KOMİSYON KONUŞMASI

İÇİŞLERİ BAKANI SÜLEYMAN SOYLU (Trabzon) - Uyuşturucu madde bağımlılığının araştırılması ve buna yönelik olarak alınacak tedbirlerin tespitine yönelik olarak kurulmuş Meclis Araştırma Komisyonumuzun çok kıymetli Başkanı ve saygıdeğer üyeleri, değerli milletvekili arkadaşlarım, kıymetli basın mensupları, kıymetli hanımefendiler, değerli beyefendiler; uyuşturucuyla mücadelenin özellikle kolluk görevlerini ifa eden İçişleri Bakanlığı bünyesinde uyuşturucuyla mücadelede attığımız adımlar ve bu meselenin çerçevesi tarifi noktasında heyetinize bilgi vermek üzere huzurlarınızda bulunuyorum.

Öncelikle şunu ifade edeyim. Meclisin bu çalışma yapısının ve bu kültürünün sadece bugüne değil, on yıllar sonra bu çalışma yapısını ve bu kültürünü araştıranlara, tetkik edenlere, buradan sonuç elde etmek isteyenlere de büyük bir katkısı olacağını hem ortak aklın hem de günün meselelerinin yarına nasıl sirayet edip etmeyeceğinin, hangisinin tedbirinin alınıp alınmamasına yerlilik ortaya çıkacak bilançonun da hem Meclis çalışması açısından hem de sorunların tespiti, tahlili ve çözümü açısından büyük bir ehemmiyeti olduğunu belirterek başta Komisyon Başkanı olmak üzere tüm milletvekillerimize, tüm Komisyon çalışanlarına ve emeği geçen herkese hem teşekkür etmek hem tebrik etmek, aynı zamanda da takdir hislerimi ifade etmek isterim.

Uyuşturucu konusunda kısa bir değerlendirme yaptıktan sonra temelde üç ana bölümde sunumumuzu gerçekleştirmeye çalışacağız. Öncelikle uluslararası boyutta ülkemizin bu meseledeki risk durumu, uyuşturucunun ülkemizle ilintili rotaları ve uluslararası mücadelede ülkemizin konumu hakkında kısaca, Sayın Başkanın vermiş olduğu bilgiler çerçevesinde yine bir bilgi vermek isterim. Sonrasında ise ulusal boyutta risk durumumuz, içerideki taşınma rotaları ve mücadele alanlarımızla ilgili detayları sizlerle paylaşmak ve son olarak da Bakanlığımız tarafından yayınlanan Uyuşturucuyla Mücadele Uygulama Politika Belgesi kapsamında alınan, alınacak tedbir ve teklifler üzerinde de heyetinizi ayrıca bilgilendirmek isterim.

Birleşmiş Milletler Uyuşturucu ve Suç Ofisi tarafından hazırlanan Dünya Uyuşturucu Raporlarına göre dünya genelinde 15-64 yaş arası her 20 kişiden 1'inin yaklaşık 247 milyon kişinin hayatlarında en az bir kere uyuşturucu madde kullandığı tahmin edilmektedir. Bunu çeşitli araştırmalarla gerçekleştiriyorlar. Her ülkede kendi kriterleriyle ortaya koymuş olduğu araştırmaları yapıyorlar ve bu araştırmalar üzerinden de bu sonuçları tüm dünyada takip ediyorlar. Şu anda Türkiye'de de bizim yaptığımız ve sonuçlarının önümüzdeki günlerde ortaya çıkacağı böyle bir araştırma söz konusu.

Slayt slayt anlatmaya çalışacağım. Önünüzdeki yansıyla da uyumlu olmasını teminen. Uyuşturucu ticareti özellikle geçtiğimiz yüzyılın 2'nci yarısından itibaren organize suç örgütlerinin ve küresel terör için finans kaynağı, uluslararası ilişkilerde ise politik araç ve hedef hâline gelmiştir. Türkiye, doğusunda yer alan ülkelerde üretilen doğal uyuşturucuların, afyon ve türevlerinin ülkemize ve Batı'ya, Avrupa'da üretilen sentetik uyuşturucuların ise ülkemize ve Körfez ülkelerine transferinde önemli bir kavşaktır Ayrıca son dönemlerde özellikle, Suriye'deki yaklaşık 2011'den itibaren oluşan karışıklıkların hemen akabinde, maalesef, Suriye'de de kimyasal uyuşturuculara yönelik önemli organizasyonlar, önemli yapılar gerçekleştirilmiş ve bu da diğer söylediğim alanlar gibi ciddi bir şekilde sahaya baskı oluşturmaya başlamıştır. Ayrıca, ülkemizdeki yüzde 16,5'luk genç ve dinamik nüfus hedef ülke olarak cazibemizi artırmaktadır. 8'inci slaytta bir harita var ve bu haritada ana üretici ülkeler görülmektedir. Kolombiya'da kokain, Hollanda ve Belçika'da, ecstasy ve amfetamin, Polonya'da amfetamin ve metamfetamin, Çekya'da metamfetamin, Çin'de sentetik kannabinoid, Afganistan'da eroin ve İran'da da metamfetamin üretilmektedir. Yani bunlarda bu üretimler dünyaca kabul edilmektedir ve bunlar da bu üretimleri kendi ülkelerinde gerçekleştirmektedirler. Ülkemiz üzerinden geçen Balkan rotası -ki haritada çok net bir şekilde Balkan rotası gözükmektedir, slayt 9'da- en önemli kanal olmayı sürdürmektedir ve son dönemde güney ve kuzey rotaları da önem kazanmaya başlamıştır. Gördüğünüz gibi hem güney hem de kuzey rotaları da harita üzerinde çok net bir şekilde bellidir ve orada Afganistan eroin rotasını net bir şekilde ifade etmektedir. Biraz sonra bununla nasıl bir tehlikeyle karşı karşıya kaldığımızı ifade edeceğim.

Afganistan'da afyon araştırmasına göre 2017 yılında 9 bin ton afyondan yaklaşık 425 ton eroin üretileceği; bu miktarın 97 tonunun İran kaynaklı olarak bir Türkiye güzergâhından geçeceği... Yani bu sayıları nasıl biliyorsunuz, nasıl buluyorsunuz der iseniz bir, yakalamalar; iki, geçmişten beri rotalar üzerinden gerçekleşen sonuçlar ve özellikle ülkeler arası kurulan bir anlayış üzerinden bu değerlendirilmektedir. Bu 97 tonun da yüzde 21'inin yani yaklaşık 20 tonunun -bu yüzde 20-21 de esas itibarıyla geçen yıllardan ortalama bir rakam olarak size arz edilmektedir- Türkiye'de kalması beklenmektedir. Yani geçen yıla yönelik ciddi bir artış söz konusu oldu Afganistan'da, afyon üretimi artışı. Bu da bizim için yeni bir eroin pazarı, dünyaya nakledilecek bir eroin pazarı tehlikesi oluşturmaktadır. Doğu Akdeniz'de aldığımız tedbirler kapsamında uyuşturucu kaçakçılığına müdahale edebilmek için de -yine haritada net bir şekilde gözükmektedir- hâlihazırda 1.100 personel, 21 gemi bot, 3 helikopter, 2 mobil radar, 1 İKU kullanılmaktadır.

Masada bulunan değerli arkadaşlarımıza şunu ifade etmek isterim: Güvenlik kuvvetleri gerek uyuşturucu olsun gerek göçmen kaçakçılığı olsun gerek diğer kaçakçılık ve organize suç hareketleri olsun nereyi kapatırlarsa sınır olarak veya tedbir aldıkları alan olarak, bu işleri yapan suç örgütleri, uyuşturucu kaçakçıları bir başka alandan bunun -kendi rotalarını bozmamak üzere- temin edilmesini gerçekleştirmeye çalışırlar. Yani burada bir kovalamaca muhakkak ki yaşanan ve yaşanmaya devam edecek sürecin ta kendisidir. Yani biz Ağrı'ya ve Iğdır'a şu anda duvar yapıyoruz. Ağrı'ya ve Iğdır'a duvar yapmamız hem terörizmle alakalıdır hem kaçak yani düzensiz göçmen olarak nitelendirdiğimiz göçmenle alakalıdır hem kaçakçılık faaliyetlerinin engellenmesine yönelik ve sınırlarımızı kontrol altına almaktadır. Ama biz onu yaptığımız zaman, o tedbirleri aldığımız zaman başka bir yerden bunu sağlamaya çalışacaklar ve bunun için de kendilerine ait yeni rotalar ve yeni yollar muhakkak ki ortaya koyacaklar. Aynen Hatay ve Kilis'e yaptığımız gibi. Yani yaklaşık bunu yedi sekiz aydır ifade etmeye çalışıyorum. Özellikle düzensiz göçmen konusunda Afganistan'dan İran'da bulunan 2 milyon insan var. Sadece İran'da bulunan değil, aynı zamanda Afganistan'da bulunan ve el broşürleriyle "Iğdır ve Ağrı'da sınır yapılıyor, tedbirlerinizi alın ve bir an önce buraya gidin." Size bir rakam daha vereyim. Yani bunların hepsi birbiriyle ilintili olduğu için söylüyorum. Bir Afganlı göçmenin Türkiye sınırının içerisine getirilmesinin miktarı bin dolardır. Yani bin doları veriyorlar ki Afganistan'ın kişi başına düşen miktarı 500 yüz dolar. Yani biraz sonra da anlatacağım bütün bu meselelerin birbirleriyle kompleks bir ilişkisi vardır ve bu ilişki aynı şekilde devam etmektedir. Biz bir taraftan konak ülkeyiz, bir taraftan da transit bir ülkeyiz yani bir hedef ülkeyiz, bir taraftan da transit ülkeyiz. Bu, göçmen kaçakçılığı konusunda da böyledir. Şimdi göçmenler sınırlardan girdiği zaman -hangi sınır olursa olsun- yani bir taraftan ta Şemdinli, Derecik'i alırsanız, oradan giren de yukarıdan Iğdır, Ağrı sınırından giren de aşağıdan Hatay ve Kilis sınırından giren de... Buradan sadece düzensiz göç gelmiyor, aynı zamanda teröristin de buradan gelme tehlikesiyle karşı karşıya olduğunu hepimiz bir şekilde biliyoruz. Özellikle -tekrar konumuza dönersek- bu alanda da ciddi tedbirler aldık. Bir taraftan sahillerde polisimiz ve jandarmamız, aynı zamanda Sahil Güvenlik Komutanlığımız açıkta da Deniz Kuvvetleri Komutanlığımızla birlikte bu rotanın -esas itibarıyla çok kullanılan bir rotadır bu- Türkiye'yi etkilemeyecek, hedeflemeyecek şekilde kullanılmasına yönelik tedbirler aldığımızı ifade etmek isterim.

Slaty 12'de sentetik uyuşturucu yani Batı'nın laboratuvar ortamlarında üretilen bir madde. Belçika ve Hollanda'da üretilen ecstasy, captagon, amfetamin, Polonya ve Çekya'da üretilen metamfetamin, Çin'de üretilen amfetamin ve metamfetamin sentetik uyuşturucuları Türkiye'ye ulaşıyor. Ecstasy'le ülkemiz captagon ile de daha ziyade Arap ülkeleri hedef alınıyor. Yani esas itibarıyla captagon'un temel hedeflerinden bir tanesi de Arap ülkeleridir. Birleşmiş Milletler dünya uyuşturucu raporları ve Avrupa uyuşturucu raporlarında ülkemizin küresel eroin yakalamalarının yüzde 16'sını, 4.537 kilogram -ki bu geçmiş yıllara rakamlarıdır- Birleşmiş Milletlerin son akredite ettiği rakamlardır. Ben size 2017 rakamlarını ve içinde bulunduğumuz 2018 rakamlarını da bir şekilde ifade etmeye çalışacağım. Avrupa geneli eroin yakalamaların ise 2 katını, 8.294 kilogram, tek başına gerçekleştirdiğine yer verilmiştir. Dünya uyuşturucu raporlarına göre 2015 yılında yakalanan yaklaşık 5,7 milyon ecstasy'yle ülkemiz dünyada birinci olmuş. Avrupa'da da her 4 kişiden 1'i hayatlarının bir döneminde herhangi bir madde kullanmışken ülkemizdeki bu oran 2011'de yapılan araştırmada yüzde 2,7 olarak gözükmektedir. Şimdi yeni araştırma yapıyoruz, onu kamuoyuyla paylaşacağız.

Türkiye'nin uyuşturucu yakalamalarında önemli bir tecrübesi ve iradesi var. Bu uluslararası kamuoyunun da kabul ettiği bir gerçektir. Bu doğrultuda gerçekleştirdiğimiz önemli operasyonlarımız da söz konusudur. 2015 yılında İran ve Dubai'de gerçekleştirilen müşterek operasyonlarda Dubai'de 800 bin adet captagon uyuşturucu hap, İran'da ise uyuşturucu imalinde kullanılan yüklü miktarda kafein ve laktoz maddesi ele geçirilmiş; operasyonda 4'ü Türk, 1'i İranlı 5 kişi yakalanmıştır. Güvenlik güçlerimizce iki yıl süreyle büyük bir gizlilik ve titizlikle yürütülen operasyonda yakalanan örgüt üyelerinin aynı zamanda, PKK ve KCK ve FETÖ/PDY terör örgütleriyle de derin bağlarının bulunduğu her iki örgüt adına da faaliyet yürüttükleri tespit edilmiştir.

Slayt 15'te, 12 Mayıs 2017 tarihinde yapılan Çanakkale Operasyonu'nda -ki birtakım operasyon örneği veriyorum- Singapur bandıralı gemiye operasyon düzenlenmiş ve 293 kilo kokain ele geçirilmiştir. Yine çok önemli bir yakalama; 2 Haziran 2017 tarihinde yapılan Şehit Er Alper Al Operasyonu'nda gerçekleşmiş; Kongo bandıralı bir gemiye -ki çok uzun süre izlenmiş ve takip edilmiş bir gemidir bu- Sahil Güvenlik ve Kuvvetleri Komutanları unsurlarıyla birlikte operasyon düzenlenmiş; 1 ton 71 kilo eroin maddesi ele geçirilmiş, 9 şüpheli de yakalanmıştır. Ele geçirilen miktar, yakın tarihimizde tek seferde yapılan en yüklü eroin yakalamasıdır.

Değerli milletvekilleri, saygıdeğer hanımefendiler ve beyefendiler; tabii ki Türkiye'nin ulusal boyutta da uyuşturucuyla ilgili önemli riskleri söz konusudur. Her şeyden önce geleceğimiz olan gençlerimize yönelik açık bir teklif mevcuttur. Yüzde 16,5 olan genç nüfusumuz bu zehir tacirlerinin iştahını kabartmaktadır. Ayrıca ülkemizde faaliyet gösteren terör örgütlerine uyuşturucudan ciddi bir finans sağlanmaktadır. PKK'nın -bunu müteaddit defalar söyledim- uyuşturucudan elde ettiği gelir yıllık 1,5 milyar dolar civarındadır. Özellikle Afrin'deki PYD'lilerin ve PKK'lıların nasıl esrar, nasıl diğer uyuşturucu maddeleri depoladıkları ve bunlardan nasıl istifade ettikleri ve bunların geçişlerini de nasıl koordine ettikleri de aslında Afrin Operasyonu boyunca kamuoyumuzla da belli kısımları paylaşılmıştır. Yani hem insanımızı doğrudan tehdit ediyor hem de terör üzerinden tehdit ediyor. Bu noktada uyuşturucu satışını teröristle aynı düzlemde gördüğümüzü ve bütün mücadelemizi, arzla mücadelemizi de buna göre yönettiğimizi söylemek isterim.

Slayt 18'de de ülkemizin uyuşturucuyla mücadeledeki risk haritasını görüyorsunuz. Yani burada özellikle kırmızıyla belirlenen iller bizim yoğun yakalamalarımızın olduğu, yoğun olayların olduğu, ilçeler de yine aynı şekilde yoğun yakalamalarımızın olduğu ve yoğun mücadelelerimizin olduğu iller olarak görülmektedir. Biz buralara yönelik spesifik tedbirler almaya çalışıyoruz ve yapılan operasyonlar, ele geçirilen malzemeler, istatistik ve analiz gibi diğer çalışmalarla bir 15 il önceliğimiz ve bir 15 ilçe önceliğimiz esas itibarıyla belirlenmiştir, bu harita oluşturulmuştur.

19'uncu slaytta, kritik olarak tespit edilen illerde ilgili tüm kurum ve temsilcilerinin katılımıyla genel güvenlik ve uyuşturucuyla mücadele toplantıları yapılmaktadır.

Değerli arkadaşlar, biz bu tespitleri yaptıktan sonra, biraz sonra bahsedeceğim bir politika belgesi de oluşturduktan sonra bunu tüm valilerimizle paylaştık ve gerek okul başlangıç dönemlerinde gerekse de mücadeleyi yoğunlaştırdığımız ve devam ettirdiğimiz dönemlerde valilerimiz, il emniyet müdürlerimiz, jandarma komutanlarımız, il millî eğitim müdürlerimiz, okul müdürlerimiz, muhtarlarımız, belediye başkanlarımız yani yerel yönetimler, sivil toplum örgütleri bizim yönetimimiz ve yönlendirmemizin dışında da bazı zamanlarda bir araya gelerek genel değerlendirmeleri, bu konudaki mücadelenin ne noktada olduğunu, eksikliklerin nerede olduğunu defalarca kendileri yönetmektedirler ve kontrol etmeye çalışmaktadırlar. Ama bizatihi benim katıldığım İstanbul, İzmir, Ankara, Eskişehir'de tüm belediye başkanlarımızla, orada bulunan sivil toplum örgütlerimizle, muhtarlarımızla ve kaymakamlarımızla, il emniyet müdürlerimizle, ilçe emniyet müdürlerinizle, jandarma komutanlarımızla yaklaşık her ilde bin kişinin, 1.500 kişinin katıldığı toplantılar gerçekleştirdik. Orada esas yapmak istediğimiz yerel farkındalığı oluşturabilmek ve bu mücadelede taşın altına herkesin elini mümkün olduğu ölçüde koyabilmesidir. İlk 15 vilayet de -biraz önce belirlediğim- bu vilayetler üzerinden temalandırılmıştır. Tabii, burada hem sokağı dinliyoruz. Sadece biz dinlemiyoruz, oradaki emniyet görevlilerimiz dinliyor, jandarma komutanlarımız dinliyor, valilerimiz dinliyor. Hangi problemlerle sahada karşılaşıldığını ve nereye alan baskısı yapmak zorunda olduğumuzu bir şekliyle hem biz tazeliyoruz hem de yerel yöneticilerimiz, orada belediye başkanlarımız. Örneğin Eskişehir'deydik ve Eskişehir'de özellikle bir taraftan metruk binalardan bahsedildi. Metruk bina problemi -biraz sonra söyleyeceğim- hem asayiş açısından uyuşturucu açısından temel bir problemdir ve bunların da yıkılması gerekiyor ama çeşitli nedenlerle, bazen mahkeme kararlarıyla beraber bu konuda maalesef gecikmişlikler yaşıyoruz. Onun için özellikle belediye başkanlarımızı, valilerimizi ve bu konuda elinde yetki ve yükümlülük olanları gönüllendirmek gerekir. Ben Eskişehir'den döndükten sonra -ki kapalı yaptığımız toplantılarda da bu işin önemini hem belediye başkanlarımıza hem de valilerimize ve kaymakamlarımıza anlattık- çok önemli bir şeklinde bir metruk bina yıkıldı. Bizde bir metruk bina envanteri var ama şu anda bu metruk binaların ne kadarını yıktığımızı, bu müdahalelerimizde başarımızın ne oranda olduğunu şu anda anı anına takip eden bir envanter üzerinden değerlendirme yaptığımızı; aynı zamanda sokak aydınlatmalarının gerek geceleyin işten dönenlere yönelik tacizlerde gerek uyuşturucu kullanımlarında gerek hırsızlıklarda yani mala getirilen zararlarda çok önemli olduğunu ve bu konuda hem belediyelerimizin hem valilerimizin hem ilgili bölgelerin elektrik şirketlerinin de bu konuya ehemmiyet vermesi lazım geldiğini hem biz öğreniyoruz hem de oradaki arkadaşlarımıza bunları salık veriyorum.

Mobese kameraları konusunda -biraz sonra bahsedeceğim- kent güvenlik yönetim sistemlerinde her geçen gün çok daha üst bir noktaya geliyoruz. Bu da aslında alanı anlamak, alanı tanımak, alanı bu şekilde kontrol etmek açısından bize büyük bir ehemmiyet vermektedir.

Yine slayt 20, 21 ve 22'de de burada da değişik uyuşturucu türlerine ait ülke içi rotaları görüyoruz. Özür dilerim, sadece uyuşturucu konusunda yapmıyoruz. Yani sanal bahisten kumara kadar birçok alanda yapmış olduğumuz bu toplantıların karşılıklarını da görüyoruz. Yani gerek bize yönelen geri dönüşlerde gerek özellikle 2018'de şöyle bir uygulamaya daha geçtik: Tüm illerimizin ve ilçelerimizin bir performans kriteri olarak uyuşturucu dâhil olmak üzere, aynı zamanda mala yönelik suçlar dâhil olmak üzere, hırsızlık ve bunların aydınlatma oranları dâhil olmak üzere tek tek takip ediyoruz. Aydınlatma oranımızı yükseltmeye ki ayda bir de kamuoyuna bu konuda gerekli hem uyuşturucu yakalamalarımızı hem de aydınlatma oran yakalamalarımızı, aydınlatma derken hırsızlık ve diğer suçlara yönelik aydınlatma oranlarımızı bir şekilde ifade etmeye çalışıyoruz.

Uyuşturucuyla mücadele elbette ki çok boyutlu bir meseledir. Bu konunun mevzuat, teknik ve personel kapasitesi uygulamaları ve projeler narko-terör gibi başlıkları söz konusudur.

Slayt 25'de var. Hepinizin bildiği gibi suçta kanunsuz bir mücadele söz konusu olmaz. Bu doğrultuda uyuşturucuyla mücadelede yasal mevzuat desteği sağlanması açısından 25 Ağustos 2017'de yayımlanan 694 sayılı KHK'yle önemli düzenlemeler yapıldı. Bu kanun hükmünde kararnameyle, esrar elde etmek amacıyla kenevir ekimi yapan kişilere karşı hapis cezasına ek olarak adli para cezaları eklenmiş. Esrar elde etmek amacıyla kenevir ekimi yapan kişilerin iletişimini tespit edebilme, dinlenebilme, kayda alınabilme ve teknik araçlarla izlenebilme; uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti suçunda kullanılan araca el koyma imkânı da getirilebilmiştir. Bu bize ne sağlıyor? Aslında bu bize -sonuçlarını da biraz sonra arz edeceğim zaten, niçin suçlamalar söz konusu olduğunu ifade etmeye çalışacağım- projeli çalışmalarımızda yani uzun zamandır takip etmek durumunda olduğumuz tam anlamıyla bütün şebekeleri çözmeye yönelik alanlarda ciddi bir katkı koyacak. Aksi takdirde şunlarla karşılaşıyoruz: Bazı suçluları yakalıyoruz ama bunları tespit edemediğimizden yani tam anlamıyla delillendiremediğimizden yine yarın öbür gün karşımıza çıkabilme ihtimalleriyle karşı karşıya kalıyoruz. O yüzden bunların bu kanun hükmünde kararnameyle ortaya çıkan ve bizim elimizi kuvvetlendiren anlayışı sonucunda ifade etmek isterim ki gizli soruşturmacı dâhil çok önemli adımlar atılmış ve önümüzdeki süreçlerde bunların bizi daha iyi destekleyebileceği sonuçları alabileceğimizi de heyetinize ifade etmek isterim.

Ülkemizdeki ilgili kurumlar arasında koordinasyonun süratle kurulması ve sağlıklı işleyen bir mekanizmanın oluşturulması amacıyla hazırlanan Uyuşturucu ve Psikotrop Maddelerin Kaçakçılığına Karşı Birleşmiş Milletler Sözleşmesinin 17'nci Maddesinin Uygulanma Esaslarına Dair Yönetmelik de 1 temmuz 2017 tarihinde Resmî Gazete'de yayımlanmış ve yürürlüğe girmiştir.

Yine mücadeleyi teşvik amacıyla 5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu'na göre Muhbir ve El Koyanlara İkramiye Ödenmesi Hakkında Yönetmelik değişikliği 22 Şubat 2017 tarihinde -bu da çok önemli bir şeydi, bu da aslında mücadeleyi bizim için kuvvetlendiren ve tahkim eden bir yapıydı- Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. Böylece Jandarmaya da Emniyetin sahip olduğu ikramiye alanı imkânı sağlanmış ve bunu tüm sahaya kolluk açısından yayma imkânını elde etmiş bulunuyoruz. Jandarma Genel Komutanlığı bünyesinde Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Daire Başkanlığı Merkez ve İl Teşkilatı Kuruluş, Görev ve Çalışmaları Yönetmeliği 13 Mart 2017 tarihinde Emniyet Genel Müdürlüğü Narkotik Suçlarla Mücadele Daire Başkanlığı ve Taşra Narkotik Suçlarla Mücadele Birimleri Kuruluş, Görev ve Çalışma Yönetmeliği 25 Eylül 2017 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Yani tüm iç yönetmeliklerimizi, tüm görev alanlarımızı, tüm uluslararası angajmanlarımızı ve yapabileceklerimizi esas itibarıyla yenileyerek adımlarımızı attık. Uyuşturucu kaçakçılığıyla mücadele eden birimlere ait verilerin tek bir merkezde düzenli olarak toplanması da önemli meselelerden bir tanesiydi. Bu açıdan KİHBİ Dairesi Başkanlığınca Uyuşturucu Karar Destek Sistemi'ni 1 Ocak 2018 tarihî itibarıyla meseleyi tek bir gözden yürütebilmek ve sonuçları esas itibarıyla değerlendirebilmek ve trendin, eğilimin nereye gittiğini ifade edebilmek için hayata geçirdik.

Yine 30'uncu slaytta, tabii ki yetişmiş ve nitelikli personel bu işin en önemli sürecidir. Arkadaşlar, hepiniz biliyorsunuz, bir FETÖ süreci yaşadık ve özellikle FETÖ sürecinde Türkiye'de FETÖ'ye bulaşmamış polislerimizin yetkin olanlarını çok doğal olarak bu alana kaydırmak durumunda kaldık. Yani gerek terörle mücadeleye gerek kaçakçılık ve organize suçlarla mücadeleye ve gerekse de... Yani şunu söylemek herhâlde çok yanlış olmaz, şu anda emniyet müdürümüz ile komiser arasında yönetici bulmakta, inanın, zorluk çektiğimiz bir süreci yaşıyoruz. Buna rağmen Türkiye'de terör, asayiş, uyuşturucu dâhil olmak üzere, trafik dâhil olmak üzere birçok konuda bu oluşturduğumuz politika belgelerine her birimizin kendisinin planlaması seviyesiyle adımlarımızı, entegrasyon ve koordinasyonu uygulayarak atmaya çalışıyor. Özellikle jandarma ile polisin ve Sahil Güvenliğin bu konuda kolluk bünyesindeki entegrasyonunun da bana göre 1 artı 1'den veya 1 artı 1 artı 1'den yani 3'ten çok daha büyük sonucunu elde edebilecek adımlar atıyoruz.

Bu kapsamda Eylül 2016'dan bugüne Emniyet Narkotik Şube bilimlerinde görev yapan personel sayısı 2.519'dan 4.231'e yükseldi. Yani sadece Emniyette yüzde 68'lik artış meydana getirdik. Bunu daha da artırarak devam ettireceğiz.

Yine, jandarma uyuşturucuyla mücadele kısmında görev yapan personel kadrosu 192'den 429'a, yüzde 123 artışla çıkmıştır. Bunun önemi şudur: Muhakkak burada narkotiği çok iyi bilen, narkotikte çalışan, yıllardan beri bunu takip eden ve yeni gelecek personellerine de bu konuda bilgisini, tecrübesini, görgüsünü anlatabilecek arkadaşlarımız mevcut ama yenilerinin bu kadar çabuk ilave edilmesi, ilave olması ve sahada da bu kadar çok aslında olayla, konuyla, "case"yle karşılaşılması esas itibarıyla narkotik bünyesinin kendi içerisinde çok daha çabuk toparlanmasına sebebiyet verdi. Burada bir şey daha yapıldı, biraz sonra Narkotimlere geleceğim. Biliyorsunuz, narkotik kaçakçılık ve organize suçların başkanlığının altında bir birimdi. Şimdi biz bunu bu birimden ayırdık. Ve illerde de böyle esas itibarıyla görev icra ediyordu, şimdi illerde ve belirtilen birtakım ilçelerde, değerlendirilen ilçelerde ama illerin tamamında... Şu anda İbrahim Bey burada, ne kadara vardık illerde?

EMNİYET GENEL MÜDÜRLÜĞÜ NARKOTİK SUÇLARLA MÜCADELE DAİRE BAŞKANI İBRAHİM HAKKI SEYDİOĞULLARI - 81 ilin örgütlenmesi mevcut, 71 il de...

İÇİŞLERİ BAKANI SÜLEYMAN SOYLU (Trabzon) - Yani 81 il örgütlenmemiz mevcut. Biz buna beş ay önce karar verdik, belki de beş ay bile değil, dört ay önce karar verdik ama bu konuda hemen örgütlenmemizi tamamladık, 71'ini de ayırdık. Bu şu: Buraya daha iyi konsantre olabilmek ve bu bilgilerle beraber çok daha iyi adımlar atabilmek. Bu, istihbarat birimleriyle, kaçakçılık ve organize suçlar birimleriyle ve diğer asayiş birimleriyle ayrılacağız anlamına gelmiyor. Bütün bilgileri ortak bir havuzda değerlendiriyoruz ve kullanıyoruz, birbirimizden istifade ediyoruz ama bu konsantrasyonu narkotik kendi başarısıyla beraber ve kendi özgün yöntemleriyle beraber devam ettirmeye çalışmaktadır.

Tabii, bu yeni alınan personelimizi yoğun bir eğitim sürecine de tabi tuttuğumuzu ifade etmem gerekir. Arama teknikleri, istihbarat analizi eğitimi, uyuşturucu maddeler hakkında bilgiler, bunların tanımlanmaları gibi daha birçok konuda eğitimler düzenlenmiş ve detayları da esas itibarıyla burada, 31'inci slaytta çok net bir şekilde görülmektedir.

Slayt 32'de uyuşturucu aramalarında en önemli yardımcılarımız hiç kuşkusuz dedektör köpeklerdir. Ülke genelinde üretilip yetiştirilen uyuşturucu ve narkotik madde arama branşında toplam 286 dedektör köpek bulunmaktadır. Bunların 161'i Emniyet, 121'i de Jandarmadadır, 4'ü Sahil Güvenlik Komutanlığı bünyesinde bulunmaktadır.

Slayt 34'te ise... Uyuşturucuyla mücadelede en önem verdiğimiz projelerden bir tanesi ise görev köpeklerinin yakalamaları. Yani isterseniz o rakamları da vereyim, en azından herkesin hakkını kendisine teslim etmiş olalım. Esrarda yüzde 11,6 görev köpeklerinin yakalamalarında, eroinde yüzde 29,1 -2017 yılı itibarıyla söylüyorum- afyon sakızında yüzde 63, kokainde yüzde 12, bonzaide yüzde 5, metamfetaminde yüzde 13, yemen otunda yüzde 98,3. Toplam ortalama yüzde 14,8'i de biz görev köpekleriyle beraber yakalamış durumdayız bu 2017 yılı içerisinde. Farklı bir rakam olsun, elinizde bulunsun diye arz etmeye çalıştım.

En önem verdiğimiz projelerden birisi de, bahsettim, Narkotimdir. Bu da yoğunlaşmaya yönelik aslında bir projedir. 11 Aralık 2014 tarihinde 11 pilot ilde hayata geçirilmiş olup hâlen 50 ilde faaliyetlerine devam etmektedir. Projenin başlangıcından itibaren 43.123 operasyon gerçekleştirildi, 76.170 sokak satıcısı yakalandı. Arkadaşlar, bu rakam öyle az bir rakam değil, 76.170 sokak satıcısı yani bir sektörden bahsediyoruz ve 25.342 şahsın da tutuklanmasını Narkotimler sağlamıştır.

Ayrıca, Jandarma Genel Komutanlığımızda benzer bir projeyle 29 il bünyesinde 33 adet uyuşturucuyla mücadele analiz ve takip atak timi görev yapmaktadır.

Ve slayt 35: Uyuşturucu ticareti ve kullanımının önüne geçilmesi amacıyla 14.811 metruk bina tespit edilmiş, bunların 6.902'si yıkılmış, 762 okula güvenlik kamera sistemi kurulacak ve Kent Güvenlik Yönetim Sistemi'ne entegre edilecektir. Yani bu da yeni oluşturduğumuz bir proje. Öncelikle okullar yaptık -762- Millî Eğitim Bakanlığıyla anlaştık ve bunların ihale süreçlerini tamamladık. Şimdi bu süreçler bitmek üzere. İnşallah okulların etrafında hem -biraz sonra söyleyeceğim- sürekli uygulamalar gerçekleştiriyoruz ama onun ötesinde okulları bir sistemle, okulların etrafını bir sistemle Emniyete bağlıyoruz ve sürekli onların da özellikle uyuşturucu ve diğer zararlı alışkanlıklardan yoksun bırakılması için biz çabayı ortaya koymaya çalışıyoruz. Ayrıca, hâlen de bin okulda -bu da bizim İçişleri Bakanlığı olarak ayrı bir projemiz- valilerimizle tespit ettiğimiz bin okulda bu projelerin tamamlanması ve bu entegrasyonun tamamlanması için görevlendirmiş bulunmaktayız.

Slayt 36: Yine, üzerinde çok durduğumuz bir proje, TUYGUN Projesi'dir. Bu projeyle uzaktan algılama ve görüntü analiz yeteneği kazandırılarak mayın, EYP, hedef bitkiler ve ekim alanları, sığınak/mağaraların tespiti hedeflenmektedir. 2017 yılında Diyarbakır'da sistemi test ettik ve ortalama 20 bin fitten yapılan uçuşlarda toplam 1.490 kilometrekare kameralarla tarandı. Yapılan analiz neticesinde belirlenen 13 koordinattan 10'unda kenevir olduğu tespit edildi.

(Video gösterimi yapıldı)

İÇİŞLERİ BAKANI SÜLEYMAN SOYLU (Trabzon) - Bu noktada daha birçok nokta atışlı projemiz mevcuttur.

Zırhlı Sokak Aydınlatması Projesi, Narkomobil Projesi, farkındalığı ve uyuşturucuyla mücadele bilincini artırmak için Narkotır, Narkorehber, Narkolog, Narkoafiş, Narkoslogan, Narkonet projeleri bunlardan sadece birkaçıdır. Narkomobilde WhatsApp üzerinden ihbar topluyoruz. Hâlen 45 ilde, -kendi içimizde bir proje bu- aktif olarak faaliyet göstermekte olup toplam ihbar sayısı 5.771'e ulaştı. Bunu aslında bir-iki ilden başlattık, sonra da bunu, bu ihbarı diğer illere yayarak da artırıyoruz, etkisini de görüyoruz.

Narkotır Projesi'nde 167.180, Narkorehber Projesi'nde ise 81 ilde 95.873 kişi bu eğitimlerden yararlanmıştır. Ayrıca, sivil toplumu da işin içine sokmak gerekliliğinden hareketle madde bağımlılığıyla mücadele eden derneklerimize destek oluyoruz. Orada da İçişleri Bakanlığımız Dernekler Dairesinin birtakım katkıları var. Onların katkıları daha fazla ama bu konuya katkı sunmak isteyenlere de, proje hazırlayanlara da burada proje veriyoruz sahayı da hareketlendirmek için.

Yine, slayt 41'de... Uyuşturucuyla mücadele birbirinden çok farklı kurumların iş birliğini gerektirdiği için bunu temin etmek üzere illerde uyuşturucuyla mücadele koordinasyon kurulları oluşturuldu. Bu kurullarda özellikle uyuşturucuyla mücadele politika belgesindeki maddelerin hayata geçirilmesi için kararlar alınmakta ve uygulamalar takip edilmektedir.

42'nci slayt: Tabii ki kimya sürekli gelişmektedir. Dolayısıyla uyuşturucu maddelerinin her gün bir yenisi üretilebiliyor. Bu gelişimi anlık izlemek için erken uyarı sistemini hayata geçirdik. Bu sistem, yasal, kontrol altına alınmış olan uyuşturucu ve uyarıcı maddelerin dışında bu maddelere benzer etkiler gösteren ancak herhangi bir yasal kısıtlılığı olmayan yeni maddelerin kayıt altına alınması için kurulmuş bir sistemdir. Burada da çok net bir şekilde de belirlenmektedir. 2008 yılından bugüne toplam 706 yeni nesil uyuşturucu madde ilgili kanun hükümlerine dâhil edilmiştir. Yani sadece mevcut maddelerle değil, madde çeşitliliğiyle de mücadele eden bir anlayışı sürekli geliştirmeye çalışıyoruz.

43'üncü slayt: Uyuşturucu yakalamalarının en önemli faaliyetlerinden birisi de yol kontrolleridir. Yol kontrol ve arama faaliyetlerine 2.719 farklı noktada 24.500 personelle aralıksız devam edilmektedir. Yani asayiş ve terörde yapmış olduğumuz kontroller aslında uyuşturucuyla mücadeleye de ciddi şekilde bir katkı sunmaktadır. 2017 yılında 44,4 milyon araç ve 93,4 milyon kişi kontrol edilmiş, 587.769 araç ve 194.213 kişi hakkında işlem yapılmıştır.

Slayt 44: Arama ve yakalama faaliyetlerine yardımcı olması için Emniyet ve jandarma bölgeleriyle ilgili bir de Plaka Tanıma Sistemi'ne girdik. Şimdi, bizim bu sistemimiz çalışıyor. Zannediyorum 2017 yılının başındaydı, biz bu sistemi işleme sokacağız diye hedefimiz vardı, Allah'ımıza şükürler olsun 2017'nin zannediyorum Temmuz veya Ağustos ayında biz bu sistemi işleme soktuk. Yani Plaka Tanıma Sistemi, Kent Güvenlik Yönetim Sistemi, PolNet, akaryakıt istasyonları, okul kameraları, alışveriş merkezleri ve orada bulunan tüm sistemi, hatta otobanlar yani bu sistemin içerisindeki her yeri elektronik olarak takip edebilme kabiliyetine sahibiz. Burada suçlu arabalar varsa, suçlu yapı bir alışveriş merkezine girecekse oranın Plaka Tanıma Sistemi anında "PolNet" dediğimiz polis sistemini, jandarma sistemini uyarmakta, bunlar birbirini uyarmakta ve gerekli tüm tedbirler alınmaktadır. Otobanda bir araç giriş yapmış ve bu araç suçlu bir araçsa, aranan bir araçsa, çift plaka, ikiz plakalı bir araçsa hemen bunun tespiti çok net bir şekilde yapılıp ana sistemimize anında bildirilmektedir. Yani bu bizi birçok beladan ve musibetten kurtarmış bir sistemdir. Aynen okul kameraları da bu sisteme aynı şekilde...

Akaryakıt istasyonları, bir çalıntı araç, takip ettiğimiz analizimize takılmış bir araç eğer bir akaryakıt istasyonundan benzin alıyorsa, akaryakıt istasyonunda pompacı girdiği andan itibaren biliniz ki o bizim kontrolümüz altındadır. Yani bu konuda sadece bunu böyle sağlayan, sadece takip eden kameraları yapan değil bunun üzerinden analiz programlarıyla beraber... Birçok analiz programımız var, çok akıllı programlarımız var ve bu akıllı programlar üzerinden de mümkün olduğu ölçüler içerisinde bunu takip etmeye çalıştığımızı ifade etmek istiyorum. Dünya da bunu böyle yapıyor zaten yani sistemlerini birbirine entegre etmeye çalışıyor.

Ayrıca, buna ek bir iş daha yaptık. Gezici mobil plaka tanıma sistemleri kurduk. Yani normalde trafikte geziyor ve bunlarla ilgili adımları atmaya çalışıyor.

Yine, özellikle doğu ve güneydoğudaki 22 kritik ilde... Şöyle bir şey vardı: Bundan bir-bir buçuk yıl önce bir planlama yapılmıştı, batı illeri içindir -Esas itibarıyla Kent Güvenlik Yönetim Sistemi- biz batı illerdeki ihaleleri iptal ettik, doğu ve güneydoğu illerine aldık bütün ihaleleri ve 22 ilde doğu ve güneydoğuda Kent Güvenlik Yönetim Sistemi'mizi tamamladık. Ötekilerini de hemen onun arkasına koymuş olduk. Çünkü özellikle uyuşturucu rotaları ve bu rotalar üzerinden yani yurt içi uyuşturucu rotalarını ancak böyle takip edebilme konusunda bir irademiz söz konusuydu, bu irademiz de tamamlanmış oldu. Yine, proje tamamlandığında 22.548 noktada 76.114 kamerayla sistem faaliyete geçecektir.

Slayt 45'te... Bir diğer tedbir olarak da ülke genelinde 7 narkotik, 53 genel asayiş, 7 trafik, 4 kaçakçılık uygulaması olmak üzere toplamda 71 huzur uygulaması yapıldı bugüne kadar ve bu kısa süre içerisinde. Bir diğer mücadele alanımız da farkındalık çalışmalarıdır. Bu kapsamda vatani görevini yapan askerlere, il/ilçe asayiş toplantılarında vali ve kaymakamlıklarımızca düzenli olarak yapılan vatandaş buluşmaları...

Bakınız, Sayın Cumhurbaşkanımızın örneğidir, muhtarlarla toplantı yapıyordu. Biz de tüm muhtarlarla valilerimizi ve kaymakamlarımızı yerelde toplantı yapmak konusunda bir periyoda tabi tuttuk. Bu şu oluyor: Yereldeki problemlerle yüz yüze geliyorsunuz. Sadece bu toplantılar değil, aynı zamanda asayiş toplantıları, ekonomik toplantılar ve özellikle okul ve eğitim toplantıları. Yani bu konudaki adımları sürekli olarak sahada yapmaya çalıştık ve burada sahadan kendimizi kontrol etmeyi de esas itibarıyla ana bir felsefe olarak nitelendirdik.

Slayt 48: Son yıllarda uluslararası kuruluşlar tarafından çıkarılan uyuşturucu ve terör raporlarında terör ve uyuşturucu ticareti arasındaki finans bağlantıları açıkça ortaya konulmaktadır. Ülkemizde yürütülen terör operasyonlarında PKK/KCK/PYD-YPG, DEAŞ, FETÖ/PDY, DHKP-C gibi terör örgütlerinin faaliyetlerini finanse etmek amacıyla uyuşturucu kaçakçılığı yaptığı açıkça anlaşılmaktadır. Özellikle PKK/KCK terör örgütü uyuşturucu madde ticaretinin her alanında, aşamasında faaliyet göstermektedir ve yılda yaklaşık olarak -biraz önce de ifade ettim- 1,5 milyar dolarlık gelir elde etmektedir.

Diyarbakır kırsalında PKK/KCK terör örgütünün yasa dışı kenevir ekim alanlarını tespit ederek imha etmek amacıyla 2016 yılında 20, 2017 yılında 48 operasyon yapılmıştır. Slaytta diğer bilgiler de var.

2016-2018 yıllarında narkoterör operasyonunda ele geçirilen uyuşturucu maddeler. Burada görüyorsunuz, 168 ton esrar, 252 kilo kokain ve 79 milyon 144 bin 997 kök kenevir. Bunlar PKK/KCK yani narkoterör operasyonlarında ele geçirilmiştir.

Slayt 53'te ise... Ülke genelinde yapılan çalışmalarla 2016 yılına göre 2017'de operasyon sayısında -şimdi buraya dikkatinizi çekmek istiyorum- şu ana kadar neler yapmaya çalıştık, nasıl bir konsantrasyon oluşturmaya çalıştık, nasıl bir iklim belirlemeye çalıştık ve aslında 15 Temmuzdan itibaren, -bir de ona 17-25 Aralığı almak lazım- 17-25 Aralık döneminden sonra güvenlik kuvvetlerimizdeki azalmaya rağmen nasıl bir mücadele ortaya koyduk ve sonuçta nereye geldik; esas itibarıyla burada hangi politika belgelerini oluşturduk, hangi tedbirleri aldık, sahaya kendimizi nasıl anlatmaya çalıştık, hangi kanunları tahkim ederek, hangi yönetmelikleri tahkim ederek bunu yapmaya çalıştık. Esas itibarıyla iş sonucuyla ölçülür. Burada, operasyon, 2016 yılında 86 bin, 2017 yılında 118 bin, gözaltı sayısı 130 bin, 2017 yılında 166.986. Yine, aylar itibarıyla buradaki artışları ve uyuşturucunun gözaltına alınma durumunu bir şekilde ifade etmek isterim.

Yine, bir sonraki slayta geçelim. Şimdi, burada da uyuşturucuyla mücadelede, özellikle arzla mücadelede nasıl bir adım attığımızı göstermek isterim. Yani burada esrar 129.599'dan 173.386'ya, yüzde 34'lük bir artış... Ki esrardaki artışın düşük olmasının temel sebeplerinden bir tanesi de şudur, biraz önce söyledim: Bizim ana ekim alanlarına, üretim alanlarına ciddi bir şekilde basmamız ve onların artık üretilecekleri alanlarda yerlerine buğday üretilmesinin teminidir. Esas biz burada eroin yakalamada İran'ın üzerine geçmeye çalışıyoruz. Yani biz İran'daki her yakalamayı takip ediyoruz çünkü Afganistan-İran-Türkiye rotası ve diğer rota üzerinden gidiyor ve burada çok net bir şekilde yüzde 168 bir artışı net görüyoruz. Yani 14 bin, neredeyse 15 bin kilogramlık bir artışa doğru geldi. 2016'daki 5.599'u sadece, ifade etmek isterim ki, Van ilimiz yakaladı. Ve yine biraz sonra rakamlar gelecek, 2016'daki yakalamamıza 2017'nin neredeyse ilk üç ayında ulaştık. Yani tempomuz düşmüyor, tam tersi arzla mücadele konusunda tempomuz olağanüstü derecede yükselmektedir. Yine, afyonda yüzde 51 artış, yine sentetik kannabinoidde yani bonzaide yüzde 131 bir artış söz konusu olmuş; 381'den 880'e çıkmış. Yine, metamfetaminde 177'den 685 civarına, yüzde 287'lik bir artış söz konusu olmuş. Bunlar kilogram ve yine esas itibarıyla patlama uyuşturucu hap Captagon, Ecstasy ve diğer sentetik eczalar. Bu da 11 milyon, ki, bu ucuzladıkça ulaşımı artıyor. Yani bizim bunlara olan baskımızın çok daha yoğunlaşması lazım geldiği için buralara atıyoruz. Uyuşturucu yakalamalarının yüzde 86,2'si Emniyet ve jandarmada, yüzde 13,2'si ise hudut kapılarında, yüzde 0,6 ise Kara Kuvvetlerindedir.

Şimdi, şunu söyleyeyim. Huzurunuzda Gümrük Bakanımıza da çok teşekkür ediyorum. Biz, gümrük kapılarının -yeni bir çalışma başlattık- hemen dışına da arama istasyonu kurduk yani uyuşturucuya yönelik arama istasyonu. Yani hattı her yerde sıkıştırmaya gücümüz yettiğinde çalışıyoruz. Dönem kıyaslaması yapmak istersek özellikle ülke genelinde yapılan çalışmalarla 2016 yılına göre 2018'in ilk üç ayında... Burada 2016, 2017 ve 2018'i göreceksiniz. Yani bizim 2016'dan 2017'ye ciddi bir yükseliş oldu, bu doğru ama 2018'e nasıl başladık, gevşedik mi, yoksa bu mücadelemiz devam mı ediyor? Özellikle bu Afganistan'da afyonun üretimi bizi ürküttü ve biz bunu tüm güvenlik birimlerimizle, valilerimizle, mücadele birimlerimizle paylaştık. Yani kendimize ait bir hedef koyduk ve bu hedefi yakalamamız lazım geldiğini ortaya bir şekilde değerlendirdik.

Uyuşturucu, dikkat ederseniz, operasyon sayısı 2016'da 22 bin, 2017'de 25 bin, 2018'in ilk üç ayında 37 bin. Gözaltı sayısı; 35 bin, 37 bin ve 51.500. Yani artışı çok net bir şekilde şurada görebiliyoruz ve 2018'in ilk üç ayında operasyon sayısında yüzde 63, gözaltı sayısında ise yüzde 45 artış meydana gelmiştir.

Bir sonraki, 56, 57 ve 58'inci slaytlarda esas itibarıyla bizim bu konudaki üç aylık yakalamalarımızı göreceksiniz. Orada da esrarda 2016'da 14 binden 45 bine, 2017'de ilk üç ayda esrarda, yine söylediğim gibi, sahada üretimine... Aynı zamanda başka bir şey daha vardı, esrarı depolayıp, depoladıktan sonra nakliyatını sağlıyorlardı. Baskımız ve yol kontrollerimiz aslında bunu da ciddi bir şekilde engelledi. Eroin 2.304, geçen sene 1.750 ilk üç ay, bu sene 4.696. Yani 2016'nın tamamına neredeyse burada yaklaştık. Zannediyorum bu bilgilerde gümrük ve Kara Kuvvetlerinde yapılan sınırdaki yakalamalar söz konusu değildir. O da olduğu zaman, 2016'nın ilk üç ayında gümrük geldiği zaman oranın üzerine koyarsanız biz orada bir yılda yakaladığımızı buradaki ilk üç ayda şu anda yakalamış oluyoruz.

Yine, sentetik kannabinoid ve bonzai... Burada da ciddi bir artış söz konusudur. Burada 51'den, dikkat ederseniz, neredeyse 4,5 kata yani 225'e yükselen çok ciddi bir süreç söz konusu olmuştur. Metamfetaminde yüzde 438 bir artış -demin yüzde 341'di- ve yine uyuşturucu hapta yüzde 201 artış, 1 milyon 436 binden 4 milyon 323 bine. Tabii, ilk üç ayda Captagon'da hakikaten çok yüksek bir artış söz konusu 2017'de. Yine kenevirde dediğim gibi bir azalma şu anda söz konusu olarak gözükmektedir.

Yine, 2016, 2017 ve 2018 ele geçirmelerinde, ilk üç ay ele geçirmelerinde tablo net bir şekilde ortada durmaktadır. Yani yükselenler, düşenler ve bu konuda ne noktada olduğumuzu objektif bir şekilde sizinle paylaşmak için...

Zannediyorum, buraya tutuklamaları koymadınız. Tutuklamaları verirseniz tutuklama rakamları üzerinden de özellikle Adalet Bakanlığımıza teşekkür etmek istiyorum. Çünkü tutuklamada... Şu anda, kanaatim odur ki cezaevlerinde uyuşturucudan tutuklu 50 binin üzerinde insan var. Yani biliyorsunuz, 35 bin civarında FETÖ'den var, 50 bin civarında terör örgütlerinden var, bir 50 bin de uyuşturucudan tutuklu insan var. Yani...

İLHAN CİHANER (İstanbul) - Ticaret mi, kullanıcılar mı?

İÇİŞLERİ BAKANI SÜLEYMAN SOYLU (Trabzon) - Kullanıcı ve ticaret, ikisi bir arada. Bu rakam düşük bir rakam değildir. Yani keşke buraya koysalardı da size yansılarla gösterebilme imkânına sahip olabilseydim. Tutuklama oranımız ciddi bir şekilde artmıştır ve bu esas itibarıyla caydırıcıdır. Yani bu tutuklama oranında da Adalet Bakanlığının ortaya koymuş olduğu bu konudaki topyekûn mücadeleye net bir şekilde katkı olarak değerlendirilmektedir.

Tutuklama, 2017'de, ilk üç ayda 2.586'ydı, şu anda ilk üç ayın sonunda 5.710. Yani uyuşturucuyla olağanüstü bir mücadele veriliyor ve topyekûn bir mücadele veriliyor. Üç ayda tutuklanan, uyuşturucuyla ilgili suç işleyenlerin toplam sayısı 5.710. Yani bu çok önemli bir karar ve bu konuda devletin, bu konudaki görevlilerin, bu konuda milletin... Milletin de ciddi bir şekilde talebi, baskısı ve yönlendirmesi söz konusu. Ortaya çıkan bir rakam olarak ifade etmek isterim.

Yine, Bakanlığımız tarafından yayımlanan Uyuşturucuyla Mücadele Uygulama Politika Belgesi kapsamında önümüzdeki süreçte de tedbirlerimiz ve çalışmalarımız artarak devam edecektir. Projelerin yaygınlaştırılarak proje havuzu oluşturulması, illerde tespit edilen riskli alanların denetimleri ve sokak satıcılarına yönelik uygulamalar, narkoterör çalışmalarına ağırlık verilmesi, öncelikle kritik 15 il olmak üzere tüm illerin risk haritalarının oluşturulması, Ege ve Akdeniz sahil güvenlik komutanlıklarının imkânlarının artırılması, havayolu ve kargoyla uyuşturucu sevkiyatının -ki bu konu da bizim açımızdan çok önemlidir yani kargo en önemli uyuşturucu sevkiyat alanı hâline geldi- önlenmesine yönelik çalışmalar yapılması, bu tedbirlerden sadece birkaçıdır. Uzun liste elbette ki slaytlarımızda mevcuttur.

Uyuşturucu arzıyla mücadelede kendi sınırlarımızdaki mücadele esas olmak üzere rota ülkelerle de sıkı iş birliğini sağlayabilmek önemli sonuçlar oluşturacaktır.

Şimdi, ben bir buçuk yıldır falan bakanlık yapıyorum. Benim geldiğim nokta şu: İçeride mücadeleyi artırabilirsiniz ama esas itibarıyla içerideki mücadele kadar ana hatların geçiş güzergâhlarındaki mücadeleyi de ortak bir anlayışla artırmak zorundasınız. Yani rota ülkelerle içeride ortaya koyduğunuz koordinasyon gibi bir koordinasyon kuramazsanız ve bunu gerçekleştiremezseniz bu konuda sonuca ulaşmakta ve esas itibarıyla bu engellemelerin sonucunu bir şekilde halkınıza yansıtmakta zorlanabilirsiniz.

Arkadaşlar, bir sokak satıcısı 8-9 bin lira kazanıyor mu ayda? Bu bir gelir yani. En nihayetindekini söylüyorum. Şimdi, bu bizim için bir mesele. Bunun her zaman kendi adına bir talebi olabilir. Bir taraftan bunu sınırda kesmek, sınıra gelmeden kesmek, kaynağında kesmek, yerinde kesmek durumundayız. Biz şimdi Zeytin Dalı Operasyonu yaptık. Biliniz ki oradan gayrimeşru olarak bu taraflara akabilecek -hatta Suudi Arabistan'a da ciddi bir katkımız oldu- Suudi Arabistan tarafına gidebilecek sentetik uyuşturucuların önemli şekilde önünü kesmiş olduk. Nerede? Sahada bir mücadele ortaya koyarak, sahada gerekli tedbiri alarak.

Onun için, en önemli meselelerden bir tanesi, söz konusu ülkelerle bir araya gelmektir. Ben yurt dışı seyahatini çok seven biri değilim ama sırf bu yüzden yakın ülkelerimize ziyaretler yapıp, bu konudaki ortak iş birliğimizi artırmak, ilgili dairelerimizin ortak iş birliğini artırabilmek için yarım günlük, günübirlik seyahatler yapıp Türkiye'ye tekrar geri dönmeye çalışıyoruz çünkü bunun önemi çok büyüktür. Ve orada, inşallah mayıs ayında arkadaşlarımız, Dış İlişkiler Başkanlığımız, Narkotik, KİHBİ, hepsi hazırlıyorlar. Bu yakın ülkelerimizle, rota ülkelerimizle İstanbul'da inşallah ortak toplantı ve tedbirler dizisini öne alacak bir değerlendirme yapılacak. Birisi teknik olacak, birisi de siyasi bir çalışma olacak.

Uyuşturucuyla mücadelede görev alan birimlerimizin alanında yaptığı başarılı operasyonlar ve artan baskı neticesinde bir problemimiz daha çıktı. Onu da Sağlık Bakanlığıyla görüşüyoruz, iş birliği hâlindeyiz. Beyaz, yeşil reçeteli sentetik ecza kullanımının arttığı değerlendirilmektedir. Yani burada rakamlar da var. Bu konu, eczaneler başta olmak üzere Sağlık Bakanlığıyla eş güdümlü olarak Bakanlığımızca takip edilmektedir. Düzenli ve sağlıklı veri toplama sistemi kurulmaktadır ve bu da bizim için, anlık olarak nasıl sahayı takip ediyoruz, bu meseleleri takip etmemiz açısından da büyük bir önem arz etmektedir.

BAŞKAN - Beyaz, kırmızı mı?

İÇİŞLERİ BAKANI SÜLEYMAN SOYLU (Trabzon) - Beyaz-yeşil değil mi?

EMNİYET GENEL MÜDÜRLÜĞÜ NARKOTİK SUÇLARLA MÜCADELE DAİRE BAŞKANI İBRAHİM HAKKI SEYDİOĞULLARI - Çok cüzi, kırmızı suistimalleri var.

İÇİŞLERİ BAKANI SÜLEYMAN SOYLU (Trabzon) - Çok cüzi, kırmızı.

LÜTFİYE İLKSEN CERİTOĞLU KURT (Çorum) - Beyazda da var.

İÇİŞLERİ BAKANI SÜLEYMAN SOYLU (Trabzon) - Tabii. Burada ciddi bir şekilde artış var. Rakamlar var sizde. Rakamları söyler misiniz?

EMNİYET GENEL MÜDÜRLÜĞÜ NARKOTİK SUÇLARLA MÜCADELE DAİRE BAŞKANI İBRAHİM HAKKI SEYDİOĞULLARI - Efendim, özellikle beyaz reçeteli kullanılan bazı haplarda ki sara hastalarının yoğun şekilde kullandığı Lyrica, Gerica gibi hapların suistimaliyle karşılaşıyoruz sokaklarımızda. Bu yılın ilk üç ayında 55 ilimize çıktı. Geçen yıl aynı dönemde 35 ilimizde vardı sorun. Bu yıl 55 ilimize çıktı ve yüzde 300'lük bir suistimalle karşılaştık. Sağlık Bakanlığıyla koordine hâlinde çözüm getirmeye çalışıyoruz.

İÇİŞLERİ BAKANI SÜLEYMAN SOYLU (Trabzon) - Evet, çok teşekkür ediyoruz. Sağlık Bakanlığı ve Adalet Bakanlığıyla bu konuları eş güdüm içerisinde yürütmeye çalışıyoruz.

Ben özellikle tekrar sizlere çok teşekkür ediyorum. Böyle bir fırsat ve imkân oldu. Dönem dönem biz kendi içimizde bunları değerlendiriyoruz, kendi ölçümlerimizi yapmaya gayret gösteriyoruz, çalışıyoruz ama en önemlilerinden bir tanesi... Tabii, hem demokrasimizin ana merkezi olan hem de millî irademizin de tecelligâhı olan Türkiye Büyük Millet Meclisinde böyle bir önemli çalışmanın içerisine katkı koymak bizim için de ayrı bir onurdur ve hatta görevdir.

Şunu ifade etmek isterim: Bu konuyla ilgili arkadaşlarımızın gayreti çok önemli bir noktaya çıkacaktır. Gece gündüz, özellikle arzın kesilmesi noktasında büyük bir mücadele veriliyor ve her yakalama, Bakanlığımızın en üst noktasından, bu konuda görev alan bir polis memurumuza, karakol amirimize kadar herkesi heyecanlandırmaktadır. Tek tek takip ediyoruz, tek tek bakıyoruz ve bu konuda arkadaşlarımızı gönüllendiriyoruz. İşte, en son geçen gün Maçka'da ihbar edilen bir uyuşturucu arabasını takip etmek durumunda kalan iki polis memurumuz Hakk'ın rahmetine kavuşmuştur. Yani büyük bir mücadele ortaya koyuyorlar.

Özellikle bunu da altını çizerek söylemek isterim: Türkiye bir uyuşturucu sağanağıyla karşı karşıyadır. Yani Batı'dan kimyasal, Doğu'dan da doğal, tabii uyuşturucu... Batı'dan gelen kimyasalların bilinçli bir şekilde olduğunu, Doğu'daki kimyasal uyuşturucu rotasının da Batı'dan kaynaklandığını açık yüreklilikle burada söylemek durumundayım. Yani Afganistan uyuşturucu ve diğer yol rotasının kimlerin elinde olduğu bütün dünyaca bilinmektedir. Onun için, iş açık ve nettir.

Terör sadece eline kalaşnikofu alıp evlatlarımızı şehit etmemektedir, terör aynı zamanda uyuşturucu üzerinden de gelecek nesillerimize yönelik çok önemli saldırılar gerçekleştirmektedir. Burada güvenlik güçlerimizin ortaya koymuş olduğu mücadele kadar sivil toplum örgütlerimizin; eğitim, sağlık, adalet, tüm camialarımızın ortaya koymuş olduğu mücadele de bir o kadar önemlidir ve bu topyekûn mücadele bugün büyük bir farkındalıkla yapılmaktadır. Bir muhtarın hassasiyeti, belki o mahalledeki 50 tane, 60 tane gencin hayatını kurtaracaktır, onların gelecek nesillerinin hayatını kurtaracaktır. Bir belediye meclisi üyesinin, bir belediye başkanının hassasiyeti keza aynıdır. Yani var olan görevlerimizin dışında bir de insanlık görevi diye bir görevimiz söz konusudur. Bu görevi yapmak durumundayız.

Onun için, bu konuda, 2018, Sayın Cumhurbaşkanımızın da liderliğinde bir seferberlik yılıdır bu açıdan. Tüm güvenlik kuvvetlerimiz bu seferberliği büyük bir mücadeleyle ortaya koymaktadır. Vatandaşımız çok yardımcı olmaktadır. Gerek bilgilendirmeleriyle... Yani bunu şurada söyleyeyim: İhbar etmenin bir ayıbı yok. Ancak ihbar edilebilirse çok çeşitli kanallara biz ulaşabiliriz. Aksi takdirde kendi yaptığımız çalışmaların dışında ve kendi gördüğümüz çalışmaların dışında başka bir kanala ulaşabilme, analizlerimizin dışında ulaşabilme imkânımız olmaz. Ama bu konuda vatandaşımızın da hassasiyetinin en üst noktada olmasından güç alarak, cesaret alarak emniyet birimlerimizle girecekleri her temasın sonucu olacağını düşünüyorum.

Şöyle durumlar var idi biraz personel yokluğumuzdan: "Bizim işimiz ayrı, biz buna bakmayalım." Tüm emniyet birimlerimiz ve tüm Jandarma birimlerimiz uyuşturucu meselesi olduğu zaman kendini bununla mücadelede görevli görmektedir karakolundan ekiplerine kadar, asayişinden terörüne kadar. Bu açıdan yüksek bir konsantrasyonumuz olduğunu ifade etmek istiyorum.

Bu konuyu başaracağımızdan emin olmanızı isterim, en azından bize düşen kısmını başaracağımızdan emin olmanızı isterim. Proje ve operasyonlarımızla daha büyük yakalamaların, daha önemli yakalamaların müjdesini milletimize vereceğiz. Hem bu yakalamalarımızın oranını artıracağız...

Son bir şey söylemek isterim. Özellikle arkadaşlarım son on beş yirmi günde şöyle bir kanaate vardılar: Eskiden 200, 250 kilo, 100 kilo, 150 kilo eroin yakalamaları varken veya hap yakalamalarında daha yüksek oranlar varken bu konuda ortaya koyduğumuz baskı bunları oldukça aşağı seviyelere çekti. Bu, esas itibarıyla, bizim ortaya koyduğumuz sürecin bir sonucudur. İnşallah buradan çok önemli değerlendirmeler, toplam fotoğrafı ortaya koyacak değerlendirmeler çıkacak, biz de bundan istifade edeceğiz.

Tekrar, böyle bir imkânı verdiğiniz için teşekkür ederim.