| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | 6771 Sayılı Kanunla Türkiye Cumhuriyeti Anayasasında Yapılan Değişikliklere Uyum Sağlanması Amacıyla Çeşitli Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Konusunda Yetki Kanunu Tasarısı (1/949) |
| Dönemi | : | 26 |
| Yasama Yılı | : | 3 |
| Tarih | : | 10 .05.2018 |
MEHMET GÖKDAĞ (Gaziantep) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Değerli arkadaşlar, ben de bu dönem görev yapan bir milletvekili olarak, Adalet Komisyonunda da görev alan bir milletvekili olarak hep şuna şahit oldum: Yani, AK PARTİ anlayışı her şeyi böyle bir aceleye getirmeyle, tartışmadan, kurumları, kurumsallıkları devreye sokmadan keyfî yasalar çıkarır. Bir şeyi de hep beraber izliyoruz, şahit oluyoruz: İşbaşına geldiği 2002 yılından bu yana sürekli bir yetki, yetkiyi tek elde toplama, "Kurumsallıklar kalksın, kurumlar kalksın, demokrasinin kurumları ortadan kalksın..." Her şey, yetki, yetki, yetki, yetki... Alındı, alındı, alındı, alındı ama şu görüldü ki: Bu çare değil, bununla bir yere varılmıyor çünkü bütün bu yetkileri aldınız, tek başına her şeyi yapabilecek gücünüz var ama her şeyi karmakarışık hâle getirdiğinizin siz de farkındasınız. Bu, aslında bu gidişatın doğal sonucu değerli arkadaşlar. Yetkilerin tamamını bir yerde toplamak, Parlamentonun, demokrasinin kurumlarını ortadan kaldırmak, onları itibarsızlaştırmak, işlevsizleştirmek bir ülkeye yapılacak en büyük kötülük. Bunu gördünüz, gördünüz ki öyle bir noktaya gelindi, işin içinden çıkılmaz hâle gelindiğinin siz de farkına vardınız. Bütün güç sizde olmasına rağmen, AK PARTİ'nin olmasına rağmen, her türlü gücü olmasına, her türlü yetkiyi çıkarma gücüne sahip olmasına rağmen, yaptığınız, yapacağınız hiçbir şeyin önünde hiçbir engel olmamasına rağmen erken seçim kararı aldınız. Siz de farkındasınız, yürümedi, yürütemiyorsunuz, bütün güç sizde de olsa yürütemiyorsunuz. Biz muhalefet partisiyiz, biz erken seçim isteriz. Neden? Çünkü iktidarda değiliz, iktidara gelmek için böyle bir şey isteriz biz.
BAŞKAN - Biz de sizi kırmak zaten.
MEHMET GÖKDAĞ (Gaziantep) - İsteriz biz ama tek başına iktidar olan, her şeyi yapma gücüne sahip olan bir iktidar neden erken seçime gider? Altında eziliyorsunuz çünkü ülke sorunlarının, çözemiyorsunuz; bütün yetkiler sizde olmasına rağmen şimdi yine yetki istiyorsunuz, yine yetki istiyorsunuz; üstelik, bunu yaparken de kurumları, Parlamentonun kurumlarını, demokrasinin kurumlarını yok sayarak yapıyorsunuz. Tamam, yapıyorsunuz bunu, yapalım, tamam; o zaman Anayasa Komisyonunda niye tartışılmıyor, Adalet Komisyonunda, yetkili kurumlarda niye tartışılmıyor, niye bu acele?
Mesela, Sayın Bakanımla birlikte bir şey çıkardık, Kişisel Verileri Koruma Kanunu; yine bir acele, acele, işte, "Avrupa Birliğinin takvimine yetişme..."
Öyle değil mi Sayın Bakanım, değil mi? Evet.
Biz yine tartışalım, önemli bir konu.
BAŞKAN - Teşkilat maddesi miydi o Sayın Bakan?
BAŞBAKAN YARDIMCISI BEKİR BOZDAĞ (Yozgat) - Hayır, hayır.
MEHMET GÖKDAĞ (Gaziantep) - Kişisel Verileri Koruma Kanunu.
BAŞKAN - Orada teşkilat da vardı, değil mi?
BAŞBAKAN YARDIMCISI BEKİR BOZDAĞ (Yozgat) - Tabii, yeni bir teşkilat...
BAŞKAN - Orada da Plan ve Bütçeye müdahale ettiniz. Teşkilat kanunları bizim işimiz Sayın Bakanım, niye yaptınız bunu?
MEHMET GÖKDAĞ (Gaziantep) - Sayın Başkanım, şunu bitireyim isterseniz.
BAŞKAN - Pardon.
MEHMET GÖKDAĞ (Gaziantep) - Şimdi, biz öyle yine uyarırken, yine "Şunu tartışalım, önemli bir konu, milyonlarca insanın kişisel özgürlüklerini ilgilendiren bir konu..." İşte "Avrupa Birliği takvimi, yetişme, yetişme..." Kanun çıktı. Kişisel Verileri Koruma Kurulu kurulmadan o kanunun eksikliği konuşulmaya başlandı. Neden? Çünkü bir acele, bu kurumsallıkları öteleme, bir oldubittiye getirme. Ben bunu bütün samimiyetimle söylüyorum değerli arkadaşlar, ayrı düşüncelerde olabiliriz ama aynı geminin içindeyiz. Eğer bir gemi batarsa o geminin kaptan köşkünde oturanı ile makine dairesinde kömür atanı arasında batma farkı iki dakikadır; hep birlikte batarız. Biz bu geminin yüzmesini istiyoruz; devletin kurum olarak, kurumsallık olarak ayakta kalmasını istiyoruz. Eğer bu kurumlar, kurumsallıklar ortadan kalkarsa, keyfîlik başlarsa bunun altında kimin, ne zaman kalacağı belli olmaz Sayın Başkanım, yazık ediyorsunuz. Çıkarırsınız, bunu da çıkarırsınız ama gerçekten bu devletin kurumlarını bu kadar itibarsızlaştırıp, bu kadar işlevsizleştirip bütün yetkileri bir elde toplama anlayışı bu ülkeyi felakete götürür, kimse altından kalkamaz.
Teşekkür ediyorum.