| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | |
| Dönemi | : | 24 |
| Yasama Yılı | : | 5 |
| Tarih | : | 07 .01.2015 |
ADNAN KESKİN (Denizli) - Ben öyle algılıyorum.
Şimdi, Adalet ve Kalkınma Partisinin çok mahir yönettiği bazı yöntemler var. Bir olumsuzluğu hayata geçireceği zaman toplumsal tepkiler gündeme geldiğinde demokrasinin akciğeri olan toplumsal tepkileri sergileyenlerin üzerine fiziki güç kullanarak öyle etkisiz hâle getiriliyor; teori boyundaki tartışmalarda da sloganlarla, konuşma sanatının incelikleriyle gerçekler çarptırılıyor, haberler yanlış bir şekilde dağıtılıyor, o düşünce hâkim kılınmaya çalışılıyor. Şimdi burada da bunun tipik bir örneğini yaşıyoruz. Bir yasa tasarısının ana gerekçesi o yasa tasarısıyla ne elde edilmek istendiğinin özünü dile getirir. Böyle baktığınız zaman bu yasa tasarısı acaba kendi içerisinde bir bütünlük taşıyor mu?
Şimdi, tasarının gerekçesinde deniliyor ki...
BAŞKAN - Şimdi, Sayın Keskin, o zaman tasarıyı görüşmeye başlıyoruz. Alt komisyonda bunu görüşeceğiz.
ADNAN KESKİN (Denizli) - Hayır efendim, ben niçin geri çekilmesi konusundaki düşüncemi dile getirmeye çalışıyorum.
Deniliyor ki tasarının gerekçesinde: "Toplum kesimleri çok doğru bir şekilde temsil edilmediği için sosyal diyaloglar kurulamıyor." gerekçe de bu. Peki, düzenlemeye baktığınız zaman bu gerekçeyle uyum sağlayan bir düzenleme var mı?
SÜREYYA SADİ BİLGİÇ (Isparta) - Var.
ADNAN KESKİN (Denizli) - Yani toplumun hangi kesimleri çağrılıyor? Tamamıyla siyasal iktidarın gelecek günlerde kendisine göre kullanacağı bir mekanizma getirilmeye çalışılıyor. Bakın, dün de söyledim, nerede tarımla uğraşanlar? Bu toplumun yüzde 25'i hâlâ tarımla yaşamını sürdürüyor. Nerede esnaf ve sanatkârların temsili?
İki: Eğer siz toplumla bir uyum sağlamaya çalışıyorsanız burada siyasal iktidarın ağırlığını kaldıracak bir düzenleme getirmeniz gerekiyor. 57 kişiden oluşan bir yapı getiriyorsunuz ama burada siyasal iktidara bu 57 kişi çoğunluğa hâkim olabilecek bir mekanizmayı sağlıyorsunuz. Diyorsunuz ki: "Üniversitelerden gelecek." Kim? Ali oğlu Mehmet Efendi, iktidarın canı ne isterse onu getirir
SÜREYYA SADİ BİLGİÇ (Isparta) - "Adnan Keskin" yazalım kanuna.
ADNAN KESKİN (Denizli) - Hayır efendim, Adnan Keskin yazmana gerek yok, o kurumu belirlersiniz. "Belediyeler" diyorsunuz, hangi belediyeden hangi yöntemle belirlenecek insan? "İşçiler" diyorsunuz, hangi işçiler? Bunlarla ilgili tamamıyla siyasal iktidarın hâkim olacağı, yönlendirebileceği bir yöntem getiriyorsunuz. Gerçekten, amacınız bu sosyal diyaloğu sağlamaksa bu konuda, önce bu tasarının tükenişindeki ana mantığı değiştirmeniz gerekiyor, ona göre bir mekanizma kurmanız gerekiyor.
Zaten tasarının gelişi belli. Avrupa Birliğiyle görüşmelerde o tarafı da, bu tarafı da kandırmak için bir adım atmışsınız, hemen çalakalem bir tasarı hazırlamışsınız, zaten uzunca bir süre devrede kalmış. Bakınız Sayın Bakan konuşmasında diyor ki: "İşte, bu çalışmalar yapılamadı." Yahu, el insaf, bu kadar aptal yerine mi koyuyorsunuz siz Komisyon üyelerini? Beş yıldır bu Komisyonu toplamamışsınız siz, beş yıldır. Beş yıldır toplamadığınız bir komisyonunun çalışıp çalışmadığını size vahiy mi geldi de söyleyebiliyorsunuz? Anayasa değişikliği yapmışsınız, bunu anayasal bir kurum hâline getirmişsiniz; Anayasa'nın yürürlüğe girmesinden bugüne kadar, bir gün lütfedip de bu Komisyonu toplayarak toplumun değişik kesimlerinin ekonomik ve sosyal konulardaki görüşünü almamışsınız.
Şimdi kalkıyorsunuz, bunu da ortadan kaldırmayacak bir yasa tasarısı getiriyorsunuz, daha daraltıcı, toplumun değişik kesimlerinin temsilini engelleyici, yürütmenin buraya -yargıda olduğu gibi- hâkimiyetini sağlayacak bir düzenleme getiriyorsunuz. Eğer gerçekten niyetiniz samimiyse, bu konuda toplumun değişik kesimlerinin bir diyalog içerisinde, uzlaşma içerisinde çalışmasını istiyorsanız, toplumun değişik kesimlerinin özlemle yüksünmeleri alarak düzenlemeler, çözüm üretmek istiyorsanız çekin bu tasarıyı, buna uygun bir şekilde mantığını, mekanizmasını kuracak bir tasarı getirin, beraberce çıkaralım. Sizin bu tasarıyla öngördüğünüz hedeflere ulaşma şansınız yok. Bakın, çağırdığınız, dün, üyelerle bile, değişik kesimlerle bile anlaşamıyorsunuz. Yani, biz zorlamasak dün, bugün çağırdığınız arkadaşların hiçbirisinin görüşü alınmadan bu tasarıyı yasalaştırmaya kalkıyorsunuz. Niyetiniz farklı, amacınız farklı, amacınız sizin, toplumun değişik kesimlerini barış içerisinde, birlikte güzellikleri paylaşarak çalışmaları sağlamak değil.
SÜREYYA SADİ BİLGİÇ (Isparta) - Hiç öyle bir şey yok.
BAŞKAN - Sayın Keskin..
SÜREYYA SADİ BİLGİÇ (Isparta) - Sayın Keskin, papatya falı açtınız, fal açıyorsunuz.
ADNAN KESKİN (Denizli) - Kendinize yeni alanlar açmak istiyorsunuz, herhâlde 3 dönemi dolduranlarla ilgili kafanızda modeller var. Yani, her yönteminizde bu var. Bakın, bir şey söyleyeyim size.
SÜREYYA SADİ BİLGİÇ (Isparta) - Siz de getiren üç dönem.
ADNAN KESKİN (Denizli) - Bakın, her tür işiniz burada hileli. Bakınız, 17-25 Aralıkla ilgili o soruşturmaları yapan savcılar ve arama kararının gereklerini yerine getirmeyen emniyet görevlileriyle ilgili HSYK'dan bir karar çıktı. Ne yaptı adaleti çiğneyen Adalet Bakanınız? Savcılarla ilgili olan bölümü tasdik etti, mahkeme kararlarının gereklerini yerine getirmeyen emniyet görevlileriyle ilgili kararın uygulanmasını engellendi. Bütün her şeyiniz böyle çelişkili, şark kurnazlığı kokan bir yaklaşım içerisinde. Onun için, çekin bu tasarıyı.
Teşekkür ederim.