FARUK BAL (Konya) - Şimdi, alt komisyon kurulması teklifimizi çoğunluk reddetti. Alt komisyon kurulması teklifimizin özü, bu kanunu daha olgun, daha anlaşabilir ve daha ortaklaşır hâle getirebilmekti. 1'inci maddeyi ben size okuyorum, siz anayasa profesörüsünüz Sayın Başkanım: "Bu Kanunun amacı, Türkiye Cumhuriyeti Devletinin resmî armasının belirlenmesidir." Bir de Anayasa'nın 1'inci maddesini okuyorum: "Türkiye Devleti bir Cumhuriyettir." Nereden başlayalım tartışmaya?

BAŞKAN - Hayır, önerge verir, o da yazılır buraya.

FARUK BAL (Konya) - Niye böyle yazalım canım? Bunu biz bu hâle getirelim, anlaşalım diye bunları söyledik.

BAŞKAN - Biz bunu da söylüyoruz, ne engel var bunda anlayamadım ki?

FARUK BAL (Konya) - Anayasa bir devletin temel yasasıdır, arma da bir devletin, bir milletin temel değerlerini yansıtacağı, alametifarikası olabileceği en önemli semboldür. Bu sembolün hazırlanmasına ilişkin kanun teklifinde Anayasa'nın 1'inci maddesine aykırılık var.

BAŞKAN - Ben burada aykırı neresi var, onu anlamadım.

FARUK BAL (Konya) - O zaman, gelin, eteğinizdeki taşı dökün, bizi de kaygılardan, kuşkulardan, şüphelerden uzak bir şekilde, Türk milletine, Türk devletine bir arma armağan etme çabasına katkı verme şerefine uygun görün Sayın Başkanım.

BAŞKAN - Şimdi "Türkiye Cumhuriyeti devleti" ifadesi kullanılıyor çok, bu ifade yeni kullanılan bir ifade de değil yani birçok şekilde kullanılıyor. Bunun, "cumhuriyet" kelimesinin konulması bence vurgudur, daha da güzeldir. Bunun bir engelini ben görmüyorum, bilmiyorum yani... "Türk devleti" biçiminde diyor da, ben de diyorum ki bu kanunla da zaten hep kullanılıyor, "Türkiye Cumhuriyeti" şeklinde kullanılıyor, bir engel yok.

FARUK BAL (Konya) - Sayın Başkanım, bakın, dökük saçık bir devletiz biz. Şu Anayasa dökük saçık bir devletin Anayasa'sı. Biz de dökük saçık bir arma yapmayalım, hiç olmazsa bu tam olsun. Bakın, bu Anayasa'da devletin adına "Türk devleti" dediği madde var başlangıç kısmında, "Türkiye devleti" dediği madde var, "Türkiye Cumhuriyeti" dediği madde var; böyle bir Anayasa olur mu?

BAŞKAN - Olmaz.

FARUK BAL (Konya) - O zaman, böyle bir Anayasa olmayacağına göre bu teklifin 1'inci maddesi de bu tartışmayı gündeme getirdiğine göre, gelin, bizim armamız da tartışılmayacak bir hâle gelsin. Gelin ortaklaşalım, gelin uzlaşalım, gelin anlaşalım.

BAŞKAN - İşte anlaşacağız.

FARUK BAL (Konya) - Niye o zaman hemen kapıyı kapatıyorsunuz?

BAŞKAN - Hayır, Komisyonda anlaşacağız.

FARUK BAL (Konya) - Hayır, efendim, o zaman anlaşmayız ki. Bütün yanlışlıkları zapta geçiririz, ondan sonra ne hâliniz varsa görün.

BAŞKAN - Peki, ne diyeyim. Başka da yolumuz yok ki Faruk Beyciğim, ne yapacağız başka türlü? Yani, çalışmanın bir şekli şemali var.

FARUK BAL (Konya) - Efendim, on günü geçmez, bir uzlaşma komisyonu, bir alt komisyon kursanız Sayın Başkanım...

BAŞKAN - Alt komisyonun işi çözeceğine inansam... Hiçbir faydası olmaz bu konuda alt komisyonun, kurduğumuz günler de oldu çok ama... Bu söylediğin ifadenin Anayasa'ya aykırılığını siz de söylediniz, tam da ben onları sayacaktım, değişik yerlerde ama Türkiye Cumhuriyeti devleti, T.C. olarak da baktığınızda kullanılıyor. Bundan bir rahatsızlık... Niye, bilmiyorum yani? Bunda bir yanlışlık olursa düzeltiriz ama ben bunda bir yanlışlık görmüyorum ifade olarak. Samimi söylüyorum Faruk Beyciğim, seninle aynı hassasiyeti taşıdığımızı az çok tahmin edersin yani. Öyle farklılık görsem ben de ona itiraz ederim de... Alt komisyonda anlaşamıyoruz senin ile biz.

FARUK BAL (Konya) - İyi çalışılmamış, katkıya, olgunlaştırılmaya ihtiyacı olan, iyi niyetle hazırlanmış bir teklif olarak görüyoruz. Bunun iyileştirilmesi, olgunlaştırılmasına çaba vermek, katkı vermek istiyoruz ama siz kapıları kapatıyorsunuz.