KOMİSYON KONUŞMASI

ZEKERİYA TEMİZEL (İzmir) - Teşekkür ederim Sayın Başkanım.

Değerli arkadaşlar, her ne kadar Sayın Başkan son yıllarda çıkarılan yetki yasalarının yüzde 90'ına yakınının, 88'ine yakınının...

BAŞKAN - Sayın Bakanım, son yıllar değil, ben düzeltebilir miyim?

ZEKERİYA TEMİZEL (İzmir) - Bütün yıllar.

BAŞKAN - Çıkarılan yetki kanunlarının tamamı.

ZEKERİYA TEMİZEL (İzmir) - Son yıllarda bir tane çıkmış, o da bizde olduğuna göre yüzde 100'ü buraya gelmiş.

BAŞKAN - Evet.

ZEKERİYA TEMİZEL (İzmir) - Bunu Komisyonumuz açısından biz eleştirmeyeceğiz çünkü Komisyonumuza duyulan bir güvenin göstergesi olarak aldığımız için biz de bunu aldık, kabul ettik diyoruz. Ancak biz bunu aldık, kabul ettik derken Anayasa Komisyonunun bu konuda kıyamet koparması gerekiyor, mutlaka koparması gerekiyor çünkü çok net bir şekilde Anayasa'nın bir amir hükmünün yerine getirilmesiyle ilgili bir düzenleme yapıyoruz. Kanun hükmündeki kararnamelerle her zaman herhangi bir bakanlığın içerisinde düzenleme yapabiliriz, herhangi bir idari işlemin yürütülmesiyle ilgili işlem yapabiliriz. Onlar hangi bakanlığı ilgilendiriyorsa o bakanlık da hangi komisyonda ise elbette ki o komisyona gelir kanun hükmündeki kararnamelerle ilgili görüşmeler de. Ancak burada direkt olarak Anayasa'yı ilgilendiriyor, bir Anayasa hükmüyle ilgili bu. Dolayısıyla bizim yetkimizde olmadığını net olarak söylüyorum ama dediğim gibi, Meclisin sonuç olarak komisyonudur, görev verildiği takdirde "Bu görevin sizin tarafınızdan yapılması uygundur." denildiği takdirde, bu açıdan biz Plan ve Bütçe Komisyonu olarak itiraz etmiyoruz.

Şimdi, değerli arkadaşlar, bir Anayasa değişikliği yaptık. Ülkemizdeki sistem değişikliği net bir şekilde ortaya konuldu, yasa yürürlüğe girdi ve belirli bir süre sonra da Cumhurbaşkanlığı seçimleriyle birlikte Meclisin de yenilenmesi gerçekleştirilmek suretiyle bu yeni rejime geçilmesi anayasal olarak kabul edildi. 21/1/2017 tarihinde çıkarılan 6771 sayılı bu Yasa'nın 17'nci maddesinde net olarak bir hüküm yer aldı, sadece (b) fıkrasını okuyorum: "Bu kanunun yayımı tarihinden itibaren en geç altı ay içinde Türkiye Büyük Millet Meclisi, bu kanunla yapılan değişikliklerin gerektirdiği Meclis İçtüzüğü değişikliği ile diğer kanuni düzenlemeleri yapar." Yapar, "Yapabilir." demiyor, "Yapılır." demiyor, "Yapar." diyor. Anayasa'nın amir hükmüdür, emredici hükmüdür. Yayımlanması tarihinden itibaren altı aylık süresi ne zaman doluyor? Haziran ayında doluyor, geçtiğimiz haziran ayında. Yani onun üzerinden neredeyse bir yıla yakın bir süre geçmiş, kanunun yayımı tarihinden itibaren bir yıla. Bu bir yıl içerisinde Anayasa'nın amir hükmünün yerine getirilmemesinin mutlaka bir karşılığı olmalı, müeyyidesi olmalı, bu olmadan olmaz. Ceza Kanunu'nu bütün bir gece tarayıp durdum "Nasıl bir suç bulabilirim bununla ilgili olarak." diye. Doğru, yazılmamış, o nedenle de zaten Anayasa'nın bir sürü maddesi yerine getirilmeden duruyor yerinde. Ancak tarihe not düşme adına ben buna bir isim buldum burada. Meclis ihmal suretiyle Anayasa ihlali yapıyor, kendisine net olarak verilmiş bir görevi ihmal ediyor, ihmal etmek suretiyle de Anayasa suçu işliyor.

BAŞKAN - Dayanağı Anayasa ama değil mi yetki kanunlarının?

ZEKERİYA TEMİZEL (İzmir) - Evet.

Bunun yanında, bu yasa maddesi yürürlüğe girdiği andan itibaren yani altı aylık süre işlemeye başladığı andan itibaren bakanlıkların, Hükûmeti temsil eden bakanların her birisinin kendisiyle ilgili bu değişikliklerin hepsini anında taraması... Bu olay öyle aylarca falan sürecek bir olay değildir Sayın Bakanım, bir kişiye verirseniz aylarca sürer ama bunu 30'a yakın bakanlığa dağıttığınız andan itibaren bunun süresi kıyamet kopsa bir aydır, kıyamet kopsa, hızlı yaptığınız takdirde de süreleri bellidir. Kaldı ki rahmetli Kahveci zamanında bütün bu kanunların hepsinin taramasıyla ilgili çok iyi bir dokümantasyon vardır Başbakanlıkta. Onlar da kullanılmak suretiyle hangi maddelerin direkt olarak bununla ilgili olduğu konusu çıkarılır, o konularla ilgili çalışmalar bitirilir, Bakanlar Kurulu bunların hepsini toplar, Meclise getirir, Meclis de Anayasa görevini yerine getirirdi, bu olmadı; bunun olmamasının bir nedenini anlatmak gerekiyor. Yani "Bütün bunların hepsiyle ilgili çalışmaları kamuoyunun önünde, milletin temsilcilerinin önünde tartışmayalım, bir kanun hükmündeki kararnameyle sıkışık bir döneme getirelim." denildiyse eğer bu başarıldı, başarılmış olan bu. Burada oturup da bu kanunun yapılması konusunda herhangi bir sıkıntımız olmayacağını net bir şekilde söylüyorum, yaparız bunu. Nitekim zaten Anayasa Komisyonundan arkadaşlar birazdan buraya dolacak hepsi çünkü "Madem görev orada görülüyor, bizim de yerimiz orasıdır." diyecekler ve gelecekler. Dolayısıyla bunlar burada yapılır, konuşulur ama öncelikle bu görev ihmalinin ciddi anlamda Cumhurbaşkanlığı tarafından araştırılması gerekiyor. Niye yerine getirilmedi? Normal koşullar içerisinde bir erken seçime gidilmesinin, bunun sonucu bir gensorudur, Anayasa'nın amir hükmünü yerine getirmeme nedeniyle Hükûmet hakkında verilecek bir gensorudur. Bunun başka bir yolu yok yani bizim Anayasa'mızda başka bir denetim mekanizması oluşturulmamış. "Böyle bir olayda yerine getirmiyorsun madem, gensoru veririm." diyorsunuz. Zamanına falan bakmadan belki de biz de Anayasa ihlalinin içerisinde yer almamak için böyle bir gensoru verilme gerekliliğini duyacağız. Görevin yerine getirilmemesi konusunu burada birdenbire bir cümleyle geçiştirilecek bir olay olarak görmemiz gerektiğini özellikle belirtmek istiyorum.

Zaten 4 tane maddemiz var yürütme, yürürlükle ilgili ama özellikle yürürlükle ilgili olarak kısımda bir şeye hemen başlangıçta dikkatinizi çekmek istiyorum Sayın Başkan: Bu yetkinin süresiyle ilgili. Ne zamana kadar kullanılacak? Cumhurbaşkanının yemin ederek göreve başlamasıyla başlayacak, bu olmaz. Biliyorsunuz, daha önceki şeyimizde de Cumhurbaşkanımızın yemini özel nedenlerle geciktirildi. Demek ki Cumhurbaşkanının ne zaman yemin edeceği konusunda bizim Anayasa'mızda çok net bir hüküm yok ortalıkta. Dolayısıyla bu olay uzun süre geciktirilerek bu düzenlemelerle, bu şekilde düzenlemelerle işlem yapılmaya falan kalkılması olasılığını da bu kanunun yürürlük maddesiyle ortadan kaldırmamız gerekiyor. Bunun süresi, Cumhurbaşkanının yemin ettiği andan itibaren olay bitiyor ama yeni kararname çıkarma yetkisi, kararname çıkarma yetkisinin seçimlerin yapıldığı tarihe kadar olması gerekliliğini ortaya çıkarır. Bu, hem objektiflik açısından hem de herhangi bir değişim hâlinde çok büyük sorun yumakları yerine kendileri tarafından çözülecek olan idari işlemlerle ilgili düzenlemelerin ilgililere bırakılması açısından da etiktir, hakkaniyete de uygun bir düzenlemedir.

Diğer karşıtlık, maddenin görüşülmesi sırasında söyleyeceğimiz bir konu da kapsamda ilgili. Kapsamı Sayın Bakan söylediler ancak maddenin içerisinde kapsamının sınırlarını bile doğru dürüst tayin edemeyeceğimiz çok geniş bir maddeyle sınırsız hâle getiriyoruz. Teker teker nerede değişiklik yapılacağını bildirmemizin ötesinde "Bunların dışında..." diye başlayan bir cümleyle bu konuyla ilgili olarak ne kadar değiştirilmesi gereken şey var ise bunlarda da değişiklik yetkisi veriyoruz. Bu kadar geniş kapsamlı bir değişikliği daha önceden Anayasa Mahkemesi bu tür düzenlemelerde her zaman yetki aşımı olarak gördü ve durdurdu, Anayasa'nın 87 ve 91'inci maddeleri açısından sorunlu buldu ve durdurdu. En son gönderilen yetki yasasının içerisinde de çok ilginç bir durum ortaya çıktı. Yetki aşımıyla ilgili olarak oylama 7-7 berabere bitti. Sonra, Başkan daha önceki oylamalarda karşı tarafta oy kullanmasına yani yetki aşımı lehinde oy kullanmasına karşın bu defa tercih hakkını tersine kullandı "Yetki aşımı değildir." dedi. O şekilde Anayasa Mahkemesinden kurtulmuş olan bir madde hâline geldi, cümle olarak aşağı yukarı aynısı yazılmış çünkü bunun içerisine.

Ortaya çıkan zorunlulukta devletin boşluk kabul etmeyeceği gerçeğinden hareketle bu düzenlemenin yapılması konusunda elimizden geleni yapacağız. Ancak bu üç tane temel uyarının bu Komisyonda, bu iyi niyetli çalışma içerisinde mutlaka göz önünde bulundurulması gerektiğini düşünüyoruz, tartışılabilir, yanlış da düşünüyor olabiliriz ama mutlaka konuşulması gerekir diyoruz.

Sayın Bakana beş dakika verilen yerde galiba biz de zımni olarak aynı süreyi kullandığımızı varsayarak şimdilik teşekkür ediyorum.