AKİF EKİCİ (Gaziantep) - Teşekkür ederim Başkan.

Sayın Bakan, değerli bürokrat arkadaşlarımız; verdiğiniz bilgiler için teşekkür ederiz. Çalışmalarınızı anlattınız, biz de izledik, dinledik ve memnuniyet duyduk; bunu öncelikle belirteyim.

Biz bu meseleyi bir parti meselesi, siyasi bir mesele olarak görmüyoruz; bu ulusal bir meseledir. Terörden daha önde, yaklaşık üç aydan beri -Sayın Başkanın da bahsettiği gibi- bu işin içerisine biraz daha derinlemesine girdik. Gezilerimizde, incelemelerimizde ve dinlemelerimizde duyduğumuz şeyler bizi zaman zaman ürküttü, zaman zaman tedirgin etti. Ama sizin de biraz önce söylediğiniz gibi...

Aslında sorulacak soruların hepsi soruldu. Ben bunlara ilaveten birkaç şey söylemek istiyorum. Sizin de biraz önce belirttiğiniz gibi bir araştırma yaptınız ve bu araştırmanın analizi safhasında oluyoruz. Bu da bir an önce biterse memnun olacağımızı belirtiriz. Yani biz komisyon raporumuzu yazmadan hazırlanırsa çok daha sağlıklı olur sonuç.

Toplumda söylentiler var, dedikodular var bu konuyla ilgili, 12 yaşa düştüğü, 12 yaşında çok sayıda çocuğun kullandığı gibi. Ben bunların çok sağlıklı ve yerinde olmadığı kanaatindeyim. Ama bu, ciddi şekilde toplumu tedirgin ediyor. Bu sizin yapmış olduğunuz çalışma ve analiz sonuçları ve bizim çıkaracağımız sonuçlar toplumu bu konuda biraz daha o endişeden ve tedirginlikten geri tutar gibi düşünceye hâkimim.

Tabii, eğitim çok önemli, bu işin esas noktası sizsiniz. Arz-talep dengesinde talebi kesme noktasında siz varsınız yani Millî Eğitim Bakanlığı var. Çünkü 12 yaş çok yaygın olmasa da var, yok değil ülkede. Buna yok demek de gözleri kapatmak olur, kafayı kuma gömmek olur ki öyle bir şey yok. Sayı 3'tür, 5'tir, azdır, çoktur filan şehirde azdır filan okulda daha fazladır ama var. Gittiğimiz cezaevlerinde falan dineldik çocukları, "Nerede öğrendin?" diyoruz, "Okulda." diyor. A okulunda bir çocuk bu işe bulaşınca en yakın arkadaşlarından başlamak üzere bunu yaygınlaştırıyor, taş attığınız sudaki dalga gibi yayılıp gidiyor. Bunu önleyecek olan kurum sizsiniz yani Millî Eğitim Bakanlığı. Özellikle burada öne çıkan rehberlik eğitimi oluyor. Çok önem verilmesi gerekir hâle gelmiş, orada biraz daha hassasiyet olmasında yarar var diye düşünüyorum.

Tabii, ciddi bir pazar. Dünyada 1,3 trilyon, Türkiye'de 25-30 milyar dolardan bahsediliyor bu işin payı için. Bununla mücadele çok kolay değil. Bu, tabii sizin konunuz değil ama biz diğer bakanlara, yetkililere de söyledik, bu işin tepesindekine gidemedikten sonra, sokaktaki 3 tane torbacıyı bulmak veya kullanıcıyı, satıcıyı bulmakla bu iş çözülmüyor. Bu Hükûmetin esas yapması gereken şu -Hükûmetten onu ısrarla bekliyoruz, raporumuza da dercedeceğiz zaten bunu- o yukarıdakilere gidebilmek. Bu işe kendiliğinden gelmiyor, bu torbacıların eline birileri tutuşturuyor bunu. Onu yukarıdan aşağıya doğru, piramidin tepesine doğru gidemedikten sonra bu işi sizlerin de gayreti, bizlerin de gayreti veya işte kolluk kuvvetlerinin de gayreti çok çözemez gibi görünüyor. Esas bütün mesele, yukarıdakine, tepedekine gitmekte yarar var.

Ben tekrar ediyorum, bu analizinizi de çabuk sonuçlandırır, biz Komisyon olarak raporumuzu yazmadan sonuçlandırırsanız yararlı olur diye düşünüyorum.

Tekrar, çalışmalarınızdan dolayı sizlere teşekkür ediyorum, Sayın Bakan, sağ olun.