| Komisyon Adı | : | KADIN ERKEK FIRSAT EŞİTLİĞİ KOMİSYONU |
| Konu | : | Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Ahmet Eşref Fakıbaba'nın, Bakanlığın vizyonu, misyonu ile kırsal alanda kadının güçlendirilmesi ve kırsalda kadın girişimciliğinin desteklenmesi hakkında sunumu |
| Dönemi | : | 26 |
| Yasama Yılı | : | 3 |
| Tarih | : | 05 .04.2018 |
GIDA, TARIM VE HAYVANCILIK BAKANI AHMET EŞREF FAKIBABA (Şanlıurfa) - Çok teşekkür ederim.
Şimdi, tabii, esasında bizim bütün amacımız, sadece kadınlar değil, Türkiye'de yaşayan herkesin sosyal güvencesine kavuşmasıdır. Ama Bakanlık olarak bana sorduğunuzda, mesela bu 300 koyun olayı -inşallah en kısa zamanda başlayacak, biz şeylerimizi yaptık Ziraat Bankasıyla- bizim orada asgari ücretten tutun, ilaç paralarından tutun, sosyal güvence sigorta ücretleri de 300 Koyun Projesi'nin içerisinde vardır. Yani köyde yaşayan, şehirde yaşayan herkesin mutlaka bir sosyal güvencesi olması tarafındayız ve bunu bir başlangıç olarak görüyoruz. Bunun biz üreticilere karşı -tahmin ederim takdir edersiniz, ben ona inanıyorum- özellikle üreticilerin sosyal güvenceye kavuşmasında önemli bir adım olduğunu görüyoruz, bu bunun için başlatılmış bir olaydır.
İkinci olarak da takip sistemi... Takip sisteminde arkadaşlar notu veriyor, yani hakikaten takip ediyoruz. Çünkü her gittiğim yerde "Beni Genç Çiftçi Projesi'ni veya eğitim almış, başka projeleri yapan en başarılı 3 tane yere bir götürün." diyorum, öyle yerlerle karşılaşıyorum ki bunların çoğunda kadınlara ya çok fazla vermişiz veya kadınlar çok başarılı, onu bilemiyorum. Mesela bir yere gittim, tam hatırlamıyorum ama gül bahçesi yapmış ve öyle çok güzel de para kazanıyor ki kocasını çalıştırıyor, çocuklarla beraber çalışıyor, evini yenilemiş, araba almışlar, çok samimi olarak söylüyorum. Yani burada takip sistemimiz var ama şunu sorabilirsiniz: Eğitim alan kadınların hepsi başarılı mıdır? Değil.
ELİF DOĞAN TÜRKMEN (Adana) - Bunu soruyorum, evet.
GIDA, TARIM VE HAYVANCILIK BAKANI AHMET EŞREF FAKIBABA (Şanlıurfa) - Değil. O, biraz da kişinin kendi elinde. Ben bir eski belediye başkanı olarak... 500 lira mikrokredi verdik, bunların içerisinde şu anda yanında 20-25 kişi çalıştıran kadın kardeşlerimiz olmasına rağmen, işin kolayına kaçıp sadece isot üretip yıllık kazanıp o parayla geçinmeye çalışan kadınlarımız da oldu. Bunların içerisinde çok başarılı olanlar da oldu, başarısız olanlar da oldu; biraz da o insanın kendi bağlı özellikler. Ama bu takip sistemimiz var ve arkadaşlar bunu takip ediyorlar.
Hazine arazileriyle ilgili olarak, bakın, arkadaşlar bu notu yazmışlar, ben o notu direkt okuyayım daha iyi olur. Tarım arazilerinin üretime kazandırılması ve sahiplendirilmesiyle ilgili 2014'te kanun çıkarıldı, şu anda ona göre davranılıyor. Kullanıcıların almaları durumunda ciddi indirimler ve taksitlendirmeler yapılıyor. Bakın, bu önemli.
ELİF DOĞAN TÜRKMEN (Adana) - Sayın Bakanım, rakamlar çok farklı. Bakın, ben size Ceyhan'ın bir köyünü örnek verdim. Yanı başındaki köyde hazine bin lira tespit ediyorsa o köye 4 bin lira tespit etmiş ve o insanları, şu an satın alanlar ile işletenleri bilebilmeniz mümkün, sistemde var çünkü ecrimisil ödüyorlar. Çoğu satın alamadı o arazilerini. Şu anda, mesela hafta sonu Yüreğir'in 8 köyüne gittim, en az 7'sinde "Var mı bir derdiniz?" dediğimde bu sorunu söylediler. Yani uygulama ne yazık ki sizin projelerinize ters. Siz ne diyorsunuz? "İnsanlar köyüne gitsin, yeniden köy nüfusu artsın." dediniz sunumunuzda. Gerçekten, Türkiye için çok önemli bir proje ama ne yazık ki uygulama köyünün yanındaki araziyi işleten çiftçiyi o araziden yoksun bırakan bir uygulama. Yani bu söylenilen, ne yazık ki köylüyü arazi sahibi etmek değil, ecrimisil yoluyla işlediği araziden de yoksun bıraktığı için işsiz güçsüz bıraktı; uygulama böyle, lütfen bunu araştırmanızı rica edeceğim.
GIDA, TARIM VE HAYVANCILIK BAKANI AHMET EŞREF FAKIBABA (Şanlıurfa) - Yani genelde her hafta sonu mutlaka farklı illere gidiyorum. Yani "Tapumuzu verin." diyen insanlarla çok karşılaşıyorum ama "Ben parayı ödeyemedim, beni tarlamdan çıkardılar." diyen insanların sayısı çok öyle şey değil.
ELİF DOĞAN TÜRKMEN (Adana) - Belki size ulaşamıyordur ama bize ulaşıyorlar.
GIDA, TARIM VE HAYVANCILIK BAKANI AHMET EŞREF FAKIBABA (Şanlıurfa) - Olabilir ama şöyle: Sayın Vekilim, tabii, bu tarla tapusunu şey yaparken bir komisyon var, komisyonda çeşitli örgütler var, vali var, maliyeciler var ve bu komisyon bir değer veriyor. Ha, fiyatlar yüksekse bunu tekrar sayın büyüklerimize arz ederiz. Ama hak vermeniz gerekir ki yani ecrimisille oturuyor, doğrudur, ben de kesinlikle o kardeşlerimin, onların hakkı olduğuna ve onların alması gerektiğine inanan bir kişiyim ama o, 81 milyonun hakkı olan... Yani orada sizin de hakkınız var. Yani ben sizin adınıza "Hadi bu bedava olsun." diyemem, sizin de dememeniz lazım. Onun için, burada vicdani, gerçekten samimi... Efendim, fiyat nedir? Bir başkasına 50 kuruşa satarken acaba ben bu arkadaşa 25 kuruşa nasıl verebilirim? Veya onun alabileceği fiyatlarla ve taksitlendirmelerle bunu çözmek lazım. Ama "Benim köyümde şu tarlamı ben alamadım, efendim, bir başkası geldi, aldı." diyen insanla karşılaşmadım.
ELİF DOĞAN TÜRKMEN (Adana) - Sayın Bakanım, Adana'ya gelin, birlikte gidelim oralara.
GIDA, TARIM VE HAYVANCILIK BAKANI AHMET EŞREF FAKIBABA (Şanlıurfa) - Ben geleceğim inşallah.
ELİF DOĞAN TÜRKMEN (Adana) - Birlikte gidelim, ben size göstereyim.
GIDA, TARIM VE HAYVANCILIK BAKANI AHMET EŞREF FAKIBABA (Şanlıurfa) - Tamam efendim.
ELİF DOĞAN TÜRKMEN (Adana) - Bir şeyi daha söyleyeceğim. Tabii ki 81 milyonun arazisi bunlar, şöyle bir şey var ama: Mesela elli yıldır o araziyi kullanan, işleten, imar ve ihya eden insanlar bunlar. İşte, taşını, toprağını, kayasını temizlemişler; tarla hâline getirmişler. Mesela bunlar alamadı mı, ihaleye giren üçüncü şahıslar da onlara söylenen fiyattan giriyorlar yani bu da bir haksızlık bakın.
GIDA, TARIM VE HAYVANCILIK BAKANI AHMET EŞREF FAKIBABA (Şanlıurfa) - Bakın, ben size şunu söyleyeyim: Tarım Bakanlığı olarak biz de devreye giriyoruz, özellikle Urfa'da iadeler olayını çok iyi biliyorsunuz. Adil bir şekilde yapılması ve sizin dediğinize yüzde 100 katılıyorum, kırk yıldan beri oturuyor, ağaç büyütmüş, emek vermiş falan etmiş, onun olması lazım ama bir taraftan da 1970'li yıllarda tarım reformundan dolayı adamın elinden arazisi... Farz edelim o sizsiniz, araziniz alınmış, diyorsunuz ki: "Bu, benim dedemden kaldı, babamdan kaldı, ben bunu alacağım." Biz de araya giriyoruz, diyoruz ki: "Yahu, kardeşim, bak, senin dedenden kaldı ama o adam da kırk yıldan beri burayı çalıştırıyor, işletiyor, buraya emek vermiş; aranızı bulalım." Yani bunlar öyle dışarıdan göründüğü gibi hemen kolay çözülecek olaylar da değil. Onun için, biz elimizden geldiği kadar hakkaniyetle bu olaya bakıyoruz ama o dediğiniz, ecrimisilli satış olaylarına biz bir daha bakalım, onun üzerinde komisyonlara şunu söylemek lazım: Mümkün olduğu kadar bu arkadaşların ödeyebileceği taksitlerle bunu satmak lazım. Ben size o konuda katılıyorum, ödeyebileceği taksitlerle bu arkadaşlara satmak lazım ve tapusunu alması lazım. Adam da bilsin ya, ben ecrimisille hayat boyu niye gideyim yani bu kadar emek vermişim. Parasını versin ve tapusunu alsın ama ödeyebileceği bir parayı istememiz lazım.