KOMİSYON KONUŞMASI

MAHMUT TANAL (İstanbul) - Sayın Başkan, gerek sizin gerek Sayın Bülent Bey'in bahsettiği konu, o dönemlerde zaten bu bazen kanun teklifiyle gelmiş, bazen önergeyle gelmiş. Kanun teklifiyle gelenlerden, kırk sekiz saat geçmeden bir değişiklik olmamış. O bahsettiğiniz önergeyle gelmiş, yalnız, 2007 yılında ikisi birlikte gelmiş, hem kanun teklifi gelmiş hem önerge şeklinde gelmiş. Kanun teklifi yasalaştıktan sonra orada "Bu zaten kanunlaştı, artık kanunlaştıktan sonra bu önergeyi getirmenizin pratik bir yararı da yoktur." diyor. Yani her konuyu kendi bağlamında ele almak lazım. Bu oradaki ayrıntıdır, daha önce kanunlaşmış, daha önce kanunlaştığı için önergeyle kırk sekiz saat...

BAŞKAN - Hangisi? 2007 mi, 86 mı, 95 mi?

MAHMUT TANAL (İstanbul) - Evet, 2007, işte onu söylüyorum.

BAŞKAN - Belki bir tanesi öyle olabilir.

MAHMUT TANAL (İstanbul) - Yani aynı anda iki şekilde gelmiş. Yani kanunlaştıktan sonra, Meclis iradesini kanunla açıkladıktan sonra artık bunun, kırk sekiz saatin pratik yararının olmadığını söylüyor. Yani siz sanki böyle bir kanun yokmuş gibi... "Efendim, o dönemde beklenmemiş." O, yanlış örneğiniz, örnekleriniz doğru değil.

BAŞKAN - Hangisi? "2007" mi dediniz?

MAHMUT TANAL (İstanbul) - Evet.

Onun için benim sizden ricam, zaten çoğunluğunuz var, bu Anayasa'yı ilk ihlaliniz değil ki yani biz buna alışmışız zaten, siz yine ihlal etmeye devam ediniz.

Ha, Yüksek Seçim Kurulunun sayın temsilcileri burada, şimdi Seçim Kanunu'ndaki, Cumhurbaşkanı Seçimi Kanunu'ndaki hükümlerde, kanun hükmünde kararnamelerle şunu yapabilirsiniz, size bir öneri...

BAŞKAN - Sayın Tanal...

MAHMUT TANAL (İstanbul) - Bitiriyorum, son cümle.

BAŞKAN - Bitiriyorsunuz da düzelteyim söylediğinizi.

MAHMUT TANAL (İstanbul) - Altı aylık süre var ya, efendim, bu, işte, örgütlemesini yapan siyasi parti... Kanun hükmünde kararnameyle her şeyi yapıyorsunuz, onu üç aya düşürün. Üç aya düşürün, demokrasinin gereği olarak herkes olabildiğince seçime katılsın.

Teşekkür ederim.