KOMİSYON KONUŞMASI

EMRE KÖPRÜLÜ (Tekirdağ) - Şimdi, şöyle bir hata var: Şimdi, bir tahkim sözleşmesi yapılmış, tahkim sözleşmesinde şu hüküm var, diyor ki: "Hakem heyetinin kararlarına karşı mahkemeye gidemezsiniz. Mahkeme yolunu kapamışsınız." Şimdi, burada da bunun tam örneğini yaşıyoruz. Mesela, siz İstanbul Asliye Ticaret Mahkemesine dava açmışsınız. Asliye Ticaret Mahkemesi diyor ki: "Siz yargı yolunu kapamışsınız tahkim sözleşmesinde." Tahkim sözleşmesiyle yargı yolu kapandığı için siz ancak ve ancak hakem kararına karşı dava açamıyorsunuz ancak temyize gidiyor, temyiz incelemesine gidiyor. Yani tahkim sözleşmesi de hatalı, 2012 devri de hatalı ve neticede böyle bir zarar oluşuyor.

TÜRKİYE DENİZCİLİK İŞLETMELERİ AŞ GENEL MÜDÜRÜ MEHMET ALİ YIĞCI - Şimdi arz edeyim: "Tahkim sözleşmesi" diye bir sözleşmemiz yok.

EMRE KÖPRÜLÜ (Tekirdağ) - Hakem nereden geliyor?

TÜRKİYE DENİZCİLİK İŞLETMELERİ AŞ GENEL MÜDÜRÜ MEHMET ALİ YIĞCI - 1997'deki işletme hakkı devir sözleşmesinde "Taraflar arasında herhangi bir uyuşmazlıkta hakem heyetine gidilecektir." diye bir hüküm var. O hükümden kaynaklanan hakem heyeti yargılaması yapılıyor.

BAŞKAN - 97 yılında mı olmuş?

TÜRKİYE DENİZCİLİK İŞLETMELERİ AŞ GENEL MÜDÜRÜ MEHMET ALİ YIĞCI - Evet, ilk işletme hakkı devredilen...

EMRE KÖPRÜLÜ (Tekirdağ) - Hakem sözleşmesi tahkim demektir hukukta zaten, tahkim odur.

TÜRKİYE DENİZCİLİK İŞLETMELERİ AŞ GENEL MÜDÜRÜ MEHMET ALİ YIĞCI - Tahkim şartı 1997 tarihindeki devir protokolüne konulmuş dolayısıyla tahkimin dışına çıkamayız. Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nda da hakem heyetinin verdiği esas kararlarla ilgili olarak itiraz yok, sadece usul açısından itiraz var, bu da mevzuat olduğu için başka yapacak bir şeyimiz yok. Hakem heyeti artık bu şekilde takdir etti, bu yargı kararına uyacağız. Sadece usul açısından itiraz etme hakkımız var, o usul açısından yaptığımız itirazlar şu anda Yargıtay incelemesinde, oradan çıkacak sonuca göre devam edeceğiz. Orada da bildiğim kadarıyla sadece kamu aleyhine herhangi bir hüküm doğuran usul hatası varsa düzeltiliyor, onun haricinde esaslı inceleme yapılmıyor.

Diğer şekli arz edeyim: Bu 97 tarihinde ilk özelleştirilen limanlardan 5 tane limanda, Hopa, Rize, Giresun, Ordu, Sinop ve bu Tekirdağ limanlarında faaliyet gelirlerinin yüzde 25'inin şirkete aktarılabileceğine dair bir hüküm var. Daha sonraki özelleştirmelerde bu hüküm konmamış ama bu yüzde 25 işletme TDİ payı hissesi konan limanlarda özelleştirme bedelleri düşük kalmış, bu şart kaldırıldıktan sonra da özelleştirme bedelleri yükselmiş. Kamunun da burada bu şekilde özelleştirmesi yapılan kurumlardan daha çok gelir elde etmesi amacıyla bu TDİ payı uygulaması kaldırılmıştır.

"Şehir içi taşımacılığı" dediniz. 2005 yılında İstanbul'daki ve Çanakkale bölgesindeki şehir içi taşımacılık da büyükşehir belediyesine devredilmiş, İstanbul Büyükşehir Belediyesi 2005 yılından itibaren şehir içi taşımacılığında büyük sıçrama yapmış, İstanbul'dan Bandırma'ya, Yalova'ya, diğer illere de çok hızlı hareket eden feribotlar koymuş. Hem araç taşımacılığı hem yolcu taşımacılığı gine kamu eliyle yürütülüyor. Sadece TDİ yapmıyor ama İstanbul Büyükşehir Belediyesi bu hizmetleri yerine...

EMRE KÖPRÜLÜ (Tekirdağ) - Şehirler arasında?

TÜRKİYE DENİZCİLİK İŞLETMELERİ AŞ GENEL MÜDÜRÜ MEHMET ALİ YIĞCI - Şehirler arasında İstanbul bağlantılı Bandırma, Yalova ve Mudanya seferleri var.

EMRE KÖPRÜLÜ (Tekirdağ) - Marmara Denizi'nin mesela?

TÜRKİYE DENİZCİLİK İŞLETMELERİ AŞ GENEL MÜDÜRÜ MEHMET ALİ YIĞCI - Evet.

EMRE KÖPRÜLÜ (Tekirdağ) - Mesela, Karadeniz'de, Ege'de, Akdeniz'de böyle bir sefer düşünüyor musunuz?

TÜRKİYE DENİZCİLİK İŞLETMELERİ AŞ GENEL MÜDÜRÜ MEHMET ALİ YIĞCI - Şimdi şöyle arz edeyim: Karadeniz'de kış aylarında yolcu taşımacılığı yapamazsınız, kimse gemiye binmez, gemi de gidemez, Karadeniz'in şartları bunu uygun değil. Sadece yazın üç ay sefer yapmakla da bu gemilerin maliyetlerini ve işletmecilik giderlerini devam ettiremezsiniz. Dolayısıyla uçakların otobüs fiyatına seyahat imkânı verdiği bir zamanda artık iki gün süren bir yolculuğa da kimse gitmez diye düşünüyorum.

Bu işletilen limanlarda TDİ ya da Özelleştirme İdaresi Başkanlığında atanan yönetim kurulu üyelikleriyle ilgili şunu arz etmek istiyorum: Neticede TDİ'nin burada bir hissesi var - o da özel hisse değil yani normal bir hisse- buraya atanan kişi TDİ'den ya da kamu bürokrasisinden atandığında tek bir hisseyi temsil ettiği için, diğerleri çoğunlukta olduğu için zaten onlar istedikleri bir kararı alıyorlar. Burada önemli olan, işletme hakkı devri sözleşmesinde düzenlenen bir hüküm var, işletici şirket limanda yapacağı her türlü faaliyetle ilgili olarak projesini kuruma verip onay aldıktan sonra yapacak. İşte Tekirdağ'da bu prosedürü işletici şirket yerine getirmemiş yani dolgu alanıyla ilgili olarak TDİ'ye ya da Bakanlığa, Millî Emlak Genel Müdürlüğüne herhangi bir denizi doldurduğu için bu faaliyet iznini yapması gerekirken yapmamış. Ama bütün bu gerekçelerimizi hakem heyetimize sunmamıza rağmen hakem heyeti "sebepsiz zenginleşme" demiş. Dolayısıyla orada da yapacak bir şeyimiz yok. Biz savunmalarımızı ve hukuki mevzuatımızı buna göre dizayn ettik ama sonuçta bir yargı kararı var, yapacak bir şeyimiz yok.