaşı Olan ve Vatandaşlıktan İzinle Çıkmış Kadınların ve Ailelerin Sorunları ve Çözüm Önerileri" başlıklı alt komisyonumuz çalışmalarını tamamladı. Komisyonumuz alt komisyon çalışmalarından sonra rapor hazırlığını da gerçekleştirdi ve bugün değerli KEFEK üyelerinin onayıyla, inşallah, raporumuzun hayata geçmesini, devamında yapacağımız çalışmalarla da ilgili bakanlıklarla, ilgili kuruluşlarla görüşmeye devam ederek de sonuca ulaşabilecek çalışmalar yapmayı öngörüyoruz.
Yaklaşık 17 toplantı gerçekleştirdik ve bu 17 toplantıdan 15'ine tamamen yurt içindeki kamu kurumlarından -İçişleri Bakanlığı, Dışişleri Bakanları, Diyanet İşleri, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı gibi- birçok direkt bağlantılı, ilgili genel müdürlükler, başkanlar ve -Saygıdeğer Başkanımız da ifade etti- en son toplantımıza Yurt dışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığının direkt bağlı olduğu Başbakan Yardımcımız Sayın Hakan Çavuşoğlu da katıldı. Dolayısıyla, bu problem ve çözüm önerilerinin Hükûmet bazındaki ele alınışıyla ilgili de raporumuza dercetme fırsatı bulabilmiş olduk.
Çalışma ziyaretleri bünyesinde Türklerin, vatandaşlarımızın en fazla yaşadığı ülkeleri önemsedik. Bunların içerisinde Almanya ilk sırada yer alıyor. Yurt dışında yaşayan vatandaşlarımızdan 6 milyonu aşkın nüfusun yaklaşık 3,5 milyonu Almanya'da yaşıyor ve bunu Fransa, Belçika ve Hollanda takip ediyor.
Çok değerli KEFEK üyelerimiz, buralardaki sorunlar ülkelere göre farklılık arz etse de en çok vatandaşımızın yaşadığı ülkelerde, ana başlıklarla ele aldığımızda; öncelikle Türk dilinin, kültürünün, aile yapısıyla ilgili başlıkların öne çıktığını, yargısal süreçlerden kaynaklanan sorunların çok önemli olduğunu, gençlik daireleri -ki Türkiye'deki denkliği koruyucu aileleri de içinde barındıran, yetim çocukların ya da evlerden bir şekilde kurumlara alınan evlatları ilgilendiren, yurt dışındaki tanımı ise gençlik daireleri- bu konudaki problem ve başlıkların, yine kadına yönelik şiddetten sosyal güvenlik alanlarına kadar, ayrımcılık ve İslamofobi -bu çok önemli- kültürel hassasiyete uygun uzmanların Türkiye'den orada çalışıyor olması, ilgili kurumlarda yer alması, bu başlıklar da yine... Diğer bir başlığımız da bağımlılık, kurumsal yapılanma ve koordinasyon, sivil toplum kuruluşları ve sosyal yardımlaşma vakıflarının da içinde olduğu sistem.
Bütün bu başlıkların her biriyle ilgili görüşlerimizi analiz ederken bir taraftan da yasal düzenlemeleri hızlandırabilmek adına bazı takiplerde bulunduk. Bunların içerisinde en sevindirici olanlardan birini ifade etmek isterim, o da şu: Tanıma ve tenfizle ilgili başlıktı bu. Tanıma ve tenfizde, Türk mahkemelerinin boşanma davalarını tanımamasından kaynaklı birçok sorun ortaya çıkıyordu. Örneğin kadının yeniden evlenememesi, çiftlerin ölüm vakası gerçekleştiğinde miras hukukundan doğan dezavantajların ya da problemlerin oluşması, nüfus kütüğüne işlenmediği için pasaport ve ikamet problemlerinin yaşanması gibi; bunlar tabii sadece birkaç başlık. Ama bu arada, Komisyon çalışmalarımız devam ederken önce kanun hükmünde kararnameyle -geçen yıl şubat itibarıyla- arkasından yeni, henüz şubat ayında imza koymuş olduk; kendimiz bu kanunu Meclisten çıkarttık. Ve sevindirici olan, şubat itibarıyla hemen bir hafta içerisinde uygulama yönetmeliğinin de çıkmasıdır. Bu uygulama yönetmeliği de çıkınca, Türk mahkemeleri, eğer aile boşandıktan sonra çiftler ortak imza atabiliyorlarsa, ortak başvuruda bulunuyorlarsa boşanmaları tanınmış oluyor Türkiye'de, nüfus idarelerinde bu gerçekleşiyor. Az önce ifade ettiğim sorunların her biri ortadan kalkıyor. Ama diğer önemli başlıksa bu şekilde bekleyen 15 bini aşkın dava var. Otomatikman zaman kaybından, miras hukukundan çocuk velayetine, kadının bireysel probleminin oluşması, evlenememesi gibi şikâyetlerinin her birinin ortadan kalkmış olacağı bir süreç başladı. Ne zaman itibarıyla? 7 Şubat itibarıyla yayınlanan yönetmelikle bu uygulamaya kondu ve binlerce davaya bu konuda kolaylık sağlanmış oldu. Ama işin bir de tenfiz kısmı var. Bununla ilgili de ilgili mevzuatlarda düzenleme yapılması gerekiyor. Taraflar eğer karşılıklı bir anlaşma yapmaz ise az önce ifade ettiğim kanun burada geçerli değil çünkü eğer karşılıklı anlaşma olmaz ise kadını da mağdur eden birçok başlık ortaya çıkabiliyor. Dolayısıyla çiftler ortak imza koymazlarsa burada yeniden Türkiye'de, Türk mahkemelerinde dava açma şartı geçerli. Tenfiz ve diğer konudaki sorunların değişiklikle ilgili de Tebligat Kanunu'nda bazı değişiklikler yapılması gerekiyor, bununla ilgili süreci de yakından takip edeceğiz.
Yine çalışmamız içerisinde kanunla sonuçlanacak bir başlık daha var, onu da raporumuza dercetmiş olduk. Özellikle anne, babası vatandaşlıktan çıkmış olması nedeniyle 18 yaş altı evlatların, çocuklarımızın Türk vatandaşlığını kaybetmesi durumu vardı, dolayısıyla çifte vatandaşlığı kaybetmemesi adına da bir yasal düzenleme yapmamız gerekiyor. Bunu gerek Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı gerekse diğer başlıklarda kanun hükümlerinin gözden geçirilmesine yönelik başlığı da raporumuza dercetmiş olduk, bunu da çok önemsiyorum.
Bazı İslamofobi, ayrımcılık, yurt dışında yaşayan vatandaşlarımız özellikle kadınlara yönelik karşılaşılan problemlerde ABAD kararları çok önemli, Avrupa Birliği ve Adalet Divanının gündeme getirdiği başlıklar çok önemli ve değerli. Bunlarla ilgili de bir kamuoyu oluşturma, ülkeler arası, uluslararası sözleşmelerden kaynaklanan haklarımızı kullanmak ve buradaki sivil toplum kuruluşlarını daha canlı, onlara destek veren yapıyla hareket ederek vatandaşlarımızın haklarını, özellikle kadınlarımızın ayrımcılık ve İslamofobiden kaynaklı haklarını savunabilmemiz, bununla ilgili çalışmalar yapabilmemiz gerekiyor, bunu da raporumuza dercetmiş olduk.
Ana başlıklarla ben bunları ifade etmek istiyorum, Komisyon üyelerimizin de mutlaka aktaracakları var. Ben bu çalışmada yaklaşık iki yıl süren alt komisyon çalışmamızın çok uyumlu gerçekleştiğini söylüyor, Komisyon üyelerimizin her birine çok çok teşekkür ediyorum. Ayşe Hanım, Ertuğrul Bey, Salih Bey'le birlikte AK PARTİ'den, Sibel Hanım, Cumhuriyet Halk Partisi milletvekilimiz olarak ortak çalıştık. Selina Hanım'la da son iki toplantımızda görev değişikliği dolayısıyla birlikte görev yaptık. Ve bu rapor çalışmasında çok mutlu olarak ifade ediyorum, gerçekten Kadın Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonunun 2009'da Kanun'la kurulduktan sonra birçok çıkarttığı yasal düzenlemede, birçok hazırladığı raporda ortak imzayla hareket ettiğinin örneklerinden birini de biz bu raporda gerçekleştirmiş olduk.
Ben emekleri ve katkıları için tüm alt komisyon üyesi çok değerli milletvekillerimize teşekkürlerimi sunuyorum ve sözü değerli üyelerimize bırakıyorum.
Teşekkür ederim.