| Komisyon Adı | : | TARIM, ORMAN VE KÖYİŞLERİ KOMİSYONU |
| Konu | : | Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğünün Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı (1/929) |
| Dönemi | : | 26 |
| Yasama Yılı | : | 3 |
| Tarih | : | 04 .04.2018 |
ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Bu kanun tasarısı geldiğinden beri sulama birlikleri, gerçek anlamda, bu konunun yanlış yanını herkese anlattılar. Bununla ilgili de her gün buraya Komisyon toplantısı olduğunda geldiklerinde gösterdikleri mücadele anlayışı için öncelikle onları kutluyorum çünkü ben milletvekili olduğumdan beri kendi sorunlarına bu kadar sahip çıkan bir kesim çok görmedim, öncelikle onu ifade etmek istiyorum.
14.487 meclis üyesi, 378 adet sulama birliği ile 1,5 milyon çiftçiyi doğrudan ilgilendiren bir konuyu görüşüyoruz. Sulamada katılımcı yönetimin olmazsa olmaz olduğu... Çiftçinin sulama yönetiminden el çektirildiği, suyun yönetiminde kullanıcıların olmadığı, yönetimde kullanıcıların olmadığı sulama yönetiminin başarılı olması düşünülemez. Bu anlamda, dünyada da kabul görmüş olan örneklerden biri olan sulama birliklerinin varoluş süreci, sürecin öncesindeki dönemlerin de içeriğini değerlendirerek gerçekleşmiş. Devletimiz de 1960'tan 1995 yılına kadar otuz beş yıl sulamaya açtığı sahaları kendi eliyle işlettikten sonra, bunun yerine, 1975-1990'lı yıllardaki arayışların sonunda, katılımcı sulama yönteminde karar kılmış. Devlet sulama birliklerinde karar kıldığı günden bu yana yirmi üç yıl geçmiş. Türkiye'de sulama birliklerinin bu sürede çok mesafe aldığı bir gerçek. İyi işlediği yönünde veriler fazlasıyla var. Kısmen verimsiz olanlarla ilgili düzenleme yapılması gerekirken, başarılı olanların âdeta cezalandırıldığı bir süreç gerçekleştirilmek isteniyor. Bu anlamda, Afrika ve Orta Doğu ülkelerinde dahi örnek teşkil edecek başarılara imza atmış sulama birlikleri ortadan kaldırılmaya çalışılıyor, daha doğrusu yapısal değişikliğe uğratılarak kamunun kontrolüne alınmaya çalışılıyor.
Sulama birlikleri suyun iyi yönetiminde direkt bağlantılı kurumlar olarak bugüne kadar geldiler. Suyun gelecekte güvenilir gıda açısından petrol ve enerji kadar kıymetli bir madde olacağı da gerçek; bu açıdan, suyun yönetiminin çok çok önemli olduğunu herkes kabul ediyor. Ülke genelinde aktif çalışan 378 sulama birliğinin çoğunluğunun da iyi hizmet verdiği konusunda hemfikiriz. Ülkemizde katılımcı sulama yönetim modeli tartışmalarının sonucunda ortaya çıkan böylesi bir oluşumun neden ve niçin yok edilmeye çalışıldığını biz Komisyon başladığından beri yapılan görüşmelerde anlayamadık. Yani, doğru işleyeni niye ortadan kaldırıyoruz? Ya da buradaki getirilen tasarının asli amacı toplulaştırma iken içine bir torba mantığında ormanı, suyu, çalışanı neden katma ihtiyacı duyuldu, açıkçası bunu -kendi adıma- algılayamıyorum. Bu yöntemle çiftçilerin mağdur edileceğini, sulama birliklerinin ortadan kalkmasıyla yaşanabilecek sorunları sanırım Adalet ve Kalkınma Partisinden milletvekili arkadaşlar ve tarımla ilgili olan herkes de biliyor ve kabul ediyor. Buna rağmen, bu maddenin hâlâ çekilmemiş olmasını da yadırgıyorum.
1995'ten itibaren başlayan süreçten bugüne kadar yapılmış olan çalışmalarda sulama birliği başkanlarının, mühendislerinin, orada çalışanların büyük fedakârlıkları var. Bu sayede, geçmişte yaşanmış olumsuz örneklerin çoğundan da arınıldığı ve düzenli bir işleyişin çoğu bölgede gerçekleştiği veriler üzerinden de görülebiliyor.
Sulama birliklerinin yöneticileri aynı zamanda çiftçi yani eli taşın altında. İşte, bu anlamda da olayın gerçek sahipleri ve sorunların çözümünde konunun üzerine hassasiyetle gidebiliyorlar. İşletme bakım harcamalarının minimum seviyede tutulmasını, harcamaların en asgari ölçüde en verimli olarak kullanılmasını ve bunlarla ilgili çiftçilerden toplanan paraların doğru kullanılmasını, bu anlamda da doğru hizmetin götürülmesini sağlamaya çalışıyorlar. Yerinden yönetimle aldıkları kararlarda hızlı karar verebiliyorlar. Mevsimsel sorunlarda da sulama birlikleri yönetimleri o günün koşullarına göre de yapabilecekleri çalışmaları gerçekleştiriyorlar. Sulama birlikleri çiftçilerden tahsil ettiği ücretleri yerinde, yine çiftçilere yönelik kullanıyorlar; o anlamda, tahsilat yapılmasının önemini de çiftçilere anlatarak onların da birliği sahiplenmesi ve kendisine bu hizmetin döneceği konusunda da bilgilendiriyorlar. Katılımcı bir anlayışla çalışmalarını sürdürüyorlar. Sonuçta çiftçinin parasının doğru kullanılmasını çiftçiye anlatarak da süreci devam ettirebiliyorlar. Bu anlamda, geçmişte örnekleri görülen, kanaletlerin kırılması ya da sulamayla ilgili zararlara karşı da çiftçi kendi parasını verdiği kendi birliğinin aydınlatmaları ışığında konuya daha duyarlı davranıp, geçmişte yaşanan olumsuz örneklere rağmen, daha da olumlu biçimde hizmet taşıyan veya bu anlamda faydası olan kullanım araçlarını da sahipleniyor.
Bu maddeyle sulama birliği yapısal bir değişime uğrayarak çiftçi lehine olmayacak düzenlemeler içeriyor. Çünkü kamunun sulamadaki varlığını artırmak geçmişe yeniden dönmek olacak. O anlamda, yaşanmış çok çok olumsuz örnek ve sorunun da herkesin -yakın dönem sayıldığı için- hafızalarında olduğu da bir gerçek. Bu anlamda, yeterli, düzenli, verimli çalışmayan birlikler için getirilebilecek yeni düzenlemelerle bunları da daha iyileştirmek varken çoğunluğu yüzde 70'lere dayanan doğru çalışan, katılımcı, yerinde, çiftçinin de sahiplendiği sulama birliklerini tümden ortadan kaldırıp yeni bir düzenlemeye gitmenin bir ihtiyaç olduğunu söylemek kabul edilemez. Bu anlamda, sulamayla ilgili ülkemizde yaşanan sorunlara farklı arayış ve çözümler Bakanlık tarafından sürdürülüyor ama yeterli mi? Değil. Buna dayalı olarak, birliklerde çalışanlarla ilgili de çok sayıda başvuru geliyor. Onlar "Biz kendimizi burayla bütünleştirdik, emek verdik, çalıştık. Bizim durumumuz ne olacak?" sorularını da yansıtıyorlar.
Tabii, dünyada olduğu gibi ülkemizde de suyla ilgili gelecek çok iyi gelmeyecek, bu da görülüyor. Suyun doğru kullanılması, verimli kullanılması, su kaynaklarından elde edilen suların düzenli dağıtımı, çiftçinin bu anlamda bilinçlendirilmesi kamu eliyle ne yazık ki sağlanamıyor. Oysa sulama birliklerini bu anlamda da daha verimli kalınabilecek, güçlendirecek, destek sağlayacak uygulamalarla alanda sonucun daha hızlı alınmasını sağlayacak noktaya taşınabilir. Böyle düzenlemeler ihtiyaç mı? Evet, ihtiyaç çünkü sulama birliğinin katılımcı anlayışla çiftçiye daha hizmet verir bir noktada güçlendirilmesinin bu anlamdaki arayışlara da olumlu yansıması olacaktır. Anlaşıldığı kadarıyla, sonuçta 5 ve 6'ncı maddelerde tartıştığımız, suyun özelleştirilmesini de içine alan, daha sonra da "tarla başı saat" uygulamasıyla desteklemelerden geliri de kesecek yaklaşımları içeren madde herhâlde tasarıdan çekilecek.
Bu süreç içinde şunu da belirtmem gerekir ki, bölgedeki sulama suyuyla ilgili özellikle İç Anadolu'da Konya, Niğde, Nevşehir gibi yerlerde yer altından çıkarılan sulama sularındaki sorun giderilmeye çalışılıyor.
Sayın Bakanım, bunu sizin tekrar, bir daha duymanızı istiyorum çünkü hafta sonu yine bölgedeydim: Bu yer altı sularının enerjiyle çıkarılması nedeniyle büyük bir maliyet oluşuyor. Bu maliyetten dolayı üretici ciddi anlamda mağdur ve ürün daha pahalı ürüne dönüşüyor. Yani, sulama suyu olan bölgelerin dışında, enerjiyle yer altından su çıkarılan bölgelerin ürünlerinin elde maliyetleri artıyor. Bu anlamda, üreticiler için, enerjiyle su çıkarılan bölgelerde enerjiye yönelik sizlerin de girişimleriyle mazot desteği gibi enerji desteği verilmesi talep ediliyor. Bu konuda bir girişiminiz olursa yer altından çıkarılan su için çiftçinin kullandığı elektrik enerjisine belli bir indirim sağlanırsa çiftçiler için büyük bir katkı olacak. Ayrıca, bölgemizde su kaynaklarının az olması nedeniyle buna yönelik su kullanımı için de en verimli en az yöntemle sulama uygulamalarının daha da hızla yaygınlaştırılması çiftçilerimizin talebi. Biz Cumhuriyet Halk Partisi olarak -arkadaşlarımın da ifade ettiği gibi- sulama birlikleriyle ilgili düzenlemenin tümden çekilmesi, onları güçlendirecek, destekleyecek, önünü açacak, farklı teşviklerle de çiftçiye hizmeti daha sorunsuz kılacak düzenlemeye kavuşturulmasını temenni ediyor, teşekkür ediyorum.