KOMİSYON KONUŞMASI

ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) - Teşekkür ediyorum.

Şimdi efendim, burada tabii Ek Madde 15 var, önce onu izah edeyim. Ek Madde 15 şu: Vatandaşın tapulu mülkü var. Bir ara tapulu mülkü olmasına rağmen, Orman İdaresi tapulu mülküne bakmadan orada ağaçlandırma yapmış. Şimdi bu davalar açılıyor, kamulaştırmasız el atma şeklinde tazminat söz konusu oluyor. Bu vatandaşın tapulu malı ve orman daha önce orman değil. Biz diyoruz ki bu gibi yerlerde 2/B taşınmazlarından mümkün olmaması hâlinde, emsal hazine taşınmazından eş değer yerler vererek vatandaşın mağduriyetini giderelim diyoruz.

Ek Madde 16'ya gelince, efendim, bakın, burada, Anayasa'da var zaten. Anayasa'daki tabirleri aynen kullandık biz burada, Anayasa'da. Bakın, şu anda, "Orman olarak muhafazasına bilim ve fen bakımdan hiçbir yarar görülmeyen, aksine tarım alanları dönüştürülmesine kesin yararı olduğu tespit edilen yerler ile bilim ve fen bakımından orman niteliğini tam olarak kaybetmiş." şeklinde bir madde var ya, Anayasa'da var.

Dolayısıyla biz burada şunu yapıyoruz: Bakın burada, yıllardır olan, süregelen bazı problemleri çözüyoruz. Birinci problem neydi? 2/B problemi. Anayasa'da biliyorsunuz, 31 Aralık 1981 tarihinden önce orman vasfını kaybetmiş olan yerleri, biliyorsunuz, bütün partiler, seçimlerden önce, daha önceki seçimlerden önce, 2/B meselesini çözeceğiz dedi. Hakikaten ben de birlikte bütün hem CHP Grubunu -geçen dönemde- hem de MHP Grubunu toplayarak, onların da görüşlerini alarak kanunu getirdik, meseleyi çözdük gibi.

Şimdi bunun dışında bazı yerler var, az önce Değerli Mersin Vekilimiz ifade etti. Yani vatandaş yıllar önce gelmiş, orada yerleşmiş, orada bir artık sokak numarası var, her şey var, yeniden ormana dönüşmesi mümkün değil. Peki, Anayasa'ya göre orman alanı da daraltılamaz. O zaman ne yapacağız? Hep birlikte, esasen, sizin gruptan da arkadaşlar dedi, bazı yerlerde... Bu Sadece Mersin de yok, Türkiye'nin her yerinde var, Muğla'da da var, Sinop'ta da var, İstanbul'da da var. Sokağın bir kısmı tamamen 2/B'yle satılmış, sokağın öbür kısmında şu anda binalar var, yıkılması mümkün değil, ormana dönüşmesi mümkün değil, bunu nasıl çözeceğiz?

Bakın, şu anda hatırlamıyorum, geçenlerde nöbetçiydim, CHP Grubundan bir grup başkan vekili "Ya, bunu birlikte çözelim." diye söyledi. Bakın, sorun arkadaşlara, neticede doğru. Şimdi orada elektrik var, su var, vatandaş oturuyor, her şey var ama orası orman gözüküyor. Dolayısıyla, diyoruz ki: Bunu çözmek için ne yapacağız? Orayı tekrar orman hâline getirmek mümkün olmadığına göre, Anayasa'ya göre de orman alanları daraltılamayacağına göre, Maliye Bakanıyla görüştük, trampa, Türkçesi trampa. Dedi ki: "Ya, burası Maliyeye, devletin bir kurumuna ait, zaten bütün her yer Maliye hazinesine ait, ormanlar da Maliye hazinesine ait, ayrı bir hukuku var." Dolayısıyla, 2 kattan aşağı olmamak kaydıyla bize ormanlık alan kurabilecek bir yer verin, hem orman alanı daraltmasın hem de vatandaşın...

KAMİL OKYAY SINDIR (İzmir) - Orayı da yapın, burayı da bırakmayın.

ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) - Hayır ama hazine durup dururken vermiyor yani. Hazineden bazen yer almak biliyorsunuz başka ülkeden yer almaktan daha zor oluyor bazen. Yani, dolayısıyla bunu çözelim diye koyduk, ikinci husus bu.

Bu konuda da Avrupa hukukunda da yer var mesela. Ben bir hatıramı anlattım geçen sefer, sizler yoktunuz herhâlde. Bir tarihte, Sayın Abdullah Gül Cumhurbaşkanı olduğu zaman, İsviçre'ye bir ziyaret yapmıştık, bizi Zürih'ten aldılar, Bern'e götürürken, biz trenle giderken, baktım bir orman alanı açılıyor. O zamanki hanım Cumhurbaşkanına sordum: "Ya, siz orman alanı nasıl işgal ettiriyorsunuz? İsviçre küçük bir yer" dedim. Dedi ki: "Bizde trampa var. Onun yerine en az 1,5-2-3 katı kadar yer alıyoruz, dolayısıyla orayı ormanlık alan yapıyoruz, orman alanı daralmıyor." Yani Avrupa hukukunda da İsviçre hukukunda da trampa var. Biz burada kangren hâline gelmiş olan problemi çözmek için ve bütün grupların bakın, sadece siz değil, MHP Grubunun, CHP Grubunun, AK PARTİ Grubunun talebi üzerine koyduk biz bunu. Yani burada ben şimdi itirazınızı anlayamadım hakikaten. Demek ki birincisinde...

KAMİL OKYAY SINDIR (İzmir) - Anlatamamışız herhâlde.

ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) - Bakın, müsaade edin ama. Bakın, birinci husus: İtirazınız var mı? Vatandaşın tapulu arazisine -ormanlık alan değil- gelmiş orman kamulaştırma falan yapmadan el atmış, orayı ormanlık alan olarak ilan etmiş. Bunlar gidiyorlar dava açıyorlar, Avrupa İnsan Haklarına gidiyor, kazanıyorlar. Neticede dedik ki: "Ya bunu çözelim, burada bir vatandaş mağduriyeti var." Bu bir.

İkincisi de, bu şekilde yıllardan beri oturmuş, yerleşmiş, artık binalar var, sokak isimleri var. Değil mi Sayın Vekilim?

BAKİ ŞİMŞEK (Mersin) - Belediyelik burası, daha önce belde belediyesiydi, belediye kurulmuş.

ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) -Belediye olmuş. Yani bunu tekrar yıkıp... Biz şimdi mecburen yazı yazıyoruz, "boşaltın" diye fakat boşaltmak mümkün değil, hiçbir güç boşaltamaz.

BAKİ ŞİMŞEK (Mersin) - Ama bölge müdürlüğünüz de yazı yazmış bilginiz olsun "boşaltın" diye.

ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) - Yazar tabii. İşte, buna itiraz ettiğin için bölge müdürü...

BAKİ ŞİMŞEK (Mersin) - İtiraz etmiyorum.

ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) - Yok şaka diyorum. Dolayısıyla, ikinci mesele bunu çözüyoruz.

Üçüncüsü de, değerli arkadaşlar, bakın, size şunu söyleyeyim. Burada üçüncü husus da tamamen mümbit toprakları kurtaracak bir planlama. Şimdi, şehirler -ben yıllardan beri bu işlerle uğraşan bir kişiyim- nereye kayıyor? İster istemez organize sanayi bölgeleri mümbit tarım topraklarına kayıyor ormana değil. Hâlbuki, bakın, Muğla'da tespit ediyoruz, yer yok ama Muğla'nın bir tarafında taşlık, kayalık alanları biz orman yetişsin diye orada bekliyoruz. Hâlbuki orası başka bir yerde, daha mümbit bir alanda, orman olabilecek bir yerde bize yer verse orayı da şehirleşme için Millî Emlaka terk etsek. Deprem açısından son derece uygun, tarım mümbit topraklar elden çıkmayacak, ayrıca kanalizasyon altyapı sistemleri açısından fevkalade uygun. Bunu da biz kendimiz yapmıyoruz. Aynen Gemlik'te olduğu gibi -Gemlik için özel bir madde çıkardık acil olduğu için- bu tespit edilsin, Bakanlar Kurulu kararıyla çıksın çünkü burada sorumluluk neticede Hükûmetin olsun ve herkes tabii bunu bütün bakanlar dikkatle, titiz bir şekilde inceliyor ve böylece hak ve adaletli bir şekilde, ormanları da koruyacak şekilde bir uygulama yapılsın, vatandaşın mağduriyeti de giderilsin diye bu maddeleri koyduk. Meselenin özü bu. Yani biz gerçekten bunları ormanların kaybolması değil, bilakis orman gözüküp de orman olmayan belediyelik olan, üzerinde yerleşim olan yerler yerine biz onun en az 2 katı maliyeden yer alıyoruz, orayı orman hâline getiriyoruz.