| Komisyon Adı | : | TARIM, ORMAN VE KÖYİŞLERİ KOMİSYONU |
| Konu | : | Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğünün Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı (1/929) |
| Dönemi | : | 26 |
| Yasama Yılı | : | 3 |
| Tarih | : | 29 .03.2018 |
ORHAN SARIBAL (Bursa) - Ama bu iyi niyeti ve sağduyuyu başka bir noktaya evirmeyi doğru bulmadığımı ifade etmek isterim.
Elbette orman yangınlarının söndürülmesi meselesiyle ilgili, 16'ncı madde, tutanaklara geçmesi açısından konuşmak isterim. Orman yangınlarını söndürmek bir teknik meseledir; yetişmiş elemana ihtiyaç vardır, bu konuda eğitim almaları gerekir, elbette oraya ulaşmanın olanaklarının en kısa sürede sağlanması gerekir. Yani, her konuda özelleştirme, her konuda birilerini, kamuyu devre dışı bırakıp ya da "Ben bu işi yapamıyorum, benim gücüm yetmiyor, itfaiyem yetersiz; bunun yerine gönüllüler gelsin, gönüllüler bu işi çözer." Mantığı yani orman yangınlarına kadar geldi. Aslında pes etmek lazım. Hani, ne denir? Pes denir buna. Değerli arkadaşlar, böyle bir şey olabilir mi? Yani, bu bir eğitim gerektiriyor; yıllarını veriyor insanlar, geceleri uyumuyorlar, bekliyorlar. İtfaiye konusunda, orman yangınlarını söndürme konusunda tarihsel süreç içerisinde onlarca insan kaybettik, onlarca yaralımız var, onlarca gazimiz var. Bunların hepsi belirli bir eğitim aşamasından, bilgi aşamasından, yetişme aşamasından geçerek buraya geliyor. Bugün diyorsunuz ki: "Biz bu işi beceremiyoruz, olmuyor; bunun yerine dışarıdan hizmet alalım." Kim bunlar? "Bunların masrafını karşılayacağız, yol paralarını karşılayacağız, belirli bir ücret vereceğiz." Nedir bu, gerekçesi nedir? Hangi ücret ödenecek? Bunlar hangi çalışma koşulları içerisinde olacaklar yani sıradan toplanıp mı gelecekler yoksa hazır bazı kuruluşlar bekleyecek aynı itfaiye gibi, yangın olduğu zaman mı devreye girecekler? Bunların iş kazası, vesaire, oradaki yaralanmalar, ölüm... Sonrasında hangi sosyal güvence veya hangi sosyal koşullar içerisinde bunu sürdürecekler? Yani, "yangın" dediğiniz şey beklenilen bir şey değildir ama her an olacakmış gibi bekleyen bir ekibi vardır, her an, her saniye. Kimse bilemez elbette hangi gerekçeyle nerede çıkacak, nasıl çıkacak. O anlamda, bütün sorumluluğu "Biz yapamıyoruz, itfaiyelerimiz yetersiz." ya da "Orman gücümüz yetersiz..." Orman elemanı alın, bir sürü insan alın. Muhafaza memurları var, bu insanlar bir sürü hak gasbına uğruyor, bunları değerlendirelim.