AVRUPA BİRLİĞİ BAKANI ÖMER ÇELİK (Adana) - Yok, biz hep böyle yapıyoruz. Türkiye'de de laikliği savunuyoruz, laikçiliğe karşıyız, biliyorsunuz.

Randevunun 40 tanesi iptal oldu.

Arkadaşlar, bunları yazmayın.

Uzun uzun anlattık "Niye laiklik istiyoruz?" Bütün İslam dünyasında laiklik istiyoruz. Enteresandır, bu teze en çok kim destek verdi, biliyor musunuz? Halid Meşal, Hamas lideri. Siz daha iyi bilirsiniz, o kelimeyi bilmiyorum ben. Dedi ki: "'Laiklik' deyince arkadaşlar yanlış anlıyor, 'almaniye" diyorlar, bu 'gâvurluk" demek, onun yerine ben 'siyasetimedeniye' diye bir kavram öneriyorum." Enteresan bir şey söyledi, dedi ki: "Laiklik en çok Müslümanlara lazım. Şii, Sünni'yle kavga ediyor, öbürü bilmem neyle kavga ediyor, falan." Şunu söylemek istiyorum: Devlet modeli açısından ve burada şunun gibi düşünelim -bunu daha çok tartışalım, aslında bunları İslamofobi bağlamında tartışmak lazım- Avrupalılara diyoruz ki: "Kardeşim, sen DİTİB'i yasaklarsan bu cemaatler radikallerin eline kalacak." Bizim düşmanımız DAEŞ'tir, Boko Haram'dır, El Kaide'dir. Bunlar bütün dergilerinde Cumhurbaşkanımızı hedef gösteriyor. Niye? Bir Avrupalı lider DAEŞ'e saldırsa, DAEŞ bunu ideolojik avantaja çevirir, hemen haçlı-hilal savaşı yapar ama Müslüman bir lider "DAEŞ Müslüman değildir." dediği zaman, ideolojik altyapısına dönük yani bir de Arap halklarında şeyi olan bir şey. Dolayısıyla bunu onlara da iyi anlatmamız lazım. Mesela, bakın, liseyi bitirdik, üniversiteye geldik, bir imam-hatip düşmanlığıdır gidiyor Ankara'da. Benim de hiç imam-hatipli bir arkadaşım olmamış tesadüfen yani imam-hatipte falan okumadığım için. O zaman bile şunu düşünüyordum: Askerlerin bir kısmıyla karşılaştığımızda "Ya, kardeşim, bakın, siz Türkiye'de halka doğru bir din eğitim vermezseniz..." Din eğitiminin Türkiye'de doğru verilmesi Türkiye'nin millî güvenliği için gereklidir. Niye bizde El Kaide, Hizbullah gibi birtakım terör örgütleri geniş taban bulamıyorlar, birtakım marjinaller haricinde? Şunun için söylüyorum, Orta Doğu'daki bu şeyi analiz ederken... Orada şöyle bir şey var, bir de şunu bilelim: O İhvan ile Orta Doğu'daki solcu arasında dinî hayat açısından nüans farkı var. Adam zaten aynı hayatı yaşıyor. Dolayısıyla oradaki adam diğerinden daha yobaz değil. Bir gün birisine dedim ki: "Sen solcusun. Sen niye hem İhvan'a karşısın hem de Sisi'ye karşısın?" Dedi ki: "Ben komünistim, beş vakit namaz kılıyorum, hacca gidiyorum, İhvan bana hâlâ diyor ki: 'Dindar ol.' onun için ben karşıyım." Tartışma bu şeyde. Kani Bey'in söylediği, bu tip... Yani şöyle bir şey yok, bunlar şöyle zannediyorlar: "Ben, İhvan'ı yasaklarsam İskandinav demokrasisi gelir." Yok, demokrasi hattını İhvan üzerinden kuracaksın orada, onu teşvik edeceksin, oraya anayasa heyeti göndereceksin çünkü onun dışındakiler silahlı gruplar ve işte o Selefiler. Dikkat edin, Sisi hafızdır. Sisi'nin yanında kim vardı Mursi'yi devirirken? El Nur Partisi lideri, Selefi var yani İhvan gittiği zaman Selefi geliyor.

Neyse başka zaman uzun konuşuruz. Ben de çok sevdim Komisyonunuzu.