| Komisyon Adı | : | KADIN ERKEK FIRSAT EŞİTLİĞİ KOMİSYONU |
| Konu | : | Türk Ceza Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı (1/935) |
| Dönemi | : | 26 |
| Yasama Yılı | : | 3 |
| Tarih | : | 16 .04.2018 |
İMRAN KILIÇ (Kahramanmaraş) - Sayın Başkanım, çok değerli milletvekili arkadaşlarım, çok kıymetli hazırun; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Gerçekten, çok yürekten, içten, faydalı konuşmalar oluyor. Ben de milletin bir vekili olarak siz halkın vekillerine, milletin vekillerine vicdanımdan gelen bir meseleyi, bir konuyu sunmak istiyorum ama sözümü hemen vaktinde bitireceğim, sözüm kesilmeden beni dinlerseniz -ki dinlersiniz, ben sizleri dinledim- sözümün sonunda bana hak verirsiniz veya vermezsiniz, o sizin bileceğiniz bir şeydir, sizin takdirinizdir.
Ben şöyle diyorum çünkü az önce söylediğim söz de belki yanlış anlaşılmış olabilir ama ben yanlış bir söz söylemedim, ona inanmıyorum çünkü siz saygıdeğer insanların yanında yanlış söz söylemek benim de kişiliğime yakışmaz: Çağdaş hukuk belgeleri, sözleşmeler ve Anayasa'mız din ile vicdan özgürlüğünü öngörür. Bu, en temel bir insan hakkıdır. Ülkemiz halkının kahir ekseriyeti Müslüman'dır, gayrimüslim vatandaşlarımız da vardır ve onlara da saygımız sonsuzdur.
Diyanet İşleri Başkanlığı anayasal bir kurumdur. Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulunun verdiği fetvalar ve bu kurulun onayından geçen ilmihâl kitapları vardır. Bu kurulun üyeleri çok çağdaş, dünya görmüş, akademik kariyerin bütün basamaklarını tırmanmış kişilerdir, bağnaz kişiler değildirler. Bu ilmihâl kitaplarındaki dinî hükümlere Müslüman milletimiz inanıyor ve bu inanca göre mükellefiyet yaşı vardır yani yükümlülük yaşı demektir ve bu konuyu değiştirebilmek mümkün değildir. Dinî nikâh da bunlardan birisidir, 1400 yıldan beri bu böyledir, kabul etsek de etmesek de bu böyledir.
Yasalara uymak vatandaşlık görevimizdir ama bir vakayla yüz yüzeyiz ve halkımızda bir sancı, sıkıntı vardır. Yasal ve dinî yükümlülükleri arasında sıkışıp kalan çok kişi vardır. Bu anlamda gerek inancı gerekse de inancına dayalı geleneği yüzünden evlenen, bu sebeple de yasal yönden cezaevine düşen birçok kişi vardır. Ailelerin yaşadığı sorunlar gerçekten bir araştırma konusudur. Bu sorunu yaşayanlarla alakalı Meclise gelen bir yasa, çıkması aşamasında bizim grubumuzdan bir kısım arkadaşlarımızın ikna olmadığından, katılmadığından dolayı geri çevrildi, katılsaydık AK PARTİ Grubu olarak bu yasa geçecekti ama katılmayan arkadaşlarımız oldu, geri çevrildi. Konuyu görmezlikten gelirseniz bir kesim marjinalleşiyor ve ülkemiz, milletimiz bundan sıkıntı çekiyor. İşte son yaşadığımız IŞİD konuları ve FETÖ konuları bu olayın en acı, en son örnekleridir. Yani az önce benim "Bir kesimin inancına, bir kesimin geleneklerine dokunuyor konuşmalarımız." dediğim bu anlamda anlaşılırsa uygun düşer.
Hepinizi saygıyla sevgiyle selamlıyorum.
SİBEL ÖZDEMİR (İstanbul) - "İnancımıza tahammül edemiyorsunuz." dediniz, o başka bir şey ama.
İMRAN KILIÇ (Kahramanmaraş) - Ha, tashih edilecek yeri varsa sözlerimin tashih ederim yani hatalarımı da kabul ederim.
BURCU KÖKSAL (Afyonkarahisar) - "İnancımıza tahammül edemiyorsunuz." dediniz, çok yanlıştı.
İMRAN KILIÇ (Kahramanmaraş) - Ama benim anlatmak istediğim, belki maksadını aşan kelimem olabilir, bu hatalarımı kabul ederim ama anlatmak istediğim konu, vicdanınıza hitap ediyorum, tamamen budur.