KOMİSYON KONUŞMASI

ATİLA SERTEL (İzmir) - Geneli üzerinde sorulara geçmeden önce Sayın Genel Müdüre bize sıklıkla gelen ve beni de ziyaret eden bazı PTT çalışanlarının durumuyla ilgili bilgi vermek istiyorum ve aynı zamanda bu sorunun giderilmesi noktasında da katkılarını bekliyoruz.

PTT'de bu 2012 yılına kadar KPSS'yle, yüksek puanlarla giren ve posta dağıtıcı olarak çalışan kişiler var. Bunlar dört yıllık fakülteyi bitirdikten sonra, beş yıl hizmeti tamamladıklarında otomatikman gişe memurluğuna sınavsız olarak geçiyorlardı PTT'de. 2012 yılından sonra bu iş sınava çevrildi biliyorsunuz ve sınav yaptılar, 750 kişi geçti. Sonra PTT anonim şirket olduktan sonra 399'lu kadrolarda görevde yükselme ve unvan değişikliklerine yapılan düzenleme kurum içi yükselmelerde hizmet sözleşmesine geçme şartı konuldu. Böyle KPSS'den giren üniversite mezunu gençler hâlâ posta dağıtıcısı olarak çalışıyorlar ve gerçekten bir hayal kırıklığı içindeler. Geçmişte MEMUR- SEN'in bir toplantısında Sayın Başbakan Binali Yıldırım'a iletmişlerdi bu durumu. Binali Yıldırım'ın YouTube'de de var, onlara hitaben yaptığı bir konuşma var, "En kısa sürede bu sorunu çözeceğim. PTT'de yüksekokul mezunu posta dağıtıcılarını gişelere alacağım." demişti. Aslında çocukların gişe memuru olmasında, maaşlarında bir artış yok, aksine bir düşüş yaşanacak. Sonra da Ulaştırma Bakanımız Ahmet Arslan bir televizyon programında söyledi, "1.600 kadar fakülte mezunu var, bunları gişelere alacağız." diye bizzat söyledi kendisi. Fakat bu sorun hâlâ çözümlenmedi. Bu arkadaşların maddi gelirden ziyade, 300 liralık da bir düşme olacak maaşlarında, onu da kabul ediyorlar ama o hak gibi görülen, geçmişte hani sınavsız geçilen gişe memurluğunu talep ediyorlar Sayın Genel Müdür. Bunu bir kez de burada, Komisyonda AK PARTİ'li milletvekillerinin de huzurunda gündeme getirdim, inşallah o çocukların sorunları en kısa sürede çözümlenir.

Şimdi ben biraz uzun hazırlandım gene PTT'ye. Sorularımı biraz belki can sıkıcı olabilir ama tahammülünüze ve sabrınızı sığınmıyorum, biraz da kısa kısa okuyarak geçmek istiyorum ama önemli konuları anlatmak istiyorum.

Şimdi, PTT Kamu İhale Kanunu kapsamından çıkarıldı 696 sayılı Kararname'yle, 2017'de bir kararname çıktı. Ancak bu çıkarılma yani kararnameyle çıkarılma sorumluluğunuzu sizin arttırdı aslında, PTT'nin sorumluluğunu da artırdı. Yani milletin parasını çeşitli ihalelerle birilerine vermek yerine işi ehline verme gibi bir sorumluluk var üzerinizde. Bu açıdan da PTT'nin liyakate ve iş bitirmeye göre yürümesi gerekli. Fakat ben onun öyle olmadığını örneklerle size soruyla yanıtlamanız açısından da vermek istiyorum. Öncelikle kurumun son beş yılda çıktığı ihaleler hakkında sizden bilgi istiyorum. Son beş yılda çıkan ihalelerin içeriğini, yaklaşık maliyetlerini, ihale edilen tutarlarını, ihale şeklini, açık ihale, davet usulü, pazarlık usulü gibi, hangi şirketlere verildiğinin bilgisini yazılı olarak istiyorum. Son beş yılda PTT ihalelerinde birden fazla ihale kazanan firmalar hangileri? Özellikle son beş yılda davet usulü verilen ihalelerinin tutarını ve bu ihaleleri kimlerinin aldığını öğrenmek istiyorum.

İhaleden bahsetmişken son derece önemli bir konuya değinmek istiyorum. Birazdan ayrıntılarını vereceğim, bu ihalenin belgeleri de benim elimde mevcut. Bu ihale belgelerine göre bir sıkıntı var bu ihalede. Onu da, isterseniz, size takdim ederim ama ihalenin asıl metinleri de sizde, zaten sizin elinizde var.

Bildiğiniz üzere, 24 Aralık 2017 tarihinde çıkarılan KHK'yle 26 binden fazla, 4.500'e yakın iş yeri olan, 3 katrilyondan fazla olan PTT'nin ihale usulü değişmişti; bu değişiklik, sanıyorum, birilerinin ekmeğine yağ sürdü. Kamera alım ihalesinde ciddi sıkıntılar var. Şöyle ki: Kamera alım ihalesi için Yapı Daire Başkanlığınca yaklaşık maliyet hesapları yapılmış ve 2017 yılı için de bu rakam, maliyet 61 milyon lira olarak hesaplanmış. Bu dosyanın yaklaşık altı ay boyunca Satın Alma Daire Başkanı Aydın Asıl tarafından bekletildiği iddiası var -Aydın Asıl'ın bu konuda söyleyeceği mutlaka sözü vardır, bekletilme nedeni daha sonra anlaşılacak- çünkü 24 Aralık 2017 tarihinde KHK'nin kapsamıyla PTT ihalesi davete dönüştü. Dört gün sonra, yani kararname yayınlandıktan hemen dört gün sonra, 28 Aralık 2017 tarihinde STM Savunma Sanayi firmasıyla sözleşme imzalandı. Tüm şubelerin kamera sistemlerinin değiştirilmesini içeren böylesi büyük bir ihaleye STM firması dört gün içinde hazırlandı, o firmayla anlaşma imzalandı.

Şimdi, ben merak ediyorum, buraya kadar her şey normal gelebilir: Bu ihale için ilk hesaplanan yaklaşık maliyet 23.500 adet kameraydı ve bedeli 61 milyon liraydı. KHK'den sonra çıkılan ihalede hem kamera adetleri 20.825'e düştü -yani 23.500'den 20.825'e düştü- hem de yaklaşık maliyet 70 milyon 150 bin liraya yükseltildi; yani, alım miktarı azalırken verilecek para yükseldi; dolayısıyla, PTT ciddi bir zarara itildi. Oysa adetler düşürüldükten sonra yaklaşık maliyet 47 milyon lira olarak hesaplanmıştı. Şayet PTT bu ihaleyi açık olarak yapmış olsaydı -yani herkesin katıldığı bir ihale olsaydı- yüzde 20-30 kırım olabileceği söz konusuydu. Yani, bu rakam belki 35-38 milyon lira civarında sonuçlanacaktı ancak böyle olmadı; STM bu işi aldı, dört gün içinde STM'ye 70 milyon 150 bin liraya bu ihale verildi; dolayısıyla, PTT'nin kasasından 35-40 milyona yakın -eski parayla yaklaşık 40 trilyon lira- para çıkmasına neden oldu.