| Komisyon Adı | : | KAMU İKTİSADİ TEŞEBBÜSLERİ KOMİSYONU |
| Konu | : | Türkiye Denizcilik İşletmeleri Anonim Şirketi Genel Müdürlüğünün 2015 ve 2016 yıllarına ait bilanço ve netice hesaplarının görüşmeleri |
| Dönemi | : | 26 |
| Yasama Yılı | : | 3 |
| Tarih | : | 12 .04.2018 |
EMRE KÖPRÜLÜ (Tekirdağ) - Sayın Başkanım, teşekkür ediyorum.
Konuya sadece çok kısa olarak değineceğim, geneli üzerinde birkaç soru soracağım. Söylemek istediğim konu şu: Gerçekten bir ticaret yapacaksanız ticaretin riskleri vardır. Kazandığınız zaman "Oh ne âlâ!" kaybettiğiniz zaman "Hadi, benim zararımı karşılayın." diyorsanız bunun adı ticaret falan değildir. Bunun risklerini öngörmüş olmanız lazım. "Basiretli bir tacir gibi davranma yükümlülüğü" denir ticaret hukukunda ve hukukta. "Basiretli" demek de ileri görüşlü olmak demektir. Şimdi, tabii, basiret kavramı burada hem şirket için geçerlidir yani liman işletmesini özelleştirme kapsamına alan şirket için de geçerlidir, sözleşmede devir protokolü imzalanırken devir protokolünde gelecekte hukuki anlamda sıkıntıya düşeceğini öngörecek olan Türkiye Denizcilik İşletmeleri için de geçerlidir. Şimdi, burada biz eğer ki Türkiye Denizcilik İşletmeleriyle ilgili olarak... Ya, tamam, bak, siz burada bir devir protokolü yapmışsınız. Bu devir protokolünde, bak, ne var, ne yok; bu madde konulmuş mu, konulmamış mı, bunları tespit etmezsek gelecekte de benzer durumlarla karşılaşma ihtimalimiz fazladır. Çünkü bugün sadece... Tekirdağ Limanı da özelleştirildi, Mersin Taşucu da size devredilmişti galiba. Onun da yakında özelleştirilmesi yapılacak. Bu limanlar daha sonra Denizcilik İşletmelerine geri dönecek veyahut da aradaki çalışmalarla ilgili olarak Türkiye Denizcilik İşletmeleri belki bazısından bunu geri alacak, belki bazısı gene Akport'ta olduğu gibi geri vermek isteyecek.
Yani bunlara dikkat etmek gerekir. Ben burada kimseye herhangi bir şekilde "O yapmıştır, bu yapmıştır, şu etmiştir." demiyorum. Söylemek istediğim nokta, hepimiz kamu adına görev yapıyoruz. Bizler milletvekiliyiz. Bugün KİT Komisyonu olarak bir denetim görevini yapıyoruz ve hâliyle, burada Türkiye Denizcilik İşletmeleri olabilir, başka bir KİT olabilir; o KİT'in genel müdürü de sayın değerli bürokratları da geliyorlar, devlet adına, millet adına bir işlem yapıyorlar. Diğer kurumlardan gelen bürokratlarımız bu denetim faaliyetine yardımcı oluyorlar. Dolayısıyla bu denetim faaliyetinin gereği olarak 2012'de yapılan devir protokolüne konulmayan bir maddeden ötürü bugün 100 milyon lira ödemek zorunda kalıyorsak bu KİT Komisyonunun bence gündemi olmalıydı. Yani KİT Komisyonunun tamamen varlık nedeni bu zaten.
BAŞKAN - Ya, zaten izleniyor Emre Bey, zaten izliyoruz Sayıştay olarak. Gündemimizde zaten yani.
EMRE KÖPRÜLÜ (Tekirdağ) - Tamam Başkanım, teşekkür ediyorum, sağ olun. Yani bu noktaya dikkat çekmek istedim tekrardan.
Söylemek istediğim husus şu, soru olarak soracağım: Burada Tekirdağ Limanı satıldıktan sonra da onu ilk bölümde sorup cevabını alamamıştım. Tekirdağ Limanı satıldıktan sonra gelir getirici yeni faaliyetleriniz var mı ki işletme gelirlerini artıya dönüştürelim? Çünkü bugün 2016 yılında 9 milyon işletme zararı var. Kira gelirleri ve faiz geliri olmasa kurum zararda.
TÜRKİYE DENİZCİLİK İŞLETMELERİ AŞ GENEL MÜDÜRÜ MEHMET ALİ YIĞCI - O işletmecilik zararında da bir hata olduğunu tahmin ediyorum, Şöyle: Biz işletmecilik faaliyetlerinden kâr ediyoruz, yalnız oradaki...
EMRE KÖPRÜLÜ (Tekirdağ) - Sayıştay Raporu'nda 9 milyon zararsınız.
TÜRKİYE DENİZCİLİK İŞLETMELERİ AŞ GENEL MÜDÜRÜ MEHMET ALİ YIĞCI - Hayır, oradaki, Sayıştay Raporu'ndaki şey, geçmiş yıllara ait zararlar o. O da bizden değil, kapanan Gemi Sanayisinden Türkiye Denizcilik İşletmelerinin devraldığı...
BAŞKAN - Sayın Genel Müdür, notlarınızı alıyorsunuz, cevap vereceksiniz.
EMRE KÖPRÜLÜ (Tekirdağ) - Yani Tekirdağ Limanı da satıldıktan sonra tekrar Türkiye Denizcilik İşletmelerinin faaliyetinde ne gibi gelir getirici faaliyetleriyle iştigal etmeyi düşünüyorsunuz, bu birincisi.
Ondan sonra, şunu merak ediyorum: Gerçekten Türkiye'nin üç tarafı denizlerle çevrili, kendimize ait bir iç denizimiz var. Bu denizle ilgili olarak, denizlerde yolcu taşımacılığına neden rağbet etmiyoruz? Mesela şehirler arasında yolcu taşımacılığı olabilir, bunun daha işler bir hâle getirilmesiyle ilgili şirketin herhangi bir çalışması var mıdır?
Az önce söylemiştim, özelleştirmede iki metot uygulanmış, bir gelir paylaşımı mezhebi uygulanmış bir de tamamen satılmış. Hangi limanların özelleştirilmesinde gelir paylaşımını metodu uygulanmıştır? Burada gelir paylaşımıyla ilgili olarak oranlar nedir ve Türkiye Denizcilik İşletmelerine bu limanlardan ne kadarlık bir gelir gelmiştir? İçlerinde zarar ettiğini söyleyen, gösteren liman var mıdır?
Bu limanların atanan yönetim kurulu üyeleriyle ilgili yönetim kurulu üyelerinin raporlar vermesi, neticede bu şirketlerin -özelleştirme kapsamında alan şirketlerin bu limanı olarak stratejik önemi de dolayısıyla bu limanların işler ve faaliyette bulunuyor olması lazım- o yönetim kurulu üyelerinin sizden olmaması, yönetim kurulu üyelerinin Türkiye Denizcilik İşletmelerinden atanmaması, Özelleştirme İdaresi tarafından... Şimdi de söyleyeyim, kurumlarını söyleyeyim, not da almıştım şuraya. Sayın Başkanım, hemen, 8'i Özelleştirme İdaresinden, 1'i Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığından, 1'i Kredi Yurtlar Kurumundan, 2'si de Maliye Bakanlığından atanan limanlarındaki yönetim kurulu üyelerinin sizin kurumunuzla irtibatı nasıldır? Belki bu biraz yoruma girecek, sizden yorum isteyeceğim, Türkiye Denizcilik İşletmelerinden denizcilik faaliyetini bilen, bu konuda uzman kişilerin limana mı yönetim kurulu üyesi atanmasını isterseniz bir genel müdür olarak, yoksa Özelleştirme İdaresi tarafından denizcilik faaliyetiyle iştigal etmeyen kişilerin atanması sizin şirketinizin çalışmasına fayda sağlar mı?
Onun devamında da bir fakülte mezunu olmayanların -devlet memurluğunda da böyledir- müdür ya da daire başkanı yapılmasının kurumunuzdaki gerekçesi nedir?
Teşekkür ediyorum.