| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi (2/2341) |
| Dönemi | : | 26 |
| Yasama Yılı | : | 3 |
| Tarih | : | 14 .05.2018 |
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Çok teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.
Bilindiği üzere, teklif metni içerisinde birçok düzenleme var ki farklı toplum kesimlerinin taleplerini karşılıyor veya ortada olan bazı sorunlara çözüm geliştiriyor. Öncelikle, kambiyo mevzuatına ilişkin olarak getirilen maddelere genel olarak baktığımızda, bir taraftan yetkili müesseselerle ilgili yapılan işlemlere ilişkin yasal çerçeveyi geliştirmek ve bu arada özelikle yetkili müesseseler tarafından yapılan iş ve işlemlere dair Hazine Müsteşarlığının denetim imkânlarını ve kabiliyetlerini artırmak; yine yetkili müesseseler tarafından yapılan iş ve işlemlere ilişkin özellikle yaptırımlarla ilgili düzenlemeler getirilmiş oluyor. Bu konuda da zaten detaylı açıklamaları Hazine Müsteşarlığı ayrıca yapacak.
Yine, geçmişten bakıldığında, özellikle 6'ncı maddede Atatürk Orman Çiftliğine ilişkin bir düzenleme var. Hepinizin malumu, Atatürk Orman Çiftliği arazisi üzerinde hayvanat bahçesi ve tema park yapılmak üzere on yıllığına kiralanmasına ilişkin bir düzenleme buradan geçmişti. Yine hepinizin malumu, bu tema park projesi nihai aşamasına geldi, gerçekten Ankara'ya çok ciddi bir turist çekebilecek, Ankara'yı bu anlamda bir çekim merkezi hâline dönüştürebilecek son derece önemli bir proje. Tabii, bu projenin hayata geçebilmesi için buradaki sürenin on yıldan yirmi dokuz yıla çıkarılması ihtiyacı var. Yine, bu tema park alanı içerisinde oluşan tesisin kullanımı noktasında zorunluluk arz eden birtakım yapı ve tesislerin burada inşa edilmesi gerekiyor. Burada, bu hususa açıklık kazandırılıyor ama şunu da söylemek lazım: Bu madde de dâhil olmak üzere yapılan bu düzenlemelerin tamamında bu kira süresinin sonunda buradaki bütün varlıklar Atatürk Orman Çiftliğine devredilmiş olacak. O açıdan, şu anda projenin geldiği aşama itibarıyla böyle bir düzenlemenin ivedi bir şekilde yapılması gerekiyor.
Yine, teklifin 7'nci maddesinde çiftçilerimizin elektrik borçlarının kendilerine yapılan tarımsal destekleme ödemelerinden mahsubuna imkân veren bir düzenleme var.
8'inci madde, tabii, Maliye Bakanlığı olarak bizim de üzerinde çalıştığımız bir konu, doğru, Sayın Bakanımızın ifade ettiği gibi, 2004 yılından bu yana Türkiye'de enflasyon muhasebesi uygulamıyoruz çünkü enflasyon muhasebesi uygulamasını gerektirecek bir enflasyon gerçekleşmesi de yok. Bu, hepimiz için sevindirici bir şey yani "Enflasyon olsun da enflasyon muhasebesi uygulayalım." dememiz asla söz konusu değil ama burada tabii, işletme varlıkları içerisinde yani maddi duran varlıklar çerisinde yer alan gayri menkuller uzun süreler işletmelerin aktiflerinde bulunabiliyorlar ve bunlar, zaman içerisinde, uzun yıllar elde tutulduktan sonra satıldıklarında o satış anına kadar geçen yıllardaki bütün enflasyon gerçekleşmeleri tabii ne oluyor, gayrimenkulün satış değerine de yansıyor yani 2015 yılında defter değeri 1 milyon lira olan bir varlığın bugün, diyelim ki piyasa rayici 10 milyon olduğunu varsayalım ama gerçekte, aslında bugün bakıldığında, o 1 milyon liralık defter değeri bugün artık enflasyon muhasebesi uygulansa belki de 7 milyon liralık bir değere tekabül ediyor. Bu defa ne oluyor? Biz, böyle bir düzenleme yapmadığımız için gayrimenkullerin elden çıkarılması hâlinde ortaya çıkan efektif vergi yükü, başlangıçta öngördüğümüz istisna kazanç kısmı dâhil olmak üzere istenilen amacın dışarısına çıkmış oluyor. Bu açıdan, mükellefleri bir defaya mahsus olmak üzere gayrimenkulleriyle sınırlı bir enflasyon değerlemesi yapma imkânı getiriyoruz. Burada, mükellefler bu değerlendirmeyi bu yıl içerisinde yapacaklar ve bu değerlendirme karşılığında da defter değeri ile yeni oluşan değer arasındaki bedel üzerinden yüzde 5 bir defalık bir vergi ödeyecekler. Ben, bunun işletmelerimizin aktiflerinin bugünkü değerine getirilmesi, banka bilançolarının bu açıdan gerçek durumu göstermesi açısından önemli görüyorum yani bankalara verilen kredi işlemleri bakımından aslında netice doğuracak bir işlem değil çünkü bankalar zaten kredi işlemlerini yaparken gayrimenkullerin defter değerlerine değil ekspertiz tarafından yapılmış ekspertiz değerlerine bakıyorlar. Diğer taraftan, ne dersek diyelim bu gayrimenkullerin de bu anlamda değerlerinin güncellenmesi önem arz ediyor.
Teklifin 9'uncu maddesinde hasılat esaslı katma değer vergisi uygulaması bakımından bir genişletici düzenleme öngörülüyor. Bildiğiniz üzere, yine Komisyonumuzdan geçen Katma Değer Vergisi Kanunu değişikliklerinde işletme hesabı esasına göre defter tutan mükellefler için hasılat esaslı KDV yöntemini seçme imkânı getirilmişti. Bu imkân, sadece işletme hesabı esasına göre defter tutan mükelleflerle sınırlandırılmıştı. Özellikle burada hizmet sektöründe bilanço esasına göre defter tutan, mesela, özel halk otobüsü işletmecileri de dâhil olmak üzere böyle bir düzenlemenin yapılması önem arz etmektedir.
Teklifin 10'uncu maddesi sosyal yardımlaşma ve dayanışma vakıflarında yapılacak toplu sözleşme düzenine ilişkin bir düzenlemedir. Şu anda, 800 civarında sosyal yardımlaşma ve dayanışma vakfı var. Bu vakıflar, biliyorsunuz, kaymakamlıkların, valiliklerin bünyesinde kurulu. Vakıflar bünyesinde çalışan işçiler bakımından toplu sözleşme düzeni vakıf yönetimi ile yetkili sendika arasında gerçekleşiyor. Hâlbuki, bütün bu vakıfların yapacağı ödemeleri sağlayan merkez de Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı; dolayısıyla, bu düzenlemeyle bütün vakıflar adına yetkili sendikayla toplu sözleşme yapma noktasında Aile Bakanlığına yetki verilmektedir.
11'inci madde Taşkömürü Havzası'ndaki taşınmaz malların üzerinden talep edilen ecrimisillerle ilgili bir düzenlemedir. Madde gelince detaylarını da vereceğiz. Yine, Komisyonumuzdan, sanıyorum bir yıl önce geçen bir düzenlemeyle, Zonguldak'taki bu Taşkömürü Havzası'ndaki Hazineye ait taşınmazların kullanıcılarına emlak vergisi değeri üzerinden doğruda satılması öngörülmüştü. Aynı taşınmazlar için tabii geçmişe dönük de ecrimisil bedelleri söz konusu. Burada yapılmak istenen değişiklikte emlak vergisi değeri üzerinden yapılacak tahsilattan geçmişe ilişkin ecrimisil ödemelerinin -ödenirse- mahsup edilmesi öngörülmektedir.
Tasarının 12'nci maddesinde, biraz önce Sayın Bakanımız da ifade etti, Kıyı Kanunu'nda yapılan bir düzenlemeyle belirli türde kamu yatırımlarının yapılabilmesine, kıyı kenar çizgisi içerisinde yapılabilmesine imkân sağlamak bakımından daha önce de yapılan düzenlemede il bazlı olarak Trabzon ilinin dâhil edildiği bir noktada, aynı ihtiyaca sahip olan Rize ilinde de benzer ihtiyacın karşılanması öngörülmektedir.
Tasarının 13'üncü maddesi... Yine Komisyonumuzdan, hatırlarsanız, geçen yasama yılında düzenleme geçmişti, Adıyaman tütünü olarak bildiğimiz kıyılmış tütünün üretimine ve satışına ilişkin buradan önemli düzenlemeler geçmişti. Biliyorsunuz, doğası gereği Adıyaman tütünü veya benzer tütün mamulleri daha çok geleneksel kıyma makinalarıyla üretilen tütün türleri, mevcut Tütün Kanunu'nda normalde tütün üretimi için yüksek teknolojili makinaların kullanılması öngörülmektedir. Burada yapılan düzenlemeyle, bu özel aromaya sahip Adıyaman tütünün veya bu bölgedeki tütünün geleneksel makinalarla da üretilebilmesini dönük bir imkân sağlanmaktadır.
Teklifin 14'üncü maddesinde ise Kamu İhale Kanunu'nun 21'nci maddesinde yapılan bir değişiklikle pazarlık usulüyle yapılacak ihalelerin arasına yapım tekniği açısından özellik arz eden durumlar da dâhil edilmektedir.
Yine, teklifin 15'inci maddesinde elektrik alımı sözleşmelerine ilişkin bir ek fiyat farkı düzenlemesi öngörülmüştür. Burada, ilgili maddede detaylı bir şekilde anlatılacak. Normalde fiyat farkı düzenlemeleri, TÜİK'in genel endeksine dayalı olarak öngörülmüşken fiyatlama mekanizmalarındaki özellik arz eden durumlar nedeniyle bu ihaleleri alan firmalar geçmişe dönük olarak TÜİK endeksiyle gerçekleşmeler arasındaki farktan kaynaklı bir şekilde bir kayba uğramışlardı. Bu kaybı telafi etmek üzere bu düzenleme yapılıyor.
Yine, 16'ncı maddede Büyükşehir Belediyesi Kanunu'nda bir değişiklik yapılmak suretiyle büyükşehir belediye sınırları içerisinde toplu taşıma hizmetlerinin hizmet alımı yoluyla gördürülebilmesine, yine bu şekilde gördürülen hizmetlere ilişkin de ücretsiz veya indirimli taşıma hâlinde Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı tarafından yapılacak ödemelerden bu kooperatiflerin de yararlanması öngörülmüştür. Burada teknik bir düzeltmeyi de yapma ihtiyacı söz konusu.
17'nci maddede ise Esnaf ve Sanatkârlar Meslek Kuruluşları Kanunu'nun 6'ncı maddesi çerçevesinde ilçelerde oda bulunmaması hâlinde buralardaki vatandaşlarımızın hizmetlerini gördürmek üzere Gümrük ve Ticaret Bakanlığına odalar için buralarda şube kurdurmayla ilgili yetki alınmaktadır.
18'nci maddede sosyal güvenlik mevzuatı kapsamında yapılan ödemelerde özellikle "küsuratlı ödemeler" dediğimiz hâllerde mükelleflerin belirli haklardan yararlanmasının önü kesilmesin düşüncesiyle belirli bir orana veya tutara kadar eksik ödemede diğer uygulamalar bakımından bir eksiklik olarak addedilmemektedir.
Yine, İskân Kanunu'na ilişkin 19'ncu maddede bir düzenleme var. Bu düzenlemede de... Diyarbakır Bismil'de geçmişte yapılan afet konutlarına ilişkin, zemin etüdüne ilişkin yapılan bir eksiklik nedeniyle oradaki binalar yapılmış, hak sahipleri bu binalara taşınmış ama zeminde meydana gelen kaymalar nedeniyle oradaki taşınmazlar oturulamaz hâle gelmiş. Burada, tabii, valilik bu konuyla ilgili tespitleri yapacak maddeye göre. Bu çerçevede bu hak sahiplerine bir başka yerde yine konutların yapılmasına ilişkin bir yetki düzenlemesi yapılmaktadır.
20'nci maddede, Karayolları Trafik Kanunu çerçevesinde gerek kara yollarının gerekse yap-işlet-devret modeli çerçevesinde özel işleticilerin kesmiş olduğu trafik para cezalarının yüzde 60 oranında indirimli olarak uygulanması, geçmişten gelen tahsilatların da yeni yapılan uygulama çerçevesinde tahsil edilmemesi öngörülmüştür.
21'inci madde de buna ilişkin bir geçici madde düzenlemesidir.
22'nci madde: Biliyorsunuz, 2/B diye bildiğimiz orman vasfını yitirmiş hazineye ait taşınmazların vatandaşlarımıza doğrudan satışına ilişkin bir düzenleme vardı, bu düzenlemenin süresi dolmuştu. Hâlâ bir kısım mükellefimiz veya vatandaşımız 2/B kanunu kapsamında yapması gereken müracaatları yapmamış durumda veya ödemelerini aksatmışsa ödemelerle ilgili de kasım ayı sonuna kadar burada bir süre uzatımı verilmektedir.
Tasarı'nın 23'ncü maddesinde ise Tütün Kanunu'nda hürriyeti bağlayıcı cezalar için öngörülen maddenin başlangıç tarihi, yürürlük tarihi olarak 1 Temmuz 2018 öngörülmüşken yapılan düzenlemeyle bu tarih 2019 başına çekilmektedir.
Gerçekten çok farklı toplum kesimlerinin beklentilerini, sorunlarını çözen bir düzenleme. Yani burada, tabii, teklifin ilk giriş cümlesinde bir seçime referans verilmiş olması bana göre bu süreç açısından önemlilik arz etmiyor çünkü bütün bu sorunları aslında epey zamandır konuşuyoruz, tartışıyoruz. Bu açıdan bence burada önemli olan bu getirilen düzenlemelerin içeriğiyle ilgili hususlarda Komisyonumuzun yapacağı katkı ve önerilerdir.
Sayın Başkanım, teşekkür ediyorum.